Yeni Yol - Final

1.4K 72 50
                                    

Hemen gitmeliydik. Koşar adımlarla Milla ve Amy'nin yanına gittim. Telaşlı olduğumu görünce meraklı bakışlarla bana odaklandılar.

''Gitmeliyiz! Hemen!'' dedim korkulu ses tonumla. Bir an önce kaçıp kurtulmalıydık.

''Neler oluyor Loris?'' diye sordu Amy. Şimdi uzun uzun açıklamamı bekleme hayatım..

''Anlatacak zaman yok! Koşucular geliyor!''. Gözlerini fal taşı gibi açtı ve kafasını mezara döndürdü.

''Ne yapmalıyım Rory? Kaçmalı mıyım?''. Bir cevap bekliyordu gerçekten. Oradan bir ses gelmesini bekliyordu. Milla elini Amy'nin sağ omzuna götürdü.

''Amy.. Bu yaptığın biraz korkutucu..''. Amy hafifçe kafasını döndürdü.

''Korkutucu mu? O benim burada kalmamı istiyor Milla?''. Kızcağız sonunda kafayı sıyırmıştı anlaşılan. Yaşadığı olayların üzerine bunun olması gerçekten aklını kafasından uçurmuştu. Ortaya atıldım

''Beş dakikadan az bir süremiz var Amy! Bizimle geleceksin!'' sıkıca bileğini tuttum. Ani bir şekilde geri asıldı ve kaşlarını bana karşı çattı.

''Hayır!'' diye bağırdı aniden. Lanet olsun... Yerimizi buldular sonunda...

''Hayır Loris! Siz gidin! Ben onunla beraber kalacağım!'' bağırdı parmağıyla mezarı işaret ederken.

''Daha fazla saçmalama Amy! Hemen gel bizimle!'' diye bağırdım çıkışı göstererek. Ama hayır anlamında kafasını sallayarak iki adım geri attı. Kalmaya kararlıydı.

''Lanet olsun! Lanet olsun! Gidelim hemen'' söylendim çaresizce. Birini daha kaybediyorduk.. Hemen bahçenin kapısına doğru ilerledik. Kafamı geriye çevirdiğimde Amy'nin ağaç parçasının üzerine oturmuş ve tam karşısına anlamsız bir biçimde baktığını gördüm.

''Loris! Yürü Loris! O kalmayı seçti!'' kolumdan asılıyordu Milla. Yapacağım hiçbir şey kalmamıştı artık. Kafamı tekrar çevirdiğimde, tekrar o anlamsız bakışlarla ama bu sefer bize baktığını gördüm. Suratı bembeyaz kesilmiş, gözleri halsizlikten kapanmaya geçmişti.

Kapıdan çıktık ve sokağın ortasında, düz bir hedefte koşmaya başladık. Ara sıra kafamı arkaya çeviriyorum ama hiçbir şey göremiyorum. 200 metre koştuktan sonra durduk. Kaldırımın kenarına geçtim ve oturdum. Derin bir nefes aldım.

''İnanamıyorum.. Bu olmamalıydı!'' Milla yanıma geldi ve oturdu.

''Onun fikrini değiştiremezdik Loris. O yine orada kalmayı seçecekti. Ne olursa olsun.'' Öyle miydi gerçekten? Ne olursa olsun gelmez miydi bizimle? Sanırım hayır.. Gelmezdi..

''Bu mantıklı değil Milla? Anlıyorsun değil mi? Mantıklı değil?'' Kafasını geldiğimiz yöne çevirdi.

''Mantıklı yada mantıksız. Daha fazla durmamalıyız Loris. Hemen gidelim şu lanet olası yerden.''

Haklıydı. Kesinlikle gitmeliydik buradan. Ayağa kalktım ve Milla'ya dönüp elimi uzattım kalkması için. Elimi kavrayıp ayağa kalktı ve arkasını silkeledi.

Yürümeye başladık. Güvenli bir yer bulasıya kadar..

.....Yaklaşık üç saat sonunda, şehir merkezinin dışına yakın bir yerde durduk. Tam arkamızda bir hastane ve sağında ve solunda bir iki tane park var. Cadde boyunca sıralanan apartmanlar.. Etraftaki patlama kalıntıları.. Salgının başladığı sıralarda fırlatınan bombalardan birisi buraya isabet etmiş olmalı ki etrafta sağlam bir yapı kalmamış diyebilirim. Caddenin ortasında büyük bir çukur ve içine dolan o iğrenç yürüyenlerin kanı, yanmış cesetler..

Hayatta KalmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin