Karanlığın içinde, sessiz bir edayla yürüyorduk... Tünelde yayılan sesler içimizi hırpalıyordu. Duvarın derinlerinden geliyordu..
- Çok korkunç... Hiç olmadığı kadar...
Dedi Amy korkarcasına. Ona hak veriyordum. Oldukça ürkütücüydü gerçekten.
- Haklısın Amy...
Diye katıldı Rory.
Her an birşey çıkabilirdi karşımıza. Hiç beklenmedik bir şey. Biz ilerledikçe kulağıma gelen bir takım ses artmaya başladı.
Elimle dur işareti yaparak,
- Hey, durun bir dakika...
- Noldu Loris? Bir şey mi oldu yoksa?
Bir adım öne atılıp sordu Milla.
Bu bir ağlama sesiydi. Küçük bir kız çocuğuna aitti sanki..- Ağlama sesi geliyor. Duydun mu Milla? Küçük bir kıza ait bu!
Kafamı çevirip onlara baktığımda
Yüzüme şaşkın bir ifadeyle baktıklarını gördüm.-Hayır, Ses felan gelmiyor Loris... Hayal görüyorsun...
Rory beni deli yerine koyuyordu ama o sesi duyduğuma emindim.
- Hayır! Bundan eminim Rory!
Biraz daha hızlandım. Koşar adımlarla tünelde ilerliyordum. Elimdeki el feneri önümü çok aydınlatmasa da koşmama engel değildi.. Koştukça ses arttı ve bu sefer ağlama sesinin yanına bir erkek sesi eklendi. Küçük bir tartışma yapıyorlardı sanki.. İleride bir ışık gördüm. Küçük bir sarı ışık rayların kenarında duruyordu. Tahmin ettiğim doğru çıkmıştı. Orta yaşlarda bir adam ışık saçan fenerin yanına oturmuş ağlayan küçük kıza bir şeyler anlatıyordu.
- Hey sessiz olun! Bizi görmemeliler.
Kısık bir sesle uyardım bizimkileri. Sessizce duvarın kenarına çöktük. Onları izliyorduk.
-Ağlama artık. O hastaneden kaçtık! Sevinmen gerek!
-Hayır! Anlamıyorsun!
Adam yerinden fırladı ve karşısındaki küçük kıza bağırmaya başladı..
- Ben bir kez ailemi kaybettim Ellie! Seni de kaybedemem!
Adam için üzgündüm. Bir insanın ailesini kaybetmesi, muhtemelen en büyük acıydı.
-Ya ben Joel? Ben de ailemi kaybettim!
İsimlerini öğrenmiştik.. Kız adamdan oldukça küçüktü. Yeşil gözlere sahip olan küçük kız saçını arkadan bağlamış ve ön taraftan bir kaç tutam saçını çıkarmıştı. Hafif yuvarlak olan kafası ona çok tatlı bir görünüm katmıştı. Adamsa kirli sakalıyla ve hafif uzamış siyaha kaçan saçlarıyla tam bir kaçakçıları andırıyordu.
-Tamam Ellie. Artık geçmişi unutalım. Boşuna birbirimizi yemeyelim..
- Haklısın.. Boş yere ağlıyorum!
Küçük kız çantasını yerden aldı ve içinden küçük silahını çıkardı. Kız oldukça sevimliydi ama o silah...
-Hadi Ellie. Daha önümüzde uzun bir yol var. O şeyler peşimizi bırakmayacaklar.
O an büyük bir hataya düştük... Rory yanlışlıkla silahını yere düşürmüştü.
-Joel? Bu ses de neydi?
Tünel boyunca yankılanan bu sesi duymamaları bir mucize olurdu.
- Hey! Kim var orada!
Adam ışığı bize doğru tuttu ve silahını göstererek
-Sizde kimsiniz!
Yakalanmıştık... Rory hepimizi ele vermişti...
Kısa bir bölüm oldu. Kusura bakmayın :) Diğer bölümlerde düzeltmeye çalışırım :)
Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatta Kalma
Action''Her şey güzeldi... Sadece o ana kadar... Artık her şey değişti... Dünya, çevre, bizler... Artık hayat savaşmak, kaçmak ve öldürmekten ibaret...''