...Bir yandan aşağı doğru inerken, bir yandan da silahlarımızla hazırda beklemeye başladık. Dışarıda olacak olaylardan hepimiz sağ çıkmalıydık. Arkadaşlarımı sağ çıkarmalıydım. Amy, tam arkamda durmuş göz yaşları içinde dua ediyor, Rory ise onu sözleriyle teselli etmeye çalışıyordu. Milla,yanımda düşünceli gözlerle bana bakıp bir açıklama bekliyormuş gibi duruyordu. Dışarıda bizi bekleyen tehlikeleri düşünüyor gibiydi. ''Başımıza gelecek olaylardan sağ salim çıkacak mıyız Loris ?'' , ''Evet Milla.. Tüm kalbinle buna inan.. Söz veriyorum kurtulacağız..''. Bunu yapmalıydım en azından. Hayatımı paylaştığım insanları bırakmak yerine onların arkasında olup, onları korumalıydım. Son günlerde beynimin içinde dolaşan uğultular, şimdi yeniden ortaya çıktı. Bir şey beni yönlendirmek istiyordu. Ama bilinçsizce bu düşünceyi itiyordum. Kendimi bu düşünceye yöneltince ortaya ne çıkacağını bilemezdim. Bu yüzden, ne zaman aklıma gelse büyük bir güçle geri savuruyorum bu düşünceyi. ''Loris ! Loriss ! Heey ! Yürü ! Gitmemiz gerekiyor hemen !''. Rory beni omuzlarımdan tutmuş,bir ileri bir geri sallıyordu. Uçsuz bir düşünceye dalmıştım. Binanın lobisine gelmiştik. Yürüyenlerin sesi daha da artmıştı. ''Hadi kalk Loris !'' diyen Milla'nın elinden tutup ayağa kalktım. ''Bir şey mi oldu Loris ?'' dedi Milla. ''İyiyim.. Hadi oyalanmayalım''. Kendimi iyi hissetmediğimi bildiğim halde yürümeye koyuldum. Diğerleri arkamdan gelmekteydiler. Kapıya çıkıp gizlice etrafa bakındık. ''Lanet olsun ! Dibimize kadar geldiler ! Hadi arkadaşlar ! Sağ atlatacağız bunu !''...
Büyük bir atağa geçip saldırıya başladık. Karşıdan gelen yürüyenlere ateş ederek tersi yönde hareket ediyorduk. Kızlara silahı son anda bulmuştuk. Yukarıda,şirketin güvenlik odasında bize yetecek miktarda kurşun bulmuştuk.. Ve tabii ki silah.. ''Sakın sağa sola boşa ateş etmek gibi bir apatallık yapmayın ! Elinizden geldiğince kafalarına nişan almaya çalışın !''. ''Ama Loris ! Çok fazlalar ! Hangi birine ateş edeceğiz !''. Amy'nin dediği sözü duymuştum. Ama gözümü ona bir an bile çeviremezdim. Çünkü haklıydı.. Çok fazlalardı.. Ateş ederken son anlarımız gibi hissettim bir an. Karşımdaki yaratıklara ateş etmekte zorlanıyordum. Çünkü yakın bir zaman önce onlarda aramızdaydılar. Hepsinin bir işi, hayatları vardı. Şimdi ise artık çoğu şey değişti. Hayatta kalanların tek işi savaşmak, onların ise bizleri öldürmek..
Mermilerimizin bir çoğu karşımızdakilere isabet etsede bir çoğuda boşa gitmekte. Olabildiğince az kullanmak amacımız olsada, şuan bu mümkün görünmüyordu. ''Ateşi kesin ! Koşacağız arkadaşlar !'' diye seslendim arkadaşlarıma. Rory ''Emin misin ! Kaçabilecekmiyiz !''. ''Evet Rory! Evet !'' diye bağırdım istemsizce. Ve ateşi bırakıp olabildiğince hızlı koşmaya başladık. Yaklaşık yirmi metre sonra büyük bir gürültüyle yere doğru çömeldik. 10 yada 15 dakika olduğumuz yerden kalkamadık. Sesler kesildiğinde arkamızı döndük ve askeri araçları gördük. 3 tane askeri araç içindekiler,yürüyenlerin hepsini öldürmüştü. Bizi ise son anda kurtarmışlardı. Ayağa kalktığımızda bir kaç adım araçlara doğru yürüdük. Ve ortadaki araçtan 5 kişi inip bize doğru geldiler. Bize on adım kala durdular ve ortancaları ''Hayatta kalabildiniz demek. Bizler sizleri buraya kadar takip ettik. Geldiğinizden beri.. Askeri araçlarımız olduğuna bakmayın. Bunları, Askeri bölgenin yakınlarında bulduk. Eski Askeri bölge.. Biz de sizler gibi hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ve hayatta kalanları grubumuzda toplayıp bir aile kurduk sayılır. Şuan yaklaşık 50 kişiyiz. Sığınma yerimiz hemen 10 cadde arkada. Bir binada sığınıyoruz, biraz zor olmasına karşın oldukça dayanıklı bir barikatımız var elbette. Sizleride grubumuzda görmeyi çok isteriz. Tabii ki sizde istiyorsanız..'' diye konuştu.
Şaşırmıştım.. Doğrusu hepimiz şaşırmıştık. Bu kervana katılmamız mı daha doğru olurdu yoksa Merkez İstasyon'daki sığınmaya katılmak mı ? Rory hemen yanımdaydı. ''Sence Rory ?''. ''Bilemiyorum Loris.. Pek emin değilim açıkcası..''. Kızlar katılmamız için gözlerimize büyük bir sevinçle bakıyorlardı. ''Loris.. Ben Merkez İstasyon'a gitmekte ısrar ediyorum..''. Rory aslında haklıydı.. Bir yandan da bana göre.. Haksızdı doğrusu.. Oraya gidipte istediğimizi alamamak var. Ama şuan karşımızda ise büyük bir seçenek duruyor. Son anda kararımı değiştiren bir düşünce sonunda Rory ile birlikte tekliflerini reddettik. ''Teşekkür ederiz.. Ama bizim planlarımız farklı doğrultuda.. Bizleri grubunuza davet ettiğiniz için teşekkür ederiz. Ama biz kendi yolumuzda ilerlemek istiyoruz..''. Kızların suratlarında büyük bir kin belirdi. Korkmuştum açıkcası.. Onları daha önce böyle görmemiştim. Elimizde ki fırsatı terslediğimizi biliyordum. Ama sonuçlar ne olursa olsun, sadece bir karar vermelisin.. Biz ise verdiğimiz karar yolunda ilerliyoruz..
Arada kendini tanıtan Mike bize ''Yine de kararınızı değiştirecek olursanız diye.. Buyrun adresimiz.. Sizleri her zaman aramıza kabul edeceğiz.. Aman ha.. Dikkat edin.. Aranızdan bir kişiyi eksik görmek istemeyiz.'' diye cümlesini tamamlarken, elime adreslerini yazdığı kağıdı verip küçük bir gülümseme ardından arabalarına doğru koyuldular. Ve araçlarıyla son gaza basıp caddenin ilerisinde kayboldular....
...... 30 dakikadır yoldayız.. Milla ve Amy bizlerle konuşmamakta ısrarlılar. Rory elindeki haritaya bakıp en önde ilerlerken biz hemen arkasında ilerliyorduk. Milla bir anda ''Hayır anlamıyorum ! O teklifi neden kabul etmedin !'' diye çıkıştı.. Cevap veremedim. Haklıydı. Aklım bir anda gitmişti o sıra.. Çok iyi düşünemiyordum. Sonradan farkettim ama çok geçti. Geri dönme şansımız vardı ama bu seferde kızlar yolumuza devam etmekte kararlandılar. ''Rory ! Yolumuza daha ne kadar var ? '' diye seslendim. ''Eğer bir araç bulabilirsek yarım saate varırız Loris. Ama böyle yürüyerek gideceksek... Zor.. Özellikle önümüze çıkabilecek tehditleri işe katarsak..''. Etraftaki arabalar kullanılmaz haldeydi. Yolumuzu yürümek durumdaydık malesef. ''Metro'dan gidersek daha güvenli olabilir. Yine yürüyeceğiz ama tünellerde herhalde yürüyenler yoktur ve daha rahat olacağız ?''. ''Bende düşünmedim değil Loris.. ''. Hemen yönümüzü değiştirip metroya doğru yöneldik. Merdivenlerden indiğimizde duyduğumuz ses, rüzgarın duvara çarpıp yankılanma sesiydi. Etrafımız boştu hala. Sanki bir şey onları temizlemişti. Ortalıkta kan izleri birbirini örtüyor, sönmek üzere olan ışıklar etrafı aydınlatmaya çalışıyordu. Bir kat daha indiğimizde ise bizi raydan çıkmış ve kolonlara çarpmış olan metro vagonları karşıladı. Burada o gün büyük bir dehşet yaşandığının kalıntıları yatıyordu. Yanmış cesetler bir kaç yerde toplanmıştı. Vagonların içine doğru baktığımızda yine kan izleri gördük. Daha fazla oyalanmaya niyetimiz yoktu. Gideceğimiz tünele doğru girdik. Bizi sanki ucu olmayan bir karanlık karşıladı tünelde. Ve yürümeye başladık....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatta Kalma
Action''Her şey güzeldi... Sadece o ana kadar... Artık her şey değişti... Dünya, çevre, bizler... Artık hayat savaşmak, kaçmak ve öldürmekten ibaret...''