Yine her şeyi mahvetmiştim. James olayında da olduğu gibi. O da beni suçlu bulmuştu. Bir daha kimse için bir şey yapmayacağım. Hem de hiçbir şey.. Yapıyorum da ne oluyor ? Her zaman elime yüzüme bulaştırıyorum.
Eve gittiğimde Stella yoktu. Bir süre evde oturdum ama duvarlar üstüme doğru geliyordu. Hemen kendimi dışarı attım. Hava biraz soğuktu. Üzerimde sadece ince bir tişört vardı.
Bu gece eve gitmek istemiyorum. Şu anda birine ihtiyacım var. Yalnız kalmaktan nefret ediyorum. Evet Stella'ya alışmıştım. O yokken boşluğa düşmüş gibi hissediyorum. Mike'a gitmeye karar verdim. Okula da gelmemişti. Neden gelmediğini de öğrenmiş olurum.
Yavaş yavaş yürüyordum. Gidip gitmemek konusunda kararsız kalmıştım. Saat çok geç olmuştu ve onu rahatsız etmek istemiyordum. Çünkü dün de aynısını yapmıştım.
Bu düşünceyle birlikte yolumu değiştirdim. Yürümek iyi geliyor böyle durumlarda. Eve gitmedim. Biliyorum Stella da evde değildi. Gidebileceği yerlere baktım ama yoktu. Onu merak ediyordum. Aramadım. Eminim beni görmek istemiyordur. Kim başına bela açan birini görmek ister ki ? Stella bu konuda haklı.
Eve gittim. Kendimi kanepeye attım ve televizyonu açtım. Aslında televizyon izlemem. Çünkü zamanım kalmıyor. İzlesem de ya belgesel ya da haber izlerim.
Uyandığımda kanepedeydim. Televizyon izlerken uyuyakalmışım. Ama üzerimde battaniye vardı. Bunu yatarken ben almamıştım değil mi ? Stella gelmiş olabilir mi ? Hemen odasına gittim ama odasında kimse yoktu. Mutfakta olabilir diye oraya koştum ama yoktu. Neden böyle yapıyor ? Gelip gitmesindeki amaç ne ? Bunun olmasını ben istememiştim. Ne olduğunu bile bilmiyorum ki..
Bugün okula gitmeyeceğim. Gidince ne oluyor sanki ? Okuldan gerçekten nefret ediyorum. Neymiş okumak gerekiyormuş. Hayır gerekmiyor. Lokantadaki işim iyi. Bu iş bana yeter. Neden okuyayım ki ?
Tekrar geldim ve kanepeye uzandım. Hayattan bıkmış gibi bir halim vardı. Belki de öyle. Sorunlu hayatımdan gerçekten sıkıldım.
Bir süre sonra kapı çaldı. Stella olabilir diye düşündüm ve hızlıca kalkıp kapıyı açtım. Gelen Mike'dı.
'Sen miydin ?' dedim ve tekrar kanepeye uzandım.
'Okula gelmeyince merak ettim. Stella da yoktu.' dedi ve yanıma oturdu.
'Eve de gelmedi dün akşam.' dedim. Üzgün olduğum her halimden belli oluyordu.
'Bir sorun var değil mi ?' diye sordu.
'Evet. Stella iş yerinde biriyle tartışmış ve bu konuda beni suçlu buluyor. O işi ona ben buldum diye.' dedim kısaca.
Bir şey demedi. 'Onun için endişeleniyorum. Başına bir şey gelmez değil mi ?' diye sordum endişeyle.
'Olmaz bir şey ama istersen gel birlikte arayalım.' dedi gülümseyerek.
Kanepeden kalkıp odama gittim ve üstümü değiştirdim. Sonra birlikte evden çıkıp Stella'yı aramaya koyulduk.
'Teşekkür ederim Mike. Beni yalnız bırakmadığın için.' dedim yürürken. Ona bakmıyordum.
'Tabii ki seni yalnız bırakmayacağım Devonne.' dedi masum bir ses tonuyla.
Ona döndüm ve sıkıca sarıldım. Sadece sarıldım. Bir şey demedim. O da bana sarıldı.
Uzun süre arayıştan sonra pes edecektim ki son bir yere daha bakmaya karar verdim. Evet Stella oradaydı. Bende kendimi kötü hissedince her zaman oraya giderdim. Demek ki o da buraya geliyormuş. Bunu öğrendiğim iyi oldu.
Bize arkası dönük bir şekilde bir bankın üzerinde oturuyordu. 'Sen git. Ben seni burada bekliyorum.' dedi Mike. Evet bizi yalnız bırakmak istiyordu. Bu çocuk beni anlıyor.
Yanına gittim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. 'Her ne olduysa özür dilerim.' dedim. Yanına oturmadım. Ayakta duruyordum. O ise oturuyordu.
'Sorun değil.' dedi bana bakmadan. Ama sorundu biliyorum.
'Stella. Lütfen böyle yapma. Beni üzüyorsun. Ayrıca dün gece eve geldiğini biliyorum. Geri neden gittin ?' diye sordum üzgün bir ses tonuyla. Bu ses tonunu beni affetmesi için kullanıyordum.
Ayağa kalktı. Benimle aynı hizaya gelmek için. 'Bende özür dilerim. Senin bir suçun yok. Çok abarttım farkındayım. Bana kızgın olabilirsin diye düşündüm ve dün gece sana gözükmek istemedim. Ben istedim diye o işi buldun bana.' diye anlattı.
'Tabii ki sana kızgın değilim. İnsan dostuna, en yakın ve tek arkadaşına kızar mi hiç ?' diye sordum.
'Kızmaz değil mi ?' diye sordu söylediğime karşılık.
'Elbette kızmaz.' dedim gülümseyerek. O sırada acıktığımı hissettim. Hiçbir şey yememiştim. 'Bak sen bir gün gittin açlıktan ölmek üzereyim.' dedim gülerek.
'O zaman gidelim de şöyle güzel bir yemek hazırlayalım.' dedi o da gülerek.
Birlikte Mike'ın yanına gittik.
'Tekrar anlaşmanıza sevindim.' dedi gülümseyerek.
'Dostlar birbirine hiç küser mi Mike ?' dedi Stella bana bakarak. Ve hiç beklemediğim anda bana sıkıca sarıldı. Bende ona. Onu ve Mike'ı artık kaybetmek istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMARBAZIN KIZI
FantastikKimse hayatını seçemiyor. Ailesini seçemiyor. Ama her şeye rağmen gülümsemelisin. Hayata karşı dik durmalısın. Eğer dik durmazsan hayat seni bir HİÇ yapar. Kimse mükemmel olarak doğmuyor. Mükemmelliği kendin yaratmalısın. Eğer kendine güvenirsen he...