Plaj

1.3K 100 71
                                    

Zaman buldum yazayım dedim. Hadi devam.

Sabah uyandığımda Bill bana yapışık vaziyetteydi. Gülümseyerek kalkmaya çalıştım ama biraz zor oldu. Bugün plaja gidecektik. Bende evde biraz tur attım. Çünkü kıyafet dolabı nerdeydi bilmiyordum. Tabi sonuç bulamadım.
O sırada Bill uyanmıştı.

"Ne arıyorsun bakalım."

"Kıyafet dolabını. Nerde?"

Beni bir koridora götürdü. Duvarın önünde durduk. Şaşırdım. Elini sağladığında duvarda kocaman bir kapı belirdi. Bana bakıp göz kırptı. Içerisi baya büyüktü.
Bill bana donup:

"Şimdi sana uygun bir mayo bulalım."

Baya bi süre o odada kalmıştık. Bill'in bana verdiği bütün her şey onun bedeni olduğu için büyük gelmişti. Sonunda kenarda köşede onun küçükken giydiği mavi bir mayo bulduk. Bana olmuştu çok sevinmiştim. Aşağı inip bir şeyler atıştırdık. Sonra tekrar yukarı çıkıp giyindik ve çanta hazırladık. Ben üst kısmım açık gitmek istemiştim ama o bana illa bir tişört vermişti. Ben de diretmemiştim. El ele tutuşarak isinlanmistik, kimsenin olmadığı bomboş bir plaja.
"Burda ıstediğimiz her şeyi yapabiliriz."
Demişti.
Ilk başta bu söylediğine tırstım. Sonra ise hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. Üstümü çıkarttım.

"Bill acaba sırtıma güneş kremi sürer mısın?"

Bu soruma gülümseyerek cevap vermişti.

"Olur. Yat bakalım."

Havlunun üzerine yüz üstü yattım. Bill bu fırsatı değerlendirip benim sırtımda ellerini gezdiyordu bir yandan. Bu yaptığına çok guldum. Ama yinede yapmasına izin bu benimde hoşuma gidiyordu. Isi bittikten sonra bana donup:

"Şimdi sıra sende. On kismima sür."

Bende onun yaptığı gibi sürerken bir yandanda kaslarını elliyordum. Bu çok hoşuma gitmişti. Isım bittikten sonra denize girmiştik. Kaç saat yüzdük bilmiyorum ama kesinlikle çok yorulmuştum. Bill ise enerjisi aynıydı. Tabi şeytan olunca herşey daha kolaydı. Çantayı omzuna attıktan sonra beni gelin tarzı kucaklayıp eve ışınlanmıştık. Evde ise olan şeyler ayrı bir curcunaydi.

" Çam ağacı birlikte yikanalim."

"Olmaz."

"Zaten yorgunsun ayakta duramıyorsun. Izin ver."

Sonunda istemeye istemeye kabul ettim. Tek bir şartım vardı.

"Ama üstümuzdekileri cikarmicaz."

Tabikide buna razı oldu diye düşünürken Bill yorgunlugumdan faydalanıp benide soymuştu. Kızararak duş aldım. Sonra ise ikimizde çırılçıplak yatağa uzandık. Tam rahata erdik derken Bill'den bir soru gelene kadar:

"Çam ağacı bu gece yapalım mi?"

"Hayır. Yapamam."

"Neden çam ağacı?"

"Sana bir bebek veremem Bill. Bundan dolayı kendimi affedemem. Işte bu yüzden yapamam."

"Çam ağacı aslında bunun bir yolu var."

"Gerçekten mi?" Ona gülümseyerek baktım.

"Evet var. Ama bunun için çok büyük bir acıya katlanman gerek. Bunun sonucunda ölebilirsin bile. Buna hazır mısın?"
Demesiyle endişelendim ama yinede olumlu cevap verdim.

"Senin için yapabilirim."

"Peki o halde burada bekle hemen geliyorum."
Dedikten sonra o da endişeli bir şekilde odadan ayrıldı.

Bill'in çocuğunu doğurabilmek içimi tuhaf bir duyguyla kapliyordu. Ama acaba bu acının ustesinden gelebilecek miydim?

Umarım beğenmişsinizdir. Aklıma başka fikir gelmedi. Yakında öbur bölümüde atarim sanırım. O zamana kadar byy.

BİLLDİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin