Binaya adımımı atıp atmamak konusunda kararsızdım. Belki başka bir aktivite de seçebilirdim. Omzuyla beni itekleyen çocuğun arkasından sinirli bir şekilde baktım. Hayır hayır kesinlikle eve gidip babama yalvarıcaktım. Nereden çıkmıştı bu 'yazı dolu geçirme' aktivitesi?
Gözlerimi kısıp binayı süzdüm. Bina dediğime bakmayın. Tek katlı bir şey. Ama bayağı geniş...
Pes! Kesinlikle eve gidip dün yaptığım gururu hiçe sayıp babama yalvaracağım. Kısacası tükürdüğümü yalayıp yaz okuluna gideceğim.
Arkamı dönüp adım attığımda bir kızla çarpıştım. Kızın gözlüğü düştü ve gözlerini kısarak yeri yoklamaya başladı. Binaya sürekli birileri girip çıktığı için ve sokak kalabalık olduğu için kız söylenerek küfrediyor aynı zamanda gözlüğünün ezilmemesi için dua ediyordu.
"Afedersin" diye ağzımda bir şeyler mırıldanıp biraz ötedeki gözlüğü alıp kızın eline verdim. Kız gözlüğünü takıp bana baktı. Beni biraz süzdükten sonra sonunda yüzümde durdu.Biraz gergin bir şekilde resmice elini uzattı.
"Teşekkürler. Adım Katherina, sen?"
Eline bakış attıktan sonra çekingen bir şekilde elini sıktım.
"Su."
"Su? Biraz garip adın varmış."
"Evet, Türküm."
Aslında Türk sayılır mıydım bilmiyordum. Türkiye'ye hayatımda hiç gitmemiştim. Para biriktirip kendi kendimi oraya gideceğimle ilgili avutmuştum hep. Sadece resimlerini görmüştüm. Ama benimsemiştim...Annem Türktü. Adımı her ne kadar babam onaylamasada o koymuştu.
"Kayıt yaptırdın mı?"
"Hayır."
"Gel sana yardımcı olayım.... Su."
Su'yu garip telafuz ettiği için ilk önce anlayamamıştım. Biraz duraksadıktan sonra hızlı yürüyerek aramızdaki mesafeyi kapatarak ona yetiştim. Aslında artık alışmam gerekiyordu. Bu Amerika'daki 6. yılımdı. Ama ne var ki hala bana garip geliyordu adımı telafuz edişleri.
Galiba yeni tanıştığım bu kız yüzünden binevi aileme boyun eğmek zorunda kalırken aynı zamanda da yazımı 'dopdolu' yaşayacaktım(!) Aman ne güzel...
Kayıt işlemini tamamladıktan sonra Katherina bana binayı gezdirmeye başladı. Aslında gezilecek pek bir yeri yoktu. Kayıt işlemlerinin yapıldığı yerin yanında küçük kafeterya vardı.
Katherina beni çekiştirerek merdivenlere yönlendirdi. Merdivenler aşağıya, bir spor salonuna iniyordu. Ama kocaman bir spor salonuna...
"Ve burasıda alıştırmaların yapıldığı yer. Toplam üç grup var. Ben ikinci gruptayım. Eğer eğitmen seni yeterli bulursa kısa zamanda ikinci gruba geçebilirsin, ne dersin Su?"
Büyülenmiş bir şekilde spor salonuna baktım. Bir kaç kişi minderlerin üstünde tahta kılıçlarla alıştırma yaparken birkaçı ise birbirlerine yumruk savuruyorladı. Gözlerimi sağ bölümden kaydırıp sola baktım. Burda ise tavandan zincirle kum torbaları sarkmıştı. İleride ise tahminen soyunma odaları ve tuvaletler vardı.
"Su?"
Hızlı bir şekilde Katherina'ya döndüm.
"Hadi seni antrenörümle tanıştırayım. Kendisi çok sevecen bir kadın. Eminim senin antrenörünüde tanıyo-"