~2.BÖLÜM~

791 19 1
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~

Beklemek acı veriyordu, belki yaşadıklarımdan daha da fazla .

Ağlamaktan bayıldım ya da uyuyakaldım hangisi bilmiyorum, ama gözlerimi açtığımda halen daha aynı yerdeydim. Soğuktan titreyen bedenim uyumam için bilinçaltıma ısrarla sinyal yolluyordu ama onu reddetmekten başka çarem yoktu.

Uyumak istemiyorum. Başıma bir şey gelecekse ben uyanıkken gelsin. Böyle leş kokan, penceresi bile olmayan havasız kapkaranlık bir yerde çıplak olarak uyuyakalmış bir şekilde değil, her şeyin bilincinde olarak.

Adım sesleriyle beraber homurdanmalar da duyunca olduğum köşeye daha çok sindim, imkanı varmış gibi. Büzülüp top gibi kalan bedenimi sanki böyle yaparak onlardan koruyabilecektim.

Açılan kapıyla birlikte temiz hava dalgası en çok istediğim şeydi. İsmail'in yanında kendinden daha uzun , yüzü yara izleriyle dolu bir adam vardı. Bir an Ali mi acaba diye düşünürken tüylerim ürperdi ama değildi, o şeytan görünümlü bir melekti, insanların ne yaptığını bilse yakıştıramayacağı, inanmayacağı kadar yakışıklı ve temiz yüzlüydü.

Bu adam resmen kötüyüm diye bağırıyordu her hücresiyle. Donuk ifadesi değişmeden yanıma geldi ve kolumdan hızla çekerek ayağa kaldırdı beni. Birden dönen başımla sendeleyip ona tutunmak zorunda kaldım ama kendimi toparlayabilmiştim.

İsmail bıkkın ama bir o kadar da alaycı ifadeyle beni süzüyordu. Geberene kadar ağlamak istiyordum, kendimden ve bedenimden nefret ediyordum.

"Ne istiyorsun benden?" dedim kısık bir sesle.

"Annenin borcunu ödeyemedin."

"Ödüyordum." Sen beni fahişe yapmaya karar verene kadar.

Sahte olduğu her şekilde belli olan bir gülümseme attı bana.

"Şu ana kadar kazandığın okul masraflarına gitti. Sana verdiğim süre doldu. Şimdi..." derken orada olduğunu fark etmediğim bir sandalye çekti karşıma ve ters bir şekilde oturdu.

"Eğer bir yerlerde gizli paran falan varsa kalan borcu öde, kimliğini geri vereyim, serbest kal. Ha yoksa eğer..."

Tekrar bedenime tiksintiyle bakarken o cümlenin ardından gelecek olanları biliyordum. Satacaktı beni, Ali denen herife.

"Param falan yok benim."

"Tahmin etmiştim. "

Yanındaki adama işaret verdiğinde başıyla, adam beni sertçe tutup sarsmaya başladı. Belki de kalan son gücümle yumruk, tekme allah ne verdiyse savurmaya çalıştım ama başarabildiğim söylenemez.

Arkamda birleştirdiği ellerimi iple sıkıca başlayıp, sırtıma bir tekme savurduğunda yüzümde tarifi imkansız bir acı vardı, acıdan çığlık bile atamamıştım .

BİR KÜÇÜK AİLE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin