İlk Sinyal

750 14 0
                                    

5.4.14

Yine sıradan bir gün. Kahvaltımı yaptım, aynada kendi yüzüme bakıp yüzümü ekşittim, annemle atıştım ve bilgisayarımın başına geçtim. Çok canım sıkılıyordu. İnternette aptal kedi videolarını izlerken pencerenin sağ köşesinde XMars reklamını gördüm. Kedi videolarımı feda edip ona tıkladım ve bir koloniden bahsediyordu. Mars'a gönderilecek insan kolonisi! "If you want to join the crew, send an information or your video!" (Ekibe katılmak istiyorsanız kişisel bilgilerinizi girin ya da video yollayın!) Uzaya çok fazla ilgim olduğu için ve bu dünya benim için fazla anlamsız olduğu için o kolonide ben de olmak istiyordum. Her şeyden çok istiyordum bunu. Ne kadar bana imkansız gelse de bir umut belirdi içimde işte. Evet yeni reşit olmuştum ve hiç şansımın olmadığını ben de biliyordum. Beyonce şarkılarından öğrendiğim muhteşem İngilizce'me güvenerek, kendimi en farklı biçimde tanıtarak bir video çektim ve "Send" (Gönder) dedim.


15.10.14

Okulumdan nefret ediyorum. Puanım yetmediği için bu lanet okula bir de babam para ödüyor. Benim hayalim fotoğrafçı ya da kameraman olmak değildi. En azından kendim gibi anormal birkaç kişi bulurum ve üniversite yıllarım lisedekinden daha iyi geçer diye düşünüyordum ama asla hayal ettiğim gibi olmadı. Üniversite hayal ettiğim gibi bir yer değil. Buradan ve buradaki insanlardan nefret ediyorum. Hocalardan da öyle! Herkes kendi çıkarlarının ve egolarının peşinde. Eğitim sistemi neden bu kadar berbat? Bu okula ait değilim!


1.1.15

Bugün hayatımda ilk kez arkadaşlarımla birlikte yeni yılı kutladım. Yaklaşık 20 kişi falandık. Çok eğlendim diyemem ama arkadaşlarıma o partinin en delisi ben olduğumu kanıtlamam lazımdı birkaç aptal video çekerek, yüksek ses müziklerle, alkollerle ve aptal oyunlarla yeni yıla girmiştik.

Saat sabahın dördüydü galiba. Tek bir bardakla sarhoş olduğum için çevremde gördüğüm her şey benim için bulanıktı. Telefonum o saatte çaldı ve kimin aradığını göremiyordum. Beni bu saatlerde hiç kimse aramazdı da. Açmak istememiştim. Başım çok dönüyordu. Telefonum bir kaç kez daha çalmıştı ama açmak istememiştim. O saatte hangi yarım akıllı beni arar ki?!

Sabah uyandığımda telefonumda mesajlar ve cevapsız aramalar vardı. Mesajlar yeni yıl mesajlarıydı. Hiç biriyle uğraşmak istemeden cevapsız aramaya bakmıştım. Daha önce görmediğim alan koduyla bir numara beni aramıştı. O an sadece korktuğumu hatırlıyorum. Ya yanlışlıkla aranmıştım ya da her zamanki gibi birileri benimle uğraşıyordu. Boşversene!

14.3.15

Aman tanrım! Bugün 19 oldum ve dünyanın en mutlusu benmişim gibi hissediyorum. Hayatımda ilk kez doğum günümü arkadaşlarımla beraber kutlayacağım. Aram ne kadar bir çoğuyla bozulmuş olsa da iki yüzlü davranmak zorundayım. 

 Doğum günümde on beş kişi falandık. Zoraki bir doğum günü olduğunu biliyordum ama bunu hiç kimseye yansıtmadan parti boyunca yüzümden gülümsememi eksik etmemiştim. Hediyelerimi alıp eve doğru gidiyordum. Telefonum çalmaya başladı. Bu arayan çok acımasız olmalı ki hem ellerim hem de çantam dolu olduğu halde beni arıyordu ısrarla. Elimdekileri yolun kaldırımına bırakarak telefonuma baktım ve arayan numara beni yılbaşında arayan numaraya çok benziyordu. Hiç düşünmeden açtım ve bir kadın beni bir yetkiliye bağlayacağını söylüyordu. Tabii Türkçe konuşmuyordu bu kadın. O an hiçbir şey hissetmedim sadece şuursuzca bekledim.

