1.Bölüm

2.6K 142 37
                                    

"Keşke, keşke bir mucize olsa ve şu sıkıcı hayatım biraz değişse" 

Jimin daha yarısı bile bitmemiş olan sigarasını çöp kutusuna bastırıp, deliğinden içeri attı. Hava yeni yeni ılımaya başlamış, ısıtmasa da Güneş yüzünü gösterir olmuştu. Jimin işe geç kalmamak için koşar adımlarla merdivenlerden inerek bineceği metroya hızlıca giriş yaptı. Her sabah olduğu gibi metro tıklım tıklımdı. Şöylece içeri göz atınca her sabah işe giderken gördüğü insanları yine aynı yerlerinde görünce umursamazca gülümseyip başını cama dayadı. "Hayatım o kadar sıradan ki... Her sabah bu lanet trene bin, lanet insanları gör ve sonra lanet işe gidip tüm gün başka insanların kahırlarını çek... Keşke, keşke bir mucize olsa ve şu sıkıcı hayatım biraz değişse!" diye düşünerek gözlerinin önünden hızlı hızlı geçen peronların numaralarını saymaya başladı.

Jimin yirmi beş yaşına henüz girmiş, iki yıllık bir hasta bakıcıydı. Şehrin merkezindeki özel bir sağlık merkezinde çalışıyordu. Belli aralıklarla belirlenen hastaların evlerine gidiyor onlara tıbbi ve manevi destekte bulunuyordu. Normal bir hastanenin vereceğinden daha yüksek maaş almasına rağmen Jimin, işini sevmiyordu. Daha fazla maaş aldıkları için hastalarla daha çok zaman geçirmeleri hatta bazen onların evlerinde kalmaları gerekiyordu. Jimin zaten başından beri bu mesleği de istememişti. Ne istediğine karar verecek süresi bile olmamıştı. Lise birden bitmiş, kendini üniversite sınavlarında bulmuştu. Öyle çok parlak bir öğrenci olmadığı için puanının yettiği belli başlı bölümler ve meslekler vardı, o da onlardan birini ailesinin zoru ile tercih edip bu işin okuluna gitmişti. Bu kadar emek verdiği için bu mesleği bırakmayı düşünmüyordu ama yaptığı işten de zevk almıyordu. Diğer insanların acı çekişine ve hatta hayatlarını kaybedişlerine tanık olmak onu çok yıpratıyordu. Stresini paylaşıp azaltacak bir sevgilisi veya öyle eğlenceli bir arkadaş grubu da yoktu. Jimin için hayat, yapması gereken şeyleri yapıp köşesine çekilmekten ibaret bir hal almıştı.

"Evet herkes burada mı?"

Jimin koşar adım diğer iş arkadaşlarının yanına geldi. Önlüğünün yakasını düzeltirken gözlüğünün üstünden ona bakan bölüm şefi ile göz göze geldi. Bayan Hea-Jung gözlerini devirerek birkaç kez Jimin'e baktı sonra derin bir iç çekerek gözlüğünü düzeltti:

- Park Bey görüyorum ki yine geç kalmışsınız... Bu size son ikazım, lütfen!
Jimin kafasıyla onaylar gibi bir işaret yapıp ona bakan iş arkadaşlarıyla göz göze gelmemek için gözlerini yere eğdi.
- Bu haftaki yeni planlarınızı lütfen edinin. Bazı arkadaşların hastalarında değişiklikler oldu.
O ara oldukça uzun boylu sivri çeneli bir başka bakıcı olan Dong Hyun bıyık altından gülercesine yanındaki kıza eğilerek:
- Eminim ki Park'ın hastası değişmiştir. Adam kimin yanına gitse o kişi daha çok hasta oluyor hatta ölüyor. Azrail gibi bir şey!

Dong Hyun'la kızın kıkırdamasına sinirlenen Jimin ikisine de ölümcül birer bakış attı, onların sesleri kesilince bu sefer gerçekten de değişmiş olan planına baktı. Sekterle de görüştükten sonra öğleden sonra bakıcılık yapacağı yeni hastasını görmek için yola koyuldu. Jimin'in çalıştığı sağlık merkezinin hastanelere göre daha insancıl ve arkadaş canlısı kuralları vardı, özel olarak hastaları ziyaret etmek onlar için etkinlikler düzenlemek gibi. Jimin hastasının kaldığı apartmanı buldu. Asansöre binip üçüncü kat için düğmeye bastı. Elindeki belgelere göre hastası seksenli yaşlarda elden ayaktan düşmüş, kendi başına yemek ve tuvalet ihtiyacını gideremeyen bir adamdı. Asansör durup da on iki numaralı dairenin önüne gelince Jimin derin bir iç çekti sonra yüzüne kocaman yalancı bir gülümseme yerleştirip zili çaldı. Kapıyı 45-48 yaşlarında oldukça ufak tefek bir kadın açtı. 

Jimin gülümsemesini bozmadan hemen söze girdi: "Kim Yu Jin Sağlık Merkezinden geliyorum, hasta bakıcı talebiniz için buradayım. Adım Park Jimin." Kadın kafasıyla onaylayarak Jimin'i evin içine aldı. Ev Jimin'in beklediğinden ferah ve güzeldi. Pencerenin önünde genç bir oğlan koltukta oturuyordu. Jimin'in gözleri yaşlı adamı aradı ama göremedi. Yavaşça eğilerek sesini alçalttı ve kadınla göz göze geldi.

ephemeral ° JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin