~3.BÖLÜM~

617 20 1
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~

Kolumdaki garip ağrı ve burnuma gelen hastane kokusu benimle işlerinin henüz bitmediğinin bir işaretiydi. Böyle anlaşmamıştık. Gerçi hiç anlaşmamıştık ama o uyuyuşumun son olduğuna inandırmışlardı beni. Gözlerimi açıp açmama konusunda kendimle kavga ederken gözlerim kendiliğinden açılıvermişti. Şaşırmıştım. Daha izbe, depodan bozma bir yer beklerken bildiğin hastane odası gibi bir odadaydım. Nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum ama iyi hissedeceğim aklımın ucundan dahi geçmemişti. Sağ taraftan gelen kıpırtı sesiyle tüylerim ürperirken kafamı yavaşça oraya çevirdim. Yalnız değildim...

Ama... o adam. Ali'nin adamı mıydı yani? Ölmeden son kez görmek istediğim insan onlardan biriydi demek. Hayat tekrar kazık atmıştı bana. Resmen mutlu olmamak için gelmiştim dünyaya.

Kocaman esneyerek gerinmesi dudaklarımın kıvrılmasına sebep olmuştu. Koyu mavi gözleri beni görünce irileşirken oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandı. Gözlerini yere indirmişti. Sağ eliyle karışık duran kumral saçlarını karıştırıp ,yüzüme baktı.Hafiften kızarmıştı ya da ben öyle sanıyordum.

"Ne zaman öleceğim?"

Kaşlarını hafiften çatmıştı. Sonra hemen gülümsedi. Gülmek bir erkeğe bu kadar yakışır mıydı, yoksa gülüşü güzel yapan o muydu?

"Ölmeyeceksin, sapasağlamsın."

"İşiniz bitmedi mi benimle?"

"Ne işi?"

Bilmemezlikten mi geliyordu yoksa dalga mı geçiyordu ?

"Dalga geçmek için başkasını bul lütfen."

Biçimli kaşları tekrar çatılırken oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Derin bakışlarının altında istemsizce yattığım yere gömülürken neden bu kadar sinirlendiğini anlamaya çalışıyordum.

"Derin, benim kim olduğumu sanıyorsun?"

Korkudan büyüyen gözlerimi fark etmiş olacak ki ifadesini yumuşattı. Ben hala adımın dudaklarından çıkan tınısında kalmıştım.

"Benden korkma." Dedi yalvarır bir tonla. Sesimi bulamıyordum ki konuşayım.

"Beni kim zannettin ?" dedi tekrar nazik bir şekilde.

"Ali'nin adamısın." Dedim kısık sesle. Kocaman gülümserken gözlerinin kenarları kırışmıştı. Neden ona kızamıyordum? Bu durum sinirlerimi bozuyordu.

"Ali benim babam aslında. "

"Doğru, mafya babası." Dedim o anki sinirimle ama pişmanlıktan ağlayacaktım neredeyse. Şaşkınlıktan kırpıştırdığı gözleri insanı günaha sokacak kadar güzeldi.

BİR KÜÇÜK AİLE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin