Kötü Adamlar

150 6 2
                                    

Ben ve Max şoktaydı, Otis de inanılması güç ama ağlıyordu. Bu güçlü çocuğu ağlarken ilk kez görmüştüm. Aslında benim şaşırmış ve korkmuş olmam gerekiyordu ama onlara ve olanlara odaklanmaktan ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

 Kapılar açıldı ve eğitmenler geldi. Bizi apar topar yakalayarak kendi odalarına götürdüler ve olanları, ne yaptığımızı anlatmamızı istediler. Tek aklı başında kalan ben olduğum için Samantha'ya olanları ve bize yalan söylediklerini anlattım. Anlatmamla beraber suratıma yumruk yemem bir oldu. Bu lanet eğitmenlerin uzaylılardan haberi vardı ve bizim de ağzımızı kapatmamızı istiyorlardı. Gözlerim Max'i arıyordu ama Max etrafta yoktu. Ben ağlamaya devam ederken Otis de ağlamasına rağmen kendisini güçlü göstermeye çabalıyordu ve bu olanları diğer seçilenlere anlatacağını söylüyordu. Kafasına oradaki sandalyeyle vurdular ve eğitmenlerden biri onu başka bir yere götürdü. Otis bayılmıştı ve kafasından kan geliyordu. Ellerimizde manyetik kelepçeler olmasaydı belki karşılık verebilirdim ama ellerimi kaldıramıyordum bile. Bence biz kızıl bir cehennemdeyiz. 

 Diğer eğitmen geldi ve bir çip görünümündeki üçgen nesneyi Ben'in kafasına yerleştirdi ve sonra eğitmen yanıma gelirken Max onun üzerine atladı ve boğuşmaya başladılar. Arkasındaki diğer eğitmen lazer silahını Max'e ateşledi. Max kan revan içinde yerde can çekişiyordu ve gözlerimin içine bakıyordu. Ardından eğitmen elindeki üçgen çiple yanıma geldi, karanlık oldu.

...

İşte geldik! Bunu nasıl yaptım bilmiyorum. Arkamda her şeyi bırakıp dünyadan çok uzak bir yere bir avuç insanla birlikte geldim. Başıma burada neler gelecek gerçekten bilmiyorum. Eğitimlerde her şey teknik olarak anlatıldı ama burada ömürlerimizin sonuna kadar yaşayacağız ve her şeyin mükemmel olacağını düşünmüyorum. Uyanır uyanmaz kurulanıp, astronot kıyafetlerimizi giyip gemiden çıkıp binaya doğru olabildiğince hızlı adımlarla gitmeye çalıştık ama bu turuncu yere her başımızda yer çekiminin daha da azaldığını hissediyordum. Bu bina gerçekten devasa! Dünyada gördüğüm hiçbir binaya benzemiyor. Hem inanılmaz geniş hem de yüksek. Ayrıca burada dilediğimiz her şeyi yapabiliyoruz. Bütün her şey son teknoloji ürünü. İçeri girdiğimizde buraya bizden 7 ay önce gelen eğitmenler karşılamıştı.

Odaya girdiğimde gözlerime inanamadım. Sanırım XMars buradan sıkılmamızı istemiyor.  Ben ile birlikte odayı keşfettikten sonra binayı gezmeye çıktık.

Bu büyük binada labaratuarlar, tuvaletler, yemekhane, duşlar, tarım alanı, ana göbekte bitkiler, tavanda da gökyüzü silüeti var. Gerçekten devasa bir yer burası. Görünüşe göre herkes odasını ve grubunu seçmiş yerleşiyordu.

26. GÜN

Bugün Aurora'nın doğum günü! Mars'ta yaşayabiliriz ama insani değerlerinden hiç kimse vazgeçeceğe benzemiyor. Mars'ta doğum günü kutlanan ilk insan Aurora olacaktı. Aurora için herkes ana göbekte toplanmıştı ve hediye olarak ona, bana dünyadayken hediye edilen misketlerden birini hediye ettim. Aurora için daha özel bir hediye almak isterdim ama burada malum, imkanlarımız fazlasıyla kısıtlı.

64. GÜN

Max ve Samantha birbirlerinden nefret ediyorlar. En son yaşanan tepsi fırlatma olayından sonra Max başka bir odaya alındı ve birbirlerini her gördükleri anda nefret kusuyorlar. Aslında suçlu olan ve insani değerleri artık umursamayan insan Max. Fakat Samantha için de farklı şeyleri söyleyemem. Dünya'dayken ikisi de bu kadar kin ve nefret dolu değillerdi. Ne oluyor bu insanlara böyle?!

83. GÜN

Cam yağmurlarının sesi beynimi delecek gibi! Bu sese gerçekten tahammül edemiyorum ve tüm gün ana göbeğe gitmek yerine odada oluyorum. Odadan daha az maruz kalıyorum bu sese. Bu sesler sinirlerimi fazlasıyla okşuyor ve iğrenç hissettiriyor. Dinledikçe daha fazla şiddetleniyor ve artık akıl sağlığımı kaybetme derecesine geldim. Burada delirmek üzereyim!

KOLONI PROJESIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin