~5.BÖLÜM~

406 12 1
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~

Önüme gelen gölgeye kafamı kaldırıp baktığımda endişeli bir çift mavi göz gördüm. At kuyruğu yaptığı uzun saçı sarkıyor, eğdiği kafası yüzünden görünen boynunda beliren şah damarı...

"Sevişelim mi?"

Çatılan kaşları ve genişleyen burun deliklerinden sinirlendiğini anlamıştım elbette , bana tokat atmasına gerek yoktu...

Bir elim yüzümde diğeri sanki onu tutabilecekmişim gibi önde kafeden çıkıp yol boyunca koşturduk. Ceylan gibi sekiyordu sevdiceğim. Neyim neyim? Kaşınıyorum vallahi billahi.

"Derin!"

Bu sefer durmuştu ama bana ateş saçan gözleriyle bakıyordu. Güldüğünü görmüştüm o gözlerin, ağladığını, şimdi sinirlendiğini de görüyordum.

"Yanlış anladın."  Dediğimde sinirle güldü.

"Neyi yanlış anladım ya neyi? Sen de onlar gibisin işte. Uçkurunun peşinde. Sana güvenmiştim ben ya... Hayatımda ilk defa bir erkeğe güvenmiştim. Bedenimi istemiyor demiştim."

Seri bir şekilde akan gözyaşlarını elinin tersiyle siliyor ardından yenileri geliyordu. Kız haklıydı şimdi ne diyeyim ?

"Derin ben öyle demek istemedim. Ağzımdan kaçtı. "

Sıçtım, sıvıyorum .

"Tutsaydın ağzını! Allah kahretsin ya, başıma ne geliyorsa bu aptal ezik bedenim için geliyor. Sizin gözünüzde et parçasından başka bir şey değiliz değil mi !?"

Yavaş adımlarla yanına yaklaştığımda eliyle durdurmaya çalıştı beni ama aramızda neredeyse mesafe kalmayıncaya kadar yaklaştım ona.

"Dur yoksa fena olur."

Burnumun direklerini sızlatıp ciğerlerimi yakan kokusu o kadar uyuşturuyordu ki söyleyeceklerimi unutmuştum.

"Nefes almak istemiyorum." Derken fısıltıdan ibaretti cümlem. Aramızdaki eli biraz daha yaklaşırsam göğsüme değecekti.

"İstediğin buysa seve seve keserim nefesini." Dedi sinirli bir şekilde.

"Kokun... Kaybolacak."

Kıstığı gözlerini daha da sinirlenmesine mi yormalıydım yoksa başka bir şeye mi bilmiyordum. Ona biraz daha yaklaştığımda eli göğsüme değdi ama ateşe dokunmuş gibi geri kaçmıştım.

"Ben... Sana dokunmaya bile kıyamazken... Bana dokunduğunda alev yanıyorsa bu bedenim..."

Yutkunup gözlerimi yere eğdim. Daha fazla bakarsam içinde hapsolup hiç çıkmayacaktım çünkü.

"O sonra açıklarım, sırası değil dediğim şey var ya... Aslında açıklanacak bir şey değil çünkü hiçbir kelime, hiçbir harf, hiçbir dil yetmez ."

BİR KÜÇÜK AİLE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin