Ben, Aurora ve ben ilerledikçe oksijen seviyelerimizin hızla azaldığını fark ettik. Daha fazla ilerleyebilmemiz için daha fazla oksijen maskesine ihtiyacımız vardı. Arkamızdan hiç kimse bizimle gelmedi. Herkesin öldüğü düşüncesi beni mahvediyordu.
Büyük turuncu bir kayanın arkasına sığındık. Nefes almakta zorlanıyorduk ve acıkmıştık. Ben, kolonilere girip konservelerden almamız gerektiğini söyledi. Bu çok kulağa korkunç geliyordu ama başka yapacak hiçbir alternatifimiz yoktu. Geri dönüş yolunda üçümüz de korkuyorduk. Hem bu topraklarda yürümek çok zor hem de uzaylı gerçeği vardı. Hiç birimiz uzaylı konusunu açmak istemiyorduk.
Koloniye döndüğümüzde her yer kan revan içindeydi. Yerde paramparça olmuş arkadaşlarımı gördüm. Bunlardan birisi Chris idi. Çok vaktimiz olmadığı için konserveleri alıp çantalara attıktan sonra koloniden hızlıca çıktık. Çıkarken önümüze üzeri kanlar içinde kalmış bir eğitmen çıktı ve elinde lazer silahı vardı. Aurora lazer tabancasıyla hamle yapamadan eğitmen Ben'i vurdu. Ben yerde kıvranırken Aurora lazer tabancasıyla onu öldürdü. Ben'in vücudu kanlar içindeydi ve yerde kıvranıyordu. Ona yardım bulmak için binaya tekrar girdim. Aurora tabancasını bana verdi, Ben'in başında bekleyip daha fazla kan akmasını engelliyordu.
İlk yardım aletlerinin ve diğer tüm ilaçların bulunduğu odaya girerken sesler duydum. Hayatta kalan diğer arkadaşlarımın sesleri. Hepsi acı içinde bağırıyordu ve elleri kelepçelenmiş bir biçimde iki eğitmenin eşliğinde bir yere götürülüyorlardı. Dikkat çekmeden onları takip ettim ve neler olduğunu görüyordum. Seçilenlerin hepsi bayıltılmıştı, enselerine çip takılıyordu ve sonra da kıyafetleri değiştiriliyordu. Bu olanları gördükten sonra koşa koşa ilk yardım malzemelerini aldım ve Ben'in yanına gittim. Fakat orada ne Aurora ne de Ben vardı. Ben'in kanları yerde duruyordu ama burada kimse yoktu. Arkama dönüp baktığımda bir eğitmen geldi ve öldürülmek zorunda olduğumu söyledi. "I'll kill Benjamin and Aurora if you don't come with me!" (Eğer benimle gelmezsen Benjamin ve Aurora'yı öldürürüm) diyordu.
Onunla gittim ve beni bir odaya götürdü. Bana diğer eğitmene ne olduğunu sorup duruyordu. Ben cevap vermedikçe o bana yumruk atıyordu. Kendimi perişan halde hissederken odanın havalandırma camından kanlar içindeki Aurora'yı gördüm. Bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Onu görmemiş gibi davrandım ve eğitmenin gözlerinin içine baktım ama bana yumruklarını atarken hiç acımıyordu her defasında daha da sert vuruyordu. Ben bayılmak üzereyken Aurora camı kırdı ve eğitmenin üzerine atlayarak silahını almaya çalıştı. İkisi boğuşurken ben kıpırdayamıyordum bile. Aurora karnından vurulmuştu. Vurulmasına rağmen hala savaşıyordu. Eğitmen onun boğazını sıkarken Aurora parmaklarıyla eğitmenin gözlerine bastırıyordu. Bu savaşın kazananı Aurora olmuştu. Aurora'nın neden seçildiğini gerçekten o gün anlamıştım. Benim kelepçemi çıkardı ve eğitmeni vahşice öldürmüştü. Şimdi Ben'i ve diğerlerini kurtarmalıyız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLONI PROJESI
Science Fiction250 günlük zorlu eğitimin ardından bir daha Dünya'ya dönmemek üzere Mars'a, ilk insan kolonisini oluşturmak için gidiyorsunuz. Bu kızıl gezegende her an her şey olabilir. Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değil!