26. Bölüm || Ölü doğmuş bir aşk..

11.6K 511 107
                                    

Ve vizelerin bitiminden sonraki ilk bölümümüz :) Geçen bölüm yorum patlaması yaşadık, sanırım Tuna'dan dolayı.. Bu bölüm ve devamında da aynısını bekliyorum. Gecikse de bütün yorumlarınızı cevaplamaya çalışıyorum.

Bölümü zeykeraski'na ithaf ediyorum. İthaf isteyen olursa yorumlarında belirtebilir.

Multimedia'daki şarkımızı unutmayın, kesinlikle dinleyin.

Umarım beğenirsiniz.

* * *

Bizde iz bırakan anıları anlatırken "hayatımın en mutlu anıydı" veya "yaşadığım en kötü şeydi" deriz genelde. Çoğunlukla anlatırken tekrar o anları yaşayıp bir ağlama isteği ya da gülümseme isteğiyle dolar içimiz. Bunlar aslında hiç karışık olmayan, anlaşılması kolay hislerdir. Asıl anlaşılması güç olan ve ne kadar debelenirsek debelenelim bir türlü işin içinden çıkamadığımız zamanlar bizi düşündürendir.

Kaç kişinin hayatındaki en mutlu anı aynı zamanda en kötü anı olabilirdi ki? İçinde bulundukları zaman dilimi tam da bu kavrama uyuyordu. Danslarını bölen sesle hafifçe o yöne dönerken Zeynep, bu tanımadığı yüze boş bakışlarını kenetlemişti.

Kerem, Zeynep'in belindeki elini bırakmadan sesin geldiği yöne dönerken yüzündeki tüm kasların gerildiğini hissedebiliyordu. Karşısındaki sarışın kıza öfkeli gözlerle bakarken onun ifadesinden ne kadar eğlendiği anlaşılıyordu.

Betül onların yüz ifadelerinin değişimine büyük bir gülümsemeyle karşılık verirken bakışlarını Kerem'den ayırıp Zeynep'e çevirdi. "Zeynepti değil mi?" dedi ona doğru hafifçe eğilirken poposunun tam altında biten elbisesi yüzünden frikik verip mekandaki çoğu erkeğin dikkatini üzerine topladığının farkında olmadan.

"Evet" dedi Zeynep onu hafifçe süzdükten sonra merakla bakışlarını tekrar gözlerine çevirdi. "Tanışıyor muyuz?"

Betül göz ucuyla Kerem'e baktığında adeta burnundan soluduğunu gördü. Hatta üzerine doğru bir adım atmış olmalıydı. Gülümsemesini büyüterek Zeynep'e döndü. "Ah hayır tanışmıyoruz canım" dedi sesindeki küçümseyici tınıyı duymamak imkansızdı. "İyi olup olmadığından emin olmak istedim sadece"

Zeynep hafifçe kaşlarını çatarak ona baktı "Anlamadım, pardon?" dedi şaşırdığını belli eden bir ifadeyle.

"Betül" dedi Kerem sesindeki uyarıcı tonu vurgulayarak ona bakarken "Bence bu kadarı yeterli. Zeynep'in doğum gününü kutlamaya gelmiştin herhalde?" Tek kaşını kaldırıp gitmesi için ona sinyaller yolluyordu ama gitmemesi halinde olacakları tahmin ettiğinden içindeki korkuyla yüzleşmekten kaçıyordu.

Betül'ün ağzı yapmacık bir şaşkınlıkla açılırken iki eliyle tuttuğu portföy çantasını tek eline alıp diğerini dudaklarına götürdü ağzını kapatmaya çalışırcasına "Aa doğum günün müydü?" dedi. Geriye doğru bir adım attığında yalpalamasından içkiyi biraz fazla kaçırdığı anlaşılıyordu.

Zeynep bakışlarını Kerem'e çevirerek tuttuğu kolunu sıktı "Tanışıyor musunuz?" dedi kısık bir sesle Betül'ü işaret ederek. Kerem onaylarcasına hafifçe başını sallarken gözleriyle hala Betül'e işkence ediyordu.

Endişeli bakışlarını Betül'e çevirirken "Biraz içmiş sanırım istersen bir taksiye falan bindir" dedi Kerem'e.

Betül'ün dudaklarından bir kahkaha dökülürken etraftaki çoğu insanın dikkatini çekmeyi başarmıştı. Zeynep onun üzerindeki bakışlarını meraklı bir şekilde kendisine doğru ilerleyen Ceylin ve Burcu'ya çevirdiğinde Betül'ün sesiyle tekrar ona döndü.

Gözlerini KapatmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin