Jimin uykulu gözlerle sabah ofise uğramış, gerekli evrak işlemlerini tamamladıktan sonra öğlen saatlerinde Jungkook'un evine doğru yol almıştı. Otobüs durağına geldiği zaman arkasından biri uzunca "Jimin! Hey Jimin!" diye haykırmıştı. Merakla dönen Jimin hemen yanında koşmaktan nefes nefese kalmış üniversiteden arkadaşı Lee Dong'u gördü.
- Ah Jimin! Arkandan o kadar seslendim hiç duymadın!
- Biraz dalgındım kusura bakma! Sen iyi misin, nasılsın?
- İyiyim iyiyim! Üniversiteden sonra birkaç kez görüştük sonra hiç arayıp sormadın doğrusu!
- Ah... Kusura bakma işim oldukça yoğun... Sen hala babanın yanında mı çalışıyorsun?
- Evet! Babamın yanında olduğum için o kadar yoğun değilim diyebilirim.
Lee Dong'un sesli kahkahasına pek katılamasa da yalandan gülümsemişti Jimin.
- Jimin bak ne diyeceğim! Bu akşam bir parti düzenliyoruz, üniversiteden bazı arkadaşlarla senin tanıdığın kişiler de var hem bir sürü güzel kız çağırdık!Jimin reddetmeye hazır bir şekilde ağzını açmıştı ki Lee Dong, Jimin'in ne diyeceğini tahmin etmiş gibi elini kaldırdı.
- Hiç reddetmeye çalışma! Öncekilere de katılmadın zaten neden gelmiyorsun? Sevgilin varsa bir şey diyemem ama... Yok diye biliyorum, hiç sosyal medyada görmedim.
- Benim hesaplarımı mı takip ediyorsun?
- Hayır hahaha, yani demek istediğim gelmemen için hiçbir sebep yok akşama doğru sana yer zaman bilgilerini atacağım merak etme çok eğlenceli olacak. Eski günlerdeki gibi kafa çekeceğiz dostum!Jimin reddetse bile Lee Dong'un onu dinlemeyeceğine emin olduğu için bir şey demedi. Otobüs geldikten sonra da uzun bir süre konuşan Lee Dong Jimin inmek istediği zaman da akşama gelmesi konusunda zorla söz verdirtmişti. Jimin, Lee Dong'un kötü bir niyeti olmadığını biliyordu ama eskiden olduğu gibi çenesi çok düşüktü ve insanı bir süre sonra acayip bayıyordu. Jimin bu duygulardan sıyrılarak Jungkook'un evine vardığında aklında sadece Jungkook vardı.
İçi ısınmıştı, Jungkook'un evine gelmek ona hiç yük gibi gelmiyordu. Sanki ayakları kendi isteğiyle süzülerek bu evin kapısını buluyordu. Jimin üstünü başını eliyle düzelttikten sonra zili çalarak içeri girdi. Jungkook'un annesi yine işe yetişmek için Jimin'i kibarca içeri buyur ettikten sonra apar topar çıktı. Jimin gülümseyerek içeri geçti, Jungkook her zamanki yerinde keyfi yerinde bir şekilde oturuyordu. Açık mavi pijamasının üstünde koyu mavi ve kahverengi çizgilerden oluşan bol bir hırka vardı. Ayağında da oldukça yumuşak gözüken pofuduk mavi terlikler vardı. Jungkook gözüne o kadar sevimli gelmişti ki koşup sarılmak, saçlarını bozmak istedi ama bu isteği içinde bastırarak Jungkook'un yanına yavaşça oturdu. Jungkook'un bedeni otomatik olarak Jimin'e yöneldi.
- Nasılsın Jungkook? Bugün daha iyi hissediyor musun?
- Evet çok iyiyim! Annem çıktı mı evden?
- Evet?
- Hah, bugün bir planım var. Bana yardımcı olur musun?
Jungkook'un yüzünde yine Güneş'i kıskandıracak pırıl pırıl bir gülümseme yerleşmişti.
- Bugün benim annemin doğum günü, ona bir sürpriz yapmak istiyorum da... Böyle sevdiği yemekleri hazırlayıp bir de pasta üzerine mum koymak gibi.
- Harika bir planmış bu Jungkook!
- Bence de! Ama tek başıma bunları yapamam ve sana da zorla yaptırtamam... Eğer bana yardım edersen... Hem biraz param da var, dışardan güzel bir pasta söyleyebiliriz.
- Saçmalama tabii ki yardım edeceğim Jungkook, ben bunun için buradayım.Jungkook sevinçle kollarını Jimin'in omzuna uzattı, omzunu tam olarak bulunca oraya kafasını koyup kolları ile sıkıca sarıldı. Jimin o an kendini dünyanın en iyi işini yapıyormuş gibi hissetti, sıcacık olan kalbi daha da ısındı Jungkook'un kalbiyle. Kendini daha fazla bu ana kaptırmamak için yavaşça Jungkook'un kollarını üzerinden ayırdı.
- İstersen mutfağa geçmeden önce ilaçlarımızı alalım. Doktora kontrol için ne zaman gideceksiniz?
- Sanırım bu Cuma günü... Umarım doktor hastanede kalmama gerek olmadığını söyler, her gittiğimde aynı gerginliği yaşıyorum. Orada kalınca da benim hastalığım iyileşmiyor ki sadece canım daha da sıkılıyor!
- Eğer doktorun orada kalmanı söylerse bu senin sağlığın içindir Jungkook, sakın sorun çıkartma doktoruna.
- Ama hastane çok sıkıcı! Ayrıca çok soğuk bir yer, konuşacak kimsem olmuyor... Burada iken sen varsın!
Jimin şefkatle Jungkook'un başını okşadı.
- Sen önce bir doktor kontrolüne git de sonrasını tekrar düşünürüz.
Jungkook gerekli ilaçlarını yuttuktan sonra Jimin'in yardımı ile mutfaktaki geniş sandalyeye yerleşti. Jimin hemen salondan ona ince bir battaniye getirip dizlerine örttü. Jungkook'un hastane gerginliği günün heyecanı olan yemek pişirme ile silinip gitmiş gibi gözüküyordu. Jimin buzdolabının kapağını açıp içindekilere baktı. Ne yapacağına karar veremedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ephemeral ° Jikook
FanfictionHayatımın bir dönemi, Hayatımın aşkı, Hayatımın bir damla gözyaşı gözlerime bıraktığı... Hayatımın çok ama çok kısa süren mucizesi, Jungkook. "son - 22.01.2018"