Söz verdiği gibi temizlenmiş ve üzerini değiştirmiş olarak geri dönen Emir'i veranda da karşılayan genç kadın, dudaklarına hızlı bir öpücük bırakıp saksılarla ilgilenmeye geçmesi üzerine yanına sokuldu. Çalışmaktan erinmeyen, dahası bunu mesele yapmayan adama duyduğu hayranlıkla, çalışmasını izlerken ne de olsa bir haftadır balkonunu istila eden Nazif'i merak ederek muhabbete girişti.
"Emir, Nazif'i tam olarak nereye bıraktın?"
"Neden sordun, yoksa bir daha o bölgeden geçmeyecek misin?"
"Aah haah haahh güleyim bari... O kadar da değil, merak etmiş olamaz mıyım?"
"İyi olduğunu bilmek istiyorsun değil mi?"
"Ne var bunda, isteyemez miyim?"
"Olabilir de neden?
"Allahallah, kedilerden korkmam iyiliğini düşünmeme engel mi?"
"Sen çok garipsin! Nazif'in gitmesini istediğin halde, hemen duygusal bağ kurduğunu inkar mı edeceksin?"
"Yok artık, saçmaladığının farkında mısın? A-aaa!.. Aaaa, bu ne be! Ortada cevap yok, soruya soruyla karşılık verip duruyoruz."
"Hakikatten ha! Söyle kurtul, o kediyi seviyorsun."
"Ay evet Emir... İtiraf ediyorum, senin olmadığın dönemde Nazif'le büyük bir aşk yaşadık. Çok güzel günlerimiz oldu, biraz tahakkümcüydü ama kazak bir erkekti. Hele o bir tarafını yayıp oturmasını, bana kıstığı yeşil gözleriyle bakmasını hiç unutamayacağım. Canım benim ya, aşkımı şimdiden özledim. Ha, yeşili çok sevdiğimi söylemiş miydim?"
"Bana bak cadı, kedi bile olsa seni böyle konuşmaktan men ederim!"
"Emrin olur, paşam. Anlaşılan sahiplikten, cadılığa terfi ettim. Ne yapalım, bu acıyla yaşamaya alışacağım artık. İşin aslı, senin ortalıkta olmadığın bir hafta boyunca, o manyakla uğraşmak sıkıntılı geçen bir dönemi daha kolay atlatmamı sağladı. Hatta..."
"Ne?"
"Eee... Gülme ama."
"Söz vermeyeyim, çalışırım!"
"Tamam... Ara sıra kapı aralığından dertleşmiş, daha doğrusu seni çekiştirmiş olabilirim. Pek muhabbetçi değildi ama iyi bir dinleyici olduğunu söyleyebilirim."
"Hadi canım!"
"Ne yapayım, sana çok kızgındım, evde yalnızdım ve ortada konuşacak hiç kimse yoktu."
"Ve sen de kediyle beni mi çekiştirdin? Hem de kapı aralığından!"
"Kovmadığım zamanlar, evet... Abartacak bir şey yok, bahçeye bile çıkamıyordum ben de çevremdeki tek canlı varlıkla sohbet etmek mecburiyetinde kaldım." Bol bol küfrettiğini saklama kararı alarak, "Ne olmuş canım, birazcık gıybet yaptık işte." demesiyle gülmeye başlayınca, kaşlarını çatmaya çalıştığı halde başarılı olamadı. Kahkahalarını özlemle andığı adamın, şu an karşısında gür sesiyle bahçeyi çınlatmasını, gözünü güzel yüzünden ayırmadan zevkle izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMRİN OLUR!
HumorBeklemedikleri anda sıra dışı bir tesadüf sonucu kesişen hayatlar... Bir yanda sorunlarını alaycı bir edayla hafife alıyormuş gibi görünen, yaşadığı her günün zevkini çıkarmayı amaç edinmiş bir kadın, öte yandan umursamaz bir tavır sergilerken çevre...