~7.BÖLÜM~

291 12 1
                                    


Yeni iş yerimin camından dışarıya bakarken, aslında aklım tek bir kişiyle boğuşuyordu. Derin...

Aslı ile karşılaştığım günün akşamı mesaj atmıştım. Bana görüldü atıp geri dönmemişti. Normalde sinir olduğum bir harekettir ama ben bunu hak etmiştim.

Tıklatılan kapımla düşüncelerime kısa bir ara verdim.

"Gel." Derken gelene camdan bakıyordum. Patronum Halil abi gelmişti. Önüme dönerek üzerimi düzelttim kendimce.

"Gel Halil abi ne oldu ?"

"Şu deterjan firmasının logosu sendeydi değil mi?"

"Evet ." Derken koltuğuma oturmuştum, o da karşıma oturmuştu.

"Bak, çok güzel bir slogan buldum. Seninle paylaşayım dedim, belki aklına bir şeyler sokar."

"Dinliyorum." Derken, saçma sapan bir şey geleceğini biliyordum. İşe gireli 2 gün olmuştu ama ben onu 2 günde yeterince tanımıştım.

"Pir-i Pak yapar çamaşırlarınızı pek pak!"

Saçma bir melodiyle söylediği cümleye o kadar hayran (!) olmuştum ki ağzım açık ona bakakalmıştım. Beklentiyle, beğenmek gerekiyormuş gibi bana bakması yok muydu bir de? Bunu her iğrenç espri yaptıktan sonra gülmemiz için yapıyordu bir de.

"Eee? Çok güzel değil mi?"

"Abi emin misin?" dedim tereddütle.

"Evet." Dedi kendinden emin bir şekilde.

"Melodisi daha canlı bir şeyler olabilir, slogana yakışmamış." Dedim, sanki slogan çok düzgünmüş gibi. Bıyıklarıyla oynayıp gözünü kısarak bir süre sloganı melodisiyle birlikte tekrar ederken kendimi camdan atmamak için zor tutuyordum.

"Haklısın ya la. Ben melodi üzerinde çalışayım." Deyip gittiğinde derin bir nefes almıştım...

Masanın üzerinde duran telefonum titreyince kilidi açıp gelen mesaja baktım. O kadar dalmıştım ki kimin gönderdiğini fark etmemiştim bile ilk önce ama Derin'in ismini görünce elim ayağım dolandı.

Heyecandan telefonu yere düşürünce onu almak üzere eğildim, bu sefer de kalkarken kafamı masaya vurmuştum. Bir elimde kafamı tutarken diğeri ağzımdaydı. Şimdi kızları anlamıştım işte. O hoşlandıkları çocuk hani hiç olmadık zamanda alakasız bir mesaj atar, kalpleri böyle hiç atmadığı kadar hızlı atar ya...

Bundan sonra kızlarla dalga geçmeyecektim.

"Doruk, yardımına ihtiyacım var."

Ceketimi askılıktan alır almaz otoparka arabama fırladım. Fırladım ama, nereye gideceğimi bile bilmiyordum, gidecek miydim daha doğrusu? Bana mesaj attığına göre gerçekten başı belada olmalı. Mesaj yazmakla falan uğraşamazdım, direk aradım.

"Derin neredesin?"

"İş yerinde."

"Adresi ver hemen geliyorum."

"Doruk, buna mecbur değilsin. Sadece ne yapacağımı bilemedim."

"Ne oldu?"

"Patronum... Bana sarkıntılık ediyor galiba."

"Gebertirim o piçi !"

"Sakin ol. "

Derin bir nefes aldım ama işe yaramadı. Nasıl sakin olayım allah aşkına?

BİR KÜÇÜK AİLE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin