Martin'in dediği gibi Jason'a beşlik çakmak isterdim ama Jason benden önce davranmıştı;
Jason beni es geçip Martin'in suratına yumruğunu indirdi.
"Bu akşam antremanını aksattığın için."
Ardından bir yumruk daha.
"Bu da rahatlamam için."
Martin arkaya sendeledikten sonra Jason'ın üst üste yumruk indirdiği dudağının kenarını tutup bana göz kırptı.
"Revire gitsem iyi olur"diye mırıldanarak uzaklaştı. Arkasından gideceğim sırada Jason beni belimden yakalayarak önüne getirdi.
Etrafımda insanlar bize bakıyor mu diye bakınırken aynı zamandada Jason'a laf yetiştirmeye çalışıyordum.
"Sana zaten hesap vermiştim."
Jason söylediğim şey üzerine dalga geçer gibi güldü.
Samantha'ya birinci grubu idare etmesini söyledikten sonra beni revire çekiştirmeye başladı.
Revirin içine girdiğimizde Martin'in dudağına pamuk tuttuğunu gördüm.
"Çık dışarı piç herif."
Jason'ın gülerek söylediği şey üzerine Martin başıyla selam verdi.
"Anlaşıldı,kaptan sensin."
Martin çıktıktan sonra Jason beni duvarla arasına aldı.
Nefesini dışarı verdikten sonra dudağıma uzandı.
Sertçe öptüğü için biran onu ittirip tokadı suratına geçirmek istemiştim. Ama istemiştim. Çünkü o anda ne yaptığımı veya ne olduğunu idrak edemiyordum.
Sadece Jason'ın ağzımı açmam için diliyle dudaklarıma baskı uyguladığını hissedebiliyordum.
İrademde Jason'ın galibiyeti ile çoktan gitmişti.
Dili ağzımın içine girdiğinde istemsiz olarak parmak uçlarımda kalkıp ensesindeki saçları kavradım. Bir kaç saniye böyle kaldıktan sonra elleri belimden inip kalçalarıma kavradı ve o anda bulunduğum durum beynime şimşek hızıyla indi.
Onu hafif ittirip nefes almaya çalışırken onunda nefes nefese kaldığını fark ettim. Ne yaptığımı geçte olsa idrak edebildiğim için şanslıydım. O dudağını yalarken biranda sinirle onu ittirip cırladım.
"S-sen ne yapıyorsun!? Kafayı mı yedin?"
İstemsizce elim dudağıma gitti. O kadar sert öpmüştü ki şişse hiç şaşırmazdım.
Gözlerimi kısıp ona bakarken o sadece gülmekle yetindi.
"Bu beni kızdırdığın içindi."
Ağzımı kapamam gerektiğinin farkındaydım ama şuan bir şey söyleyip söylememek arasında kaldığım noktadaydım. Ağzımı sonuna kadar açıp nedemem gerektiğini toparlamaya çalıştım.
"Eğer yeniden öpmemi istemiyorsan ağzını kapa. Bu çok tahrik edici."
"Sen ne yaptığının farkında mısın? Hah! Birde bana Maria'ya uyuduğumuzu söyledim diye binbir laf söylemiştin."
"Bu masum bir öpücüktü."
"Masum bir öpücük mü? Sen kafayı yemişsin."
Bana göz kırpıp dışarıya yürümeye başladı.