Kyungsoo, oturduğu sedyede ayaklarını bir ileri gir geri sallamayı sürdürüyordu. Kai, Kyungsoo’ya baktıktan sonra doktora geri dönmüştü.
‘’ Nesi var? ‘’
‘’ Bunun için konuşmak henüz erken. Sonuçları aldığımızda kesin olarak bir teşhis koyulabilir. Ama gördüğüm kadarıyla kafatasına aldığı darbe yüzünden olduğu. Bu, bir hafta içinde hiç baş ağrısı, kafa karışıklığı, baş dönmesi, bulanık görme ya da göz yorgunluğu gibi şikayetleri oldu mu? ‘’
‘’ Be-ben bilemiyorum. 4 gün önce bir tatilden döndük ve daha sonra birbirimizi hiç göremedik ‘’
‘’ Peki, yüzündeki ve vücudundaki morlukların nedenini biliyor musunuz? Kardeşiniz darp edilmiş ve kafasına aldığı bir darbe daha onu bu hale getirmiş olabilir. Belki, daha kalıcı ve daha ciddi sorunlar oluşturmuştur ‘’
Kai, tatilden döndükten sonra olanları hatırladı.
. . . . . . .
‘’ Hey, Kyungsoo? Nasıl gidiyor? ‘’ Kai, Kyungsoo’nun dolabının yanındaki dolaba yaslanmıştı. Kyungsoo, dolabından kitaplarının aldıktan sonra, dolabını kapatarak yürümeye başlamıştı. Kai, Kyungsoo’nun yolunu keserek elindeki kitapları düşürmesine neden olmuştu.
‘’ Hey, neden bana cevap vermiyorsun? ‘’ Kyungsoo, Kai’yi duymuyormuş gibi yaparak yere düşen kitaplarını toplamaya başlamıştı.
‘’ Hey, sana söylüyorum, beni duymuyor musun? ‘’ Kyungsoo, Kai’ye cevap vermemekte kararlıydı. Kai, Kyungsoo’nun yüzüne tekme atmış, hızla yere düşmesine neden olmuştu. Kyungsoo, kafasını ellerinin arasına alarak beklemişti. Hıçkırıklarını içine atarak sadece yiyeceği dayağı beklemişti.
Kai, Kyungsoo’nun bir tutam saçını eline alarak, Kyungsoo’yu ayağa kaldırmıştı. En uç dolaptan başlayarak, en son dolaba kadar Kyungsoo2nun kafasını dolaplara sürte sürte sürüklemişti. En son dolabı – kendi dolabını- açarak Kyungsoo’nun kafasını vurmuştu.
. . . . . . . .
‘’ Bay Kim Jongin, beni duydunuz mu? ‘’
‘’ Efendim, iyi misiniz? ‘’ Kai, kolunu tutan takım elbiseli adamın sesiyle kendisine gelmişti.
‘’ Evet, evet iyiyim ‘’ Başını olumlu anlamda sallayıp Kyungsoo’ya bakmıştı ‘’ Sonuçları ne zaman alırız? ‘’
‘’ Siz eve gidin efendim, ben burayla ilgilenirim. Küçük Bey’de bir hayli yorgun gözüküyor. Arabanızı hazırlatayım. ‘’ Takım elbiseli adam, lüks hastane odasından hızla dışarı çıkmıştı.
‘’ Bay Kim Jongin, kardeşinize bir şey olursa hemen beni arayın ‘’ Kai, doktorun uzattığı kartı alarak elerlini cebine sokmuştu.
‘’ O kardeşim değil, sadece eski bir tanıdık ‘’ Kai, derin bir nefes alarak Kyungsoo’ya doğru yürümüştü.
‘’ Hadi, gidelim ‘’ Kai, Kyungsoo’nun koluna girerek yürümesine yardımcı olmuştu.
Kai, takım elbiseli adamın açtığı araba kapısına doğru yürümüştü. Adımları oldukça yavaştı, Kyungsoo’ya ayak uydurmaya çalışıyordu. Taksiye dindikten kısa bir süre sonra, Kyungsoo, kafasını Kai’nin omzuna koymuştu.