Kayıp

101 5 0
                                    

Artık iyice morarmıştım ve gözlerim bulanmaya başlıyordu. O anda da son gücümle o koca kafasına kafamı geçirdim ve o anda elleri boğazımdan çekildi. Yerde yarı baygın yatarken silahını aldım ve onu öldürdüm. Bu zamana kadar bir karıncayı bile incitmeyen ben -gerçi küçükken karınca yuvalarına kola döküyordum- birini öldürmüştüm. Hem de Mars'ta! Bunun şokuna girmeye niyetim yoktu ve hemen Aurora'nın yanına gitmeliydim. Aurora bu sefer de kolundan vurulmuştu ve baygın haldeydi. Bu kapıyı açmaktan başka çarem yoktu ve muhtemelen bu kapının parmak izi okuyucusu yerde yatan leşe aitti. Ölen eğitmenin yanına tekrar gittim ve parmağını ısırarak kopardım. O parmağı kapıya dokundurduğumda kapı açıldı.

İçeride bana korkuyla bakan seçilenler ve tüm yaraları iyileşmiş olan Ben vardı. Aurora kucağımdaydı ve onu Dilemma'ya teslim ettim. Dilemma önceden hemşireydi ve Ben'i de o iyileştirmiş olmalıydı.

Ben yanıma geldi ve gönüllülerin hiçbir şey hatırlamadığını, her şeyi benim anlatmamı istediğini söyledi. Ben herkesin yanıma gelmesini söyledim ve olan biten her şeyi en baştan herkese anlattım. Ölen arkadaşlarımızı, uzaylıları, çip takılıp hafızamızın silindiğini ve eğitmenlerin öldüğünü. Beni başlarda deli yerine koyan insanlar bile onaylıyordu bu söylediklerimi. Bana zamanında yumruk atan Bard bile. 

Burada pilotlarla beraber 13 kişi kalmıştık ve hepimiz buradan gitmek istiyorduk. Fakat tek sorun Otis idi. Otis ortalıklarda yoktu ve nerede olduğunu hiç kimse bilmiyordu. Onu bırakıp hiçbir yere gidemezdim. Plan yapıp, gruplar halinde onu aramaya çıktık. Dilemma, Aurora'ın başında bekliyordu. Aurora hala iyileşmemişti. Benjamin ve ben oksijen maskelerimizi taktıktan sonra binanın dışına çıkıp onu turuncu kayalıkların oralarda aramaya başladık. Burası gerçekten çok iğrenç. Turuncu kayalıklara deyince üstünde yapışkan gibi bir his veriyor. Tüm bu iğrençlikleri görmezden gelerek Otis'i bulmalıydık ama Otis'e dair hiçbir iz yoktu burada. Koloniye geri döndük ve herkes olduğu yerde duruyordu. Hiç kimse onu bulamamıştı. Gerçi herkesin nasıl bir inançla bulmaya çalıştığı da aşikardı. Uzaylı gerçeğinden korktukları için bu kadar hızlı bir arama-kurtarma çalışması yapmışlardı belki de.

Bu geniş odada çaresizce bir şeyler atıştırırken sanki deprem oluyordu ama bu büyük bir depremdi. Çok sallandık. Flöresanların yere düştüğünü görebiliyordum ve o anda tam göremediğim iki kişinin kafasına tavan düşmüştü. İnsanları buradan çıkartmak zorundayım. Otis'i bulup buradan gitmek zorundayım.

KOLONI PROJESIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin