'Türk'

33 3 0
                                    

"Aşkolsun baba, hamakta mı uyuttun kızı?"

Üstümdeki örtünün açılmasıyla soğuk içime kadar nüfus etmişti.

Homurdanıp öteki tarafa döndüğümde annem bu sefer beni dürtmeye başladı.

"Su, Suu! Hadi kalk! Geç kalacaksın kulübüne."

Kulüp? Ah!

Gerinerek kalktım. Annemin onaylamayan bakışları ile karşılaşınca hızlı adımlarla tuvalete ilerledim.

"Su, akşam sadece turta mı yedin?"

Kafamı uzatıp her ne keadar görmesede gözlerimi devirdim.

"Büyükbaba, hani birbirimize sahip çıkıp ispiyonlamayacaktık?"

"Arzu'nun nasıl olduğunu bilirsin. İnatçı bunak!"

İç çekip tuvalet kapısını kapattım.

Dişlerimi parmağıma sıktığım macunla fırçaladıktan sonra saçımı sıkı bir tepeden topuz yapıp tuvaletten çıktım.

Çıkar çıkmaz annem elime tost sıkıştırmıştı.

"Hadi geç kaldık."

Tosttan aldığım kocaman ısırık az kalsın boğazıma kaçıyordu.

"Kaldık? Ben bisikletle gidicem."

"Hayır küçük hanım hala fırtınalar yer yer boy gösterirken seni yanlız göndermem. Hem ayrıca şu kulübüne bir bakalım nasılmış diye değil mi?"

"Ah Tanrım!"

***

Arabada ben radyonun sesini açtıkça o kapatıyordu. O kapattıkçada ben açıyordum. Sonunda bıkkınlıkla nefesimi verip telefonumu çıkardım. Müzik dinlerken ne zaman geldiğimizi anlayamamıştım. Annemin dürtmesiyle kulaklıkları kulağımdan çıkarıp çantama koydum. Katherina'ya mesaj atıp geldiğimi belirttim.

Ben önde annem arkada ilerlerken sürekli anneme omuz atan gençler oluyordu. Kaldırıp çok kalabalıktı ve annemin söylenmeleri bile duyulmuyordu.

Katherina elindeki kolayı bana uzatıp anneme selam verdi.

"Arzu."

"Katherina."

Resmice tokalaştıktan sonra annem etrafa göz gezdirmeye başladı. Kafeteryada bir kaç dövmeli çocuk kavga ediyor ve birbirlerine vuruyorlardı. Aşağa inen merdivenlerin orada ise bir kızla bir çocuk yiyişiyorlardı.

Kolayı annemin eline sıkıştırarak onu belinden tutarak hafifçe kapıya yönlendirdim.

"Sen babamı karşılamayacak mıydın?"

Babam bugün Yeni Zellanda'dan dönüyordu ve annemin onu karşılaması gerkiyordu. Ben mi? Bir kaç yıldır babamla aram iyi değil. Ama elbetteki onu evde karşılayacaktım...

"Önce eğitmeninle görüşmem lazım."

"Ne?! Lütfen."

"Şey, konuşmaya üçüncü kişi olarak eklenmek istemezdim ama Su'nun eğitmeni daha gelmedi..."

Katherina'ya beni kurtardığı için teşekkür bakışları attım o ise omuz silkerek karşılık verdi.

"Peki..."

Annem yarım yamalak cevap verdi ve omzumu sıkıp çıkışa yöneldi.

"Vay suskun kızımız annesinin yanında konuşkan ha?"

"Lütfen kapa çeneni..."

Yorgun bir şekilde spor salonuna inene kadar Katherina'nın anlatmadığı şey kalmamıştı. Spor salonuna geldiğimizde ise herkesin sıra olduğunu gördük. Kimseden çıt çıkmıyordu ve bütün yüzler bize dönmüştü.

Katherina "kahretsin" gibi bir şeyler mırıldandı ve hızlıca' kendi grubu' sandığım kızlı erkekli gruba yönelip sıraya geçti. Ben ise kıpırdayamıyordum.

Bayan Mclean, Jason ve diğer bayan eğitmen bana dönmüş bakıyorlardı.

"Sıraya geç."dedi -tahminen Jason- Jason sert bir sesle. Sıramın neresi olduğunu bilmiyordum ve rastgele kızlı erkekli bir grubun arasına girip sıraya girdim.

"Geç kaldığınızı şimdilik affediyoruz çünkü bu ilk dersimiz. Ben Samantha Mclean, ikinci grubun eğitimcisi. İkinci grubu zaten yakından tanıyorum. Aramızda yeni yok. O zaman ikinci grup beni takip etsin ve zaman kaybetmeden eğitime kaldığımız yerden devam edelim. "

Sıradan çoğu kişi ayrılıp Samantha'yı takip etti. Üçüncü grupta diğer bayan öğretmen açıklama yapmadan onu takip edince bir kaç kişiyle birlikte sırada kalmıştım.

"Jason Bullock. Bende sizin gibi yeniyim. Jason diye hitap edebilirsiniz. Tanışma faslını uzatmadan eğitime geçeceğim. Sadece adınızı söyleyin."

Kolundaki dövmeleri açıkta bırakan sporcu atleti giymişti ve kaşındada piercing vardı. Bunun dışında sert bir görüntüsü yoktu ama yinede beni huzursuz ediyordu. Söylediği sözlerdede ne kırıcı nede argo bir kelime vardı ama o kadar korkutucu ve sert geliyordu ki...

Toplam 10 kişiydik. Şimdiye kadar sadece yanımdaki kızların ve bir oğlanın adını aklımda tutabilmiştim. Sıra bana gelip ismimi söylediğimde herkes kahkaya kapılmıştı. Jason bile sırıtmıştı.

"Türk? Neden buraya geldiği belli. Ne o toplu katliam mı yapacaksın?"

Amerika'da 6 yıldır yaşıyordum ama daha önce kimse tarafından Türküm diye katil damgası yememiştim. İç sesim her şeyin bir ilki vardır derken kavgacı tarafım çoktan tutuşmuştu ve sarışın çocuğun üstüne atlamamak için kendine hakim oluyordum.

Kendine hakim ol! Kendine hakim ol! Kendine hakim ol!

"Max, kapa çeneni."

Yanımdaki kız sert bir dille Max'i uyarınca bu sefer ortam gerilmiş herkes birbirine laf yetiştirmeye başlamıştı.

"Kesin sesinizi!"

Aklımın köşesine Jason'a bulaşmamayı not etmeliyim.

________

Güçsüz olmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin