Ah Ronald. Şu anda ona sarılmamak için zor tutuyorum kendimi. Eskiden de olduğu gibi. Sıkıca ve sımsıcak bir sarılma.
Yüzüne uzunca baktım. Hiçbir şey söylemedim.
'Bir şey söylemeyecek misin ?' diye sordu bana bakarak.
'Ne söylememi bekliyorsunuz Ronald ? Neden çıkıp geliyorsun sen ? Her şeyi unutmuşken...' sözümü devam ettirmedim.
'Ronald ? Bunu bana kızgın olduğun zamanlarda söylersin sen Devonne. Elbette bana kızgınsın ama kendimi affettireceğim sana.' Mesajda yazdıklarını söylemeye başladı.
'Devonne mi ? Kumarbazın kızına noldu Ronald ?' diye sordum.
Bir şey söylemedi. Başını öne eğdi. Pişman olduğu belli oluyordu.
'Özür dilerim Devonne. O zamanları keşke unutabilsek. Keşke eski zamanlara geri dönebilsek. O günleri o kadar çok özledim ki..' dedi ve sustu. Beklemediğim bir anda bana sıkıca sarıldı.
Ben sarılmadım. Onu sertçe geri ittim.
'Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak Ronald. Sen bana atabileceğin en büyük kazığı attın. Her şeyi bitirdin sen. Sen beni bitirdin Ronald.' dedim ve ağlayarak yanından koşarak uzaklaştım.
Eve gittim. Çantamı, telefonumu ve montumu yere fırlattım. Kendimi de yatağın üzerine atıp ağlamaya devam ettim.
Bir kaç saat sonra kapı açıldı. Stella gelmiş olmalıydı. Başka kim olabilirdi ki ? Tabii ki Stella.
'Devonne noldu ?' dediğinde ona döndüm. Yerdeki eşyalarımı topluyordu.
'Bir şey yok Stella.' dedim ve geri döndüm. Ağladığım belli olsun istemiyordum. Ama sesim ağladığımı ele vermişti.
Yanıma geldi ve oturdu. Beni kendine doğru çevirdi. 'Devonne anlat lütfen. Bağır çağır ne yaparsan yap ama susma. Bir şeyler konuş. Bugün ağzını bıçak açmadı.'
Doğruldum ve onun hizasında oturdum. 'Tek sorun Ronald'ın burada olması Stella. Başka bir şey yok. Anladın mı ?' diye sordum soğuk bir sesle.
'Ronald kim Devonne ?' diye sordu meraklı sesiyle.
Anlatmaya başladım.
'Ronald benim liseden tek arkadaşım. Daha doğrusu arkadaşımdı. İkimiz birbirimize çok bağlıydık. O beni korurdu bende onu. Her zaman. Ama bir gün okula yeni bi kız geldi. Kız gerçekten güzeldi. Ama diğer sürtükler gibiydi. Hareketleri, konuşmaları... Ron ile karşılaştı bir gün. Ne yapıp edip Ron'u kendine bağladı. Ve o günden itibaren Ron bir daha yanıma gelmedi. Yanında sürekli o ve onun arkadaşları. Hiç suçum olmadığı halde beni bırakmıştı. Ama o bana söz vermişti. Seni hiç bırakmayacağım diyordu. Ne olursa olsun.. Bir gün dayanamadım ve onların yanına gittim. Ronald'ın yanına gittim. O kız sana göre değil dedim. Canın yanacak. O kızdan uzak dur dedim. Bunu söylerken sadece onu düşünüyordum. O beni dinlemedi.
Eskisi gibi değildi artık. Çok değişmişti. Konuşmasıyla, hareketleriyle, giyinişinde bile.. Kantinde oturuyorlardı. Ronald, o ve arkadaşları. Yanlarına gittim. Tekrar söyledim.
Sen böyle değildin Ron çok degiştin. Kendine gel artık. Bu kız sana değer vermiyor. Sonraları çok pişman olacaksın. dedim.
Onun bana dediği tek şey "Bu seni zerre kadar ilgilendirmiyor. Neydi Kumarbazın kızı değil mi ?"
O laf kalbime hançer gibi saplanmıştı. Dediğim gibi kız onu bıraktı ve aklına ben geldim. Ama onu asla affetmeyeceğim.' diye anlattım. Anlatırken ağladığımı fark etmemiştim.
Onu affetmeyeceğim. Bu yaptığını asla unutmayacağım.
****
Sabah uyandığımda yanımda bir not buldum. Stella olduğunu düşünerek kağıdı açtım ve okumaya başladım.
'Seni dışarıda bir taksi bekliyor. Ona bin ve gel güzellik.'
Bu Mike olabilir miydi ? Sanırım Stella ona bu işte yardım etmişti.
Pencereden dışarı baktığımda bir taksi bekliyordu. Hemen siyah dar kotumu ve salaş pembe tişörtümü hızlıca giydim. Biraz makyaj yapıp evden çıktım. Bekleyen taksiye bindim. Ben bir şey söylemeden arabayı sürmeye başladı.
'Nereye gidiyoruz ?' diye sordum.
'Az kaldı neredeyse gelmek üzereyiz.' diye yanıtladı adam.
Beş on dakika daha gittikten sonra hiç bilmediğim bir yerde durdu.
'Geldik.' dedi adam bana bakmadan.
Taksiden indim ve yürümeye başladım. Hiç kimse yoktu etrafta. Biraz yürüdükten sonra denizin yanında bir masa ve iki sandalye gördüm. Üstünde ise yiyecekler, ortaya konulmuş birkaç tane gül (en sevdiğim çiçektir.) ve iki tane tabak vardı. Gerçekten çok güzel görünüyordu. Masanın yanına gittim. Üzerinde bir tane daha not vardı.
'Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun. Benim sana yaptıklarım iğrençlikti. Beni affetmezsen de anlarım. Çünkü yaptıklarımın affedilecek bir yanı yok. Ama ne olursa olsun sen benim en iyi dostum olarak kalacaksın. Sonsuza kadar.'
Ve arkamdan gelen bir ses duydum. 'İnan bana o günden beri aklımdan cıkmadın. Seni hiç unutmadım Devonne..'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMARBAZIN KIZI
FantasíaKimse hayatını seçemiyor. Ailesini seçemiyor. Ama her şeye rağmen gülümsemelisin. Hayata karşı dik durmalısın. Eğer dik durmazsan hayat seni bir HİÇ yapar. Kimse mükemmel olarak doğmuyor. Mükemmelliği kendin yaratmalısın. Eğer kendine güvenirsen he...