Yetkili bağlandı. XMars şirketinden aradığını ve bana ulaşmaya çalıştıklarından bahsetti. Ben durumu anlatamadan şirket tarafından seçilen şanslı kişilerden olduğumu ve önümüzdeki üç ay içinde beni San Francisco'daki merkezlerine beklediklerini söyledi ve kapattı. O an bedenim buz gibi kesilmişti, ağzımda tüm kelimeler tıkanmıştı sanki... Eve nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Eve geldiğimde poşetleri kaldırımda unuttuğuma aldırmadan direk odama geçtim ve robot gibiydim, sadece düşündüm.

16.5.15

Herkes biliyor artık. Ailemi ve arkadaşlarımı çok zor da olsa ikna ettim herkes olumsuz karşılasa da benim ne kadar inat olduğumu biliyorlar. Bu geri dönüşü olmayan bir yol. Onlarla gittiğim yerde belki de hiçbir şekilde iletişim kuramayacağım ama buradan gitmeyi çok istiyorum. Zaten pek arkadaşım kalmadı. Ailemin de çok umrunda olduğumu düşünmüyorum. Dolayısıyla değer verdiğim çok az insan var ama onlarla vedalaştığım zaman çok kötü olduğumu onlara hissettirmemeliyim. İyi ki oraya giderken bütün masraflarımı bu bonkör şirket karşılıyor. Yoksa iş fobimi yenip, oraya gitmek için bir de çalışamazdım. Yapamazdım.

26.5.15

Galiba gitmek için her şeyim hazırdı. Yanıma birkaç özel hatıra, çizgi-roman ve kıyafet aldım. Arkadaşlarımla bir gün önce tek tek vedalaşmıştım. Ailem onlardan pek haz etmezler de. Havaanlanında ailemden neredeyse herkes vardı. Hepsiyle salya sümük vedalaştıktan sonra uçağa bindim. Evet hayatımda ilk kez uçağa binmiştim ve bu harikaydı. Hayır! Korkmuyordum.

San Francisco'ya geldim! Filmlerde ve hatta animasyonlarda gördüğüm bir şehir burası. Kırmızı köprünün bulunduğu yer. Rüya gibi... Havaalanının kapısının önünde bekleyen lüks siyah bir araba vardı ve üzerinde XMars logosu vardı. Benim için beklediği barizdi ve arabaya içimde çok farklı bir heyecanla bindim. Şoför siyah güneş gözlüklüydü ve bana sadece kabaca "Welcome Mr. Ercan!" (Hoşgeldiniz Bay Ercan!) dediğini hatırlıyorum. Ondan sonra da hiç konuşmadı benimle. Buradaki insanlar hiç sıcakkanlı değiller galiba. Uzun bir yolcuğun ardından şehir merkezinden uzak ultra lüks merkeze geldik. Çöl gibi arazilerde elektrikli tellerle örülmüş gizli binalar olurdu bilim-kurgu filmlerinde işte aynı öyle bir yer burası. Sanıyorum oradaki herkes beni karşılamaya gelmişti ve hepsinin heyecanlı olduklarını gözlerinden anlayabiliyordum. Evet Evet buranın insanlar sıcakkanlı. Oldukça havalı bir sekreter bana eşlik etti ve şirketin müdür yardımcısının odasına götürdü beni. Müdür yardımcısı bana 250 günlük yoğun bir eğitimden geçeceğimi ve ondan sonra da bu büyük yolculuğa çıkacağımızdan bahsetti.

Sekreter benim şaşkınlığıma ve heyecanıma aldırmadan odama götürdü. Evet benim odama! Benim için özel bir oda bile hazırlanmış. Görünce çok özel hissetmiştim. Sekreter dinlenmem gerektiğini ve ertesi gün de diğer seçilenlerle tanışacağımı söyledi.

Bu insanlara adapte olmakta zorlanacağımı biliyordum. Türkiye'den, evimden çok uzaktaydım ve herkes benden farklı lisanda konuşuyordu. Her şeye alıştırmam lazım kendimi. Her şeye...


KOLONI PROJESIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin