~29.BÖLÜM~

198 10 1
                                    


"Anne açıklayabilirim."

"Bu kadın seni terk edip gitmedi mi? Ha? Seni zor topladık ardından be bizden daha iyi biliyorsun. Bir de tutup çocuk mu yaptın ondan !?"

Derin'in yanında azar yemek hiç hoş olmamıştı. İşte bu yüzden saklamıştım gerçeği onlardan, verecekleri tepkiyi biliyordum çünkü.

"Ya sana ne demeli? Bunun yalanına ortak olup ne güzel kandırdınız bizi. "

Göz ucuyla Derin'e baktığımda bembeyaz olmuştu. Elini tuttum, buz gibiydi.

"Ben...Ben özür dilerim." Diye fısıldadı .

"Seni öz kızım gibi sevdim. Oğlumu gerçekten seven biri var diye sevinmiştim. "

Annem Derin'e söylemişti bunları.

"Gerçekten seviyorum Selma teyze!"

"Baba. Anne. Ben Aslı'nın hamile kaldığını bilmiyordum!"

"Hadi oradan be."

"Yemin ederim bilmiyordum. Nasıl bileyim allah aşkına terk etti beni siz de çok iyi biliyorsunuz. Şimdi, 5 sene sonra kızımı bana getirdiğinde size söylemek istemedim çünkü böyle bir tepki vereceğinizi biliyordum. Sırf annesi Aslı diye torununuzu sevmeyeceğinizi biliyordum."

"Gerçekten haberin yok muydu ? Bu da bir yalanın mı yoksa?"

"Anne, Zeyna benim kızım. Evet yeni öğrendim bunu, evet annesi maalesef Aslı keşke olmasaydı ama öyle. Gerçekten haberim yoktu. "

"Hadi onu anladım. Neden yalandan evlendin peki?"

Babamın sorusu ile afallamıştım.

"Anlamadım?"

"Neden diyorum bu kızla evlendin ? Bu neyin tezgahı?"

"Tezgah falan yok. Derin'le gerçekten evlendim çünkü onu gerçekten seviyorum."

Evliliğimizin gerçek olduğuna ikna olmuşlardı ama halen Zeyna hakkında söylediğim yalandan dolayı kızgınlardı. Aslı, bütün mal varlığını Zeyna'ya devrettiğine dair bir belge yollamıştı mahkeme aracılığı ile. Anlamadığım, Aslı'nın neden böyle bir şey yaptığıydı. Sevmediği kızına herşeyini neden bırakmıştı?

Annem Derin'le özel olarak konuşmak istediğinde onları yalnız bırakmak istemedim aslında. Ne diyeceğini bilmiyordum ve Derin'i üzmesini istemiyordum. Onlar yanımızdan ayrıldığında babamla baş başa kaldım.

Gözleri şuan yanmayan şömineye dikilmişti. Elleri cebinde, düşünceli duruyordu. Ne yapıp kendimi affettirecektim hiç bilmiyordum. Elbette affedeceklerdi bizi ama bu sürecin sancılı olacağı belliydi.

"Gel buraya."

Yanına gittiğimde cebindekini elini çıkarıp omzuma koydu ve sıktı.

"Sen benim oğlumsun."

Bir şey demeden bekledim. Yüzünü bana döndürdü, düşünceliydi.

"Kendince doğru olan bir şey yaptın ama, bu sefer üzdün bizi."

"Baba, özür dilerim ama ben bile Aslı'yı kızımın annesi olarak kabul edemezken, size söylemek istemedim."

"Velayet davasından haberim var." Dediğinde şaşırmıştım.

"Nasıl?"

"Sence evlatlarımın kimlerle ne yaptığını bilmeyecek kadar boş adam mıyım? Sürekli aldığım tehditlerin hepsinden haberiniz olsaydı evden çıkmama izin vermezdiniz." Deyip güldü.

BİR KÜÇÜK AİLE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin