One Shots [bangtan]

10.Hopekook [m]

"Seni özlemişim."

"One,two, three, four!" Ellerimle ritim tutarken öğrettiğim hareketi yapmaya çalışan öğrencilere bakıyordum. Hepsi teker teker izlerken gözlerim yorulmaya başlamıştı. "Taehyung-ah, biraz daha zıplamalısın." Diyerek onun yanında geçtim.

Taehyung yerinde durup hareketin başa alınmasını beklemeye başladı. Bende yakınında durup onu izledim. Hareket gelince dediğim gibi biraz daha zıplamıştı.

"Güzel, böyle devam." Diyerek ondan uzaklaştım. Herkesin en sonunda Harika bir şekilde bitirdiğini görünce elimle onları alkışladım. "Harikaydı. Şimdi son bir kez benimle birlikte."

Tüm öğrencilerin önüne geçip aynada kendime baktım. Gözlerim neredeyse kapanacak kadar yorgun görünüyordu. Yüzüm desen terden sırılsıklamdı ama yine de bunu yapmadan bitirmeyecektim.

"Müzik." Diyerek yan tarafa bağırdım. En yakın arkadaşım gözlerini devirip müziği başlattı. Tüm öğrencilerle aynı anda öğrettiğim hareketleri yapıp en sonunda kendimi alkışlamıştık. "Bugün çok çalıştınız, arkadaşlar. Yarın görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın." Diyerek küçük bir eğilme gerçekleştirdim. Aynısını onlarda yapınca gülümsedim.

Yoongi'nin yanına gidip havlumu aldım ve yüzümü kurulamaya başladım.

"Buraya sadece bir amaçla geliyorum biliyorsun demi? Yani beni bazı menfaatlerin için kullanmazsan sevinirim." Yoongi gözlüklerinin altından bana bakarken tehlikeli olduğunu düşündüğü bakışlarından atıyordu. Omzumu silktim.

"Eğer benim öğrencilerimden birini kesmek için stüdyoma geleceksen, stüdyoma yararlı olman lazım."

"Siktir ordan." Yoongi gözlerini devirdi. Stüdyonun ucunda çantasını toplayan Jimin'e bakışları kayınca da ben gözlerimi devirdim.

"Git onunla konuş, korkak herif." Yoongi gözlerini ondan çekip önündeki defterle ilgileniyormuş gibi yaptı.

"Aynen, ne diyerek başlayayım? Buraya sıklıkla gelir misin? Ben seni kesmek için geliyorum genellikle?" Nefesinin altından oflayıp başını iki yana salladı.

"Hayır, mesela çıkışta işi olup olmadığını sormaya ne dersin?"

"Klişe."

"Klişeler, farklılıkları doğurabilir." Yoongi iğrenmiş yüz ifadesiyle bir süre beni süzdü. Kalemini deftere koyup yutkundu

"Aman be ne kaybederim ki?" Ayağa kalkıp uzaklaşırken onu izledim. Yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Birisi yeşil saçlı, diğeri turuncu saçlıydı. Ve bu inanılmaz bir uyum sağlıyordu.

Bakışlarımı onlardan çekip bilgisayarıma baktım. Son dans videomuzu yüklemiştim ve yorumları okuyordum. Önümde beliren gölgeyle saçlarımı geri ittirerek kafamı kaldırdım. Eski sevgilim, yakın arkadaşım ve en iyi öğrencilerimden olan Jeon Jungkook karşımdaydı.