Gerçekten artık baheneler arkasına sığınmak istemiyorum ama elimden gelen bir şey yok. Morellirimiz bozuk, çoğumuz da sebebini biliyoruz. üzgünüz! - çok üzgünüz - bu yüzden bölüm kısa, saçma ve sıkıcı oldu. Yazasım yoktu ama sizi bekletmek istemedim. İçimden yazmak gelmedi ama kafamızın dağılması gerekiyordu. Her neyse umarım sizde biraz olsun kafanızı dağıtırsınız. Keyifle okumalar
* * * * * * *
Bölüm Şarkısı:
Simple Plan - Can't Keep My Hands Off You ( yada ne istiyorsanız onu dinleyebilirsiniz.)
Kyungsoo, birkaç dakika Kris’in gözlerinin içine bakmıştı, hastalığı sesine yansıyordu. Soğuk evin içinde yorgun kahkahası yankılanıyordu.
‘’ Hasta olan benim, saçmalayan sensin Kris ‘’ Kahkahası sıcak bir güneş gibi odaya dolmuştu. Kris, elindeki boş tabağı tepsiye koyarak D.O’ya döndü.
‘’ Haklısın, haklısın gerçekten saçmaladım. Ne dediğimi mi bilmiyordum ben, ha? Kai senin gibi bir belayı bana emanet edip gitti. ‘’ D.O’nun kahkahası yavaşça dudaklarından silinmeye başlamıştı. Kris, masanın üzerinde, tepsinin hemen yanındaki telefonunu arka cebine sıkıştırmış ve tepsiyi alarak mutfağa ilerlemişti. Tepsiyi kirli tezgâhın üzerine sertçe atarak telefonunu eline almıştı. Telaşlıydı… Telaşlı ve korkaktı. Telefonunu çıkarıp kendisine yardım edebilecek en doğru kişiyi aradı.
‘’ Benimle eski evde buluş ‘’ Kris, karşı taraftan cevap almadan telefonunu kapatmıştı. Koridordan geçerken D.O’nun telaşlı ama bir o kadar mutlu sesini duyuyordu, öksürüklerinin arasından.
‘’ Yok, hayır. Gerçekten iyiyim Hyeri. Sadece dinlenmem gerek. Hayır, hayır buna hiç gerek yok ‘’
Kris, şaşkın bakışlarla D.O’yu izlerken D.O ona eliyle karşı koltuğa oturmasını işaret etmişti. Kris D.O’nun kiminle konuştuğunu merak ediyordu. İçini kaplayan düşünceler onu delirtiyordu. Çünkü D.O mutluydu, mutlu görünüyordu, suratında anlamsız bir sırıtışla kazağının kolunu kemiriyordu.
‘’ Acaba, acaba sevgilisiyle mi konuşuyor? ‘’ Diye düşünüyordu Kris. İçine kaplayan sorular giderek büyüyordu.
‘’ Cinsiyeti belli mi? ‘’ diye sormuştu D.O büyük bir sevinçle. Kris, D.O’dan daha fazla merak ediyordu bu sorunun cevabını. ‘’ Erkek mi? Adını düşündün mü? ‘’
‘’ Heyecanlı mısın? Sadece 1 hafta kaldı ‘’ diye devam etmişti D.O sözlerine.
‘’ Sonra konuşuruz Hyeri. Görüşürüz ‘’ demişti telefonu kapatırken. Kris, D.O’ya anlamsız ve meraklı gözlerle bakıyordu.
‘’ Hamile olan kim? ‘’ D.O derin bir iç çekerek telefonu yorganın içine, koltuğun üzerine attı. Ona yalan söylemek istemiyordu ama doğruyu söyleyemezdi. Ne yapacağını bilmiyordu, cevap vermesi gerekiyordu.. Kelimeler onun kontrolü dışında dışarı çıkmıştı.
‘’ Değer verdiğim biri ‘’
‘’ Sevgilin mi? ‘’ diye sordu Kris, ellerini saçının arasından geçirirken. ‘’ Hayır, değil. Hem nasıl sevgilim olabilir ki. Aslında Kris, ben bir şey merak ediyorum ‘’
‘’ Aslında bir şey itiraf etmek istiyorum ‘’ Kris, heyecanlanarak biraz dikleşmişti. İçinde umut ışıkları karanlığı yenmeye çalışıyordu, ilk defa kazanacaktı. İlk defa istediği olacaktı.