~24.BÖLÜM~

173 8 0
                                    


"Kızlar beni öldürecek..."

Ördüğü uzun saçlarını son kez aynadan kontrol edip bana döndüğünde endişeli gözlerinin yerini merak almıştı. Kızlardan erken kalkmıştım çünkü daha fazla Derin'in yanında yatamayacaktım, çünkü yapacak işlerim vardı.

"Neyin var yüzün asılmış?"

Yanıma gelip elini yanağına koymasını ve hafif sakallarımı eline batmasına rağmen okşamasını sessizce izledim. Gözlerimi kapattım.

"Doruk?"

"Hmm?" diye bir ses çıkarıp gözlerimi açtım. Makyaj yapmayı sevmezdi, zaten gerek de yoktu. Pürüzsüz yanağında parmağımı gezdirip saçlarına ulaştım.

"Napıyorsun?" dedi mayışmış bir şekilde saçlarıyla oynadığım zaman kedi gibi mırıldanır, hemen uykusu gelirdi. Gülümsedim.

"Seviyorum."

Gülmedi ama yüz ifadesi yumuşadı. Elini yanağımdan çekerek, kendini de benden kurtardı.

"Moralin bozuk gibi."

Aslında ölümüne heyecanlıydım . Omuz silktim.

"Neden olmasın ki? Uyandım ve işe gideceğim." Dediğimde gülümsedi.

"Ben de bütün günümü annenle, kardeşinle, Selin'le ve Zeyna ile geçireceğim."

"Kıskanıyorum seni bazen." Derken ceketimi giymekle uğraşıyordum. Elimden kravatı aldığında minnetle baktım ona, hiçbir zaman bağlamayı becerememiştim.

"Neden ?"

"Bütün gün evde kızlarlasın. Keşke ben de tüm günümü sizinle geçirebilsem." Dediğimde iç çektim . Gerçekten de öyleydi. Kravatı bağlarken ısırdığı dudağı, kıstığı gözleri elimi çabuk tutmam gerektiğini haykırıp duruyordu adeta.

"Tüm gün yemek, çamaşır, bulaşık ve üstüne üstlük iki bebekle uğraşmak istediğini bu kadar bilmiyordum." Deyip muzurca sırıttı.

Burnunu sıkıp o buruşturduğu tatlı suratını gördükten sonra artık gitmeye hazırdım.

"Bunu yapmayı ne zaman keseceksin?" derken hafif sinirle burnunu ovuşturuyordu. Kulağına eğilip, donup kalmasını sağlayan o cümleyi söyledim.

"90 yaşında da olsan, seninle uyandığım her sabah bunu yapacağım."

~

Evin son kalan eşyalarını da yerleştirdikten sonra şöyle bir baktım genel olarak. Her şey tam olarak Derin'in istediği gibi olmuştu, yani umarım eşyaları seçerken dalgasına seçmemişti. Zaten yeni eşyalar ne zaman gelecek diye sorup duruyordu, annem ve Selin'le onu oyalamaktan göbeğimiz çatlamıştı.

Hayır evdeki eşyalarla bir problemi yoktu, aksine değişmemesini bile istemişti ama bilmiyordu ki o seçtiği eşyaları kendi evi için seçiyordu. Kazıklanmış ya da dolandırılmış olabileceğimizden bahsedip duruyordu.

Yatak odasından çıkan Selin ve Fatma 'nın yorgunlukları gözlerinden akarken, Ayşe ve Hayriye hiç olmayacak bir şey yapıyor, fısır fısır konuşuyorlardı.

"Kız ne kaynatıyonuz siz?"

"Barış'tan bahsediyoruz." Deyip kıkırdadığında Hayriye'den sağlam bir dirsek yemişti Ayşe.

"Öldürdün kızı, sanki yalan söylüyor." Deyip kolumun altına himaye etmiştim onu.

"Bak gider Derin'e herşeyi anlatırım, sinirletme beni." Diyen Hayriye şuan benim için dünyanın en tehlikeli insanıydı.

BİR KÜÇÜK AİLE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin