23.Bölüm • Her Şeyin Suçlusu Benim! •

128 9 1
                                    

Hemen eve girdim. İnanamıyorum. Beni öptü. O an aklımdan çıkmıyordu. Ve yüzümdeki aptal gülümsemeye engel olamıyordum. Stella evdeydi. Saat çok geçti. Neden uyumadığını merak ettim. Yanına gittim ve oturdum.

'Neden yatmadın ? Saat çok geç.' diye sordum yüzümdeki o gülümsemeyle.

'Seni merak ettim sadece.' dedi bana bakarak. Ve 'Bir sorun yok değil mi ?' diye ekledi.

'Hayır yok.' dedim.

'O zaman o gülüşün sebebini öğrenmek istiyorum.' dedi ve dinlemek için yakınlaştı. Bir şey söylemedim. 'Hadi.. Söyle.' diye ısrar ediyordu.

'Mike. Hani okulda gördüğümüz.. Arkadaşım demiştim. Onun yanına gittim. Biraz konuştuk falan. Sonra beni eve bıraktı. Ve sonra beni öptü inanabiliyor musun ?' diye anlattım. Son cümlemi biraz yüksek sesle söylemiştim.

'Sen onu seviyorsun değil mi ?' diye sordu.

Ben onu seviyor muydum ? Bilmiyorum. Hiç birine karşı böyle şeyler hissetmemiştim.

'Bilmiyorum. Ama ilk kez böyle hissediyorum.' dedim ona bakmadan.

'Evet sen onu seviyorsun.' dedi.

Bir şey demedim. Çünkü birine karşı böyle şeyler hissetmek istemiyordum. Nedenini bilmiyorum ama şimdiye kadar hiç aşık olmak istemedim. Belki birini çok sevecektim. Ya beni bırakıp gidecekti ya da onunla mutsuz olacaktım. Sonuçta herkeste bu böyle değil mi ? Birini çok seviyorsun ama o bırakıp gidiyor. Geride kalanı hiç düşünmüyor. İste bu yüzden birine bağlanmak istemiyorum. Ama Mike'a karşı çok garip şeyler hissediyordum. Belki bu aşk değildi. Sadece onun yanında mutluydum o kadar.

'Ben yatıyorum Stella. Yarın ders var sen de yat. Ve ilk ders matematik. Of o kadından nefret ediyorum.' diyerek söylene söylene odama çıktım.

Bu gece hiç uyuyamadım. Güneş doğmaya başladığında balkona çıktım. Güneşin doğuşunu seyretmeyi seviyordum. Sonra banyoya girdim. Ilık suyla bir duş aldım. Kendime gelmiştim. Sabahları gerçekten çok çekilmez oluyorum.

Stella hala uyuyordu. Bugün de kahvaltıyı ben hazırlamaya karar verdim. Hazırladıktan sonra Stella'nın odasına girdim. Çok güzel uyuyordu. Uyandırmaya kıyamadım. Bir süre onu uyurken izledim. Sonra uyandırmaya karar verdim.

'Stella..' diye seslendim. Gözlerini açtı, bana baktı ve doğruldu. 'Günaydın.' dedi gülümseyerek.

'Günaydın hadi kalk.' dedim gülümseyerek. Odadan çıktım. Bir süre sonra mutfağa geldi. şimi sen almışsın.' dedi masaya otururken.

'Evet bu sefer ben yapmak istedim.' dedim gülerek.

Hızlı bir şekilde yedik ve okula gittik. O günden beri sırf hocayla muhatap olmamak için erken gidiyorum.

Bugün Mike yoktu. Onun için endişelenmiştim. Ama evine gidemezdim çünkü bugün çalışmam gerekiyordu.

Lokantaya gittim ve hemen işe koyuldum. Stella da bara gitmişti. Bugün çok yoğundu. Gerçekten çok yorucu geçiyordu. Biri gidiyor ardından başkaları geliyor. Gün boyu ayaktaydım. Bir süre sonra sakinleşmişti lokanta.

Ne ? Bir dakika bu polis arabasının orada ne işi var ? Barda sesler yükseliyordu ve Stella'nın da sesi geliyordu. Hemen lokantadan çıkıp bara gittim.

Stella'nın elinde kırık bir bardak vardı ve bardakta kan vardı. Bir adamın başı kanıyordu. Demek ki bardağı adamın kafasına geçirmiş. Bunu daha önce bende yapmıştım. Ve işten atılmıştım.

Hemen yanına gittim. 'Burada ne oldu Stella ?' diye sordum. Ben yokmuşum gibi davranıyordu.

Başı kanayan adam Stella'dan şikayetçi olmadı. Tom, adamla konuşup onu ikna etmişti sanırım.

Stella bir şey demeden bardan çıktı. Peşinden gittim.

'Ne olduğunu anlatacak misin ?' diye sordum tekrar.

Sinirli bir şekilde bana döndü. Neredeyse gözlerinden ateş fışkırıyordu. Yanıma geldi. 'Bu senin yüzünden oldu Devonne. Ben mi dedim sana barda çalışıyım diye ? Bunun olacağını biliyordum. Hiç kabul etmemeliydim.' dedi bağırarak ve gitti.

Neden her zaman iyilik yapayım derken suçlu ben oluyorum ? Tek amacım insanları mutlu etmek ama bunu bile beceremiyorum..

KUMARBAZIN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin