"En değerli çiçek."
Çok güzel gülüyordu. Hayatımda görüp görebileceğim en güzel gülümsemeye sahipti. Küçük dünyam anında aydınlanıyor, onun gülümsemesinin yarattığı ışıkta yürüyordu. Yetkim olsaydı gülümsemesini cebime koyar, kaçardım buralardan. Benden başkası sahip olsun istemezdim.
Her zaman onu burada görüyordum. Yanında hep başka bir insan alıyor, hep başka kıyafetler giyiyor, hep başka yüz ifadesi takınıyordu. Ama hep aynı olan bir şey vardı. Bordo atkısı. Üstünde kokusunun hapsolduğuna bahse girerdim.
Bana yaklaşıyordu. Yanındaki insanla birlikte. Her zamanki gibi. Sakin kalmaya çalışarak dümdüz onlara baktım.
"Bu çiçekler güzelmiş." ince sesini duyunca kanatlarını açmış çırpınan kalbimle, ona bakıyordum. O bana bakmıyordu. Yanındakine bakıyordu.
"Evet hoşlarmış, kırmızı güllerden alabilir miyiz?" yanındaki ona gülümserken, o da yanındakine geri gülümsedi. Yanındaki anlamış mıydı bilmiyordum ama ben anlamıştım. Beklediği bu değildi. Aynı diğerleri gibi. Yanındaki insana almak istediği bu çiçek değildi. Onun beklediği başka bir şey vardı.
"Tabii," derin bir nefes alıp bu sefer bana döndü. Göz teması kurarken heyecandan adımı unutmuştum. "Şu kırmızı güllerken bir demet hazırlar mısınız?" yutkunup başımı salladım. Ben onu hazırlarken yanındaki onun atkısıyla oynamaya başlamıştı. Göz ucuyla onları izliyordum, hep böyle yapardım ama hiç yakalanmazdım.
Demeti hazırlayıp onlara doğru tuttum. Yanındaki anında gülleri eline alırken o bana parasını uzatmıştı. Alıp kasaya koydum. Çabul gitmelerini istiyordum. Canım daha fazla yanmasın istiyordum. Ben hariç her şeye güzel bakışlarını sunmasına daha fazla katlanamazdım. Teşekkür edip gülüşerek benden uzaklaşmalarını izledim. Dolan gözlerimi burnumu çekerek dağılmalarını sağladım.
Kendime acıyordum. Hiç cesaretim yoktu. Belki de olsaydı. Yanında olan başkası, yarın ben olacaktım. Ondan sonrasında belki de olmayacaktım. Benden de sıkılacak bırakacaktı. Beni bırakma ihtimaline cesaretim yoktu işte. Buna dayanamazdım. İzlemek daha katlanılabilir gözüküyordu. Şu anlık.
...
Her zamanki yerimde bir sandalyede oturmuş, soğumuş burnumu eldivenli ellerimle ısıtmaya çalışıyordum. Bugün sevgililer günüydü. Aslında çok meşgul anlar yaşamıştım. Ama cadde şu an boştu. Annemde tüm işleri bana bırakıp gitmişti. Belki de babamın yanındaydı. Sonuçta hala evliler, hala aşıklardı. Bir kaçamak yapmış olabilirlerdi. Benim gibi sap değillerdi.
Tüm gün onu beklemiştim. Bugün yanında kimi getirecekti merak ediyordum. Görmek için etrafta hep onu aramıştım. Hayal kırıklığı bu ya, asla gelmedi. Başkasına gülümsese de, gülümsesini görüp ısınmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shots [bangtan]
Fanfiction[bangtanxbangtan] Bu şey; kütüphanene ekle canın sıkılınca, feels geçirmek istiyorsan, ağlamak istiyorsan aç oku kitabı.