"Jimin git başımdan, ben sana göre değilim."
Saat sabah yedi, Park Jimin yatağından kalkardı. Saat yedi buçuk, Park Jimin kahvaltısını ederdi. Saat sekiz, Park Jimin evden çıkıp okuluna doğru yol alırdı. Saat sekiz on beş, Park Jimin okulun önünde arkadaşlarıyla buluşup içeri girerdi. Falan filan.
Min Yoongi, bunların hepsini periodik olarak gün gün yazmıştı. Siyah kapaklı defterine elbette. Park Jimin, defterlerinde yer edinebilecek kadar önemli biriydi. Defterleri aslında yazdığı şarkı sözleriyle doluydu. Onlarda Jimin içindi.
Min Yoongi için Park Jimin kim miydi?
Aileleri yakın arkadaşlardı. Min Yoongi yedi yaşındayken arkadaş olmuşlardı. Kimin ilk arkadaşça hareketi yaptığını hatırlamıyordu ama o gün Minlerin evinde toplanmışlardı. Min Yoongi ilk defa o zaman Park Jimin'i gördü. Ondan iki yaş küçük, beş yaşında bir veletti.
Min Yoongi, soğuk bir çocuktu. Park Jimin'e yakın davranmamıştı. Park Jimin de utangaç bir çocuktu. Hyung'ının yanına gitmek istedi ama ondan utandı. Bayan Park, en sonunda onun arkasına saklanan bücürü alıp Min Yoongi'nin önüne geldi. 'Yoongi tatlım, neden birbirinizle oynamıyorsunuz?' dediğini hatırlıyordu. Yoongi sadece başını salladı. Park Jimin'i yanına çekti. Sonra elinden tutup onu odasına götürdü.
"Bana bak velet, ben insanları sevmem. Hele ki benden küçük olan insanları hiç sevmem. Ondan dolayı beş dakika burda oturacağız sonra aşağıya inip bir daha buraya gelmek istemediğini söyleyeceksin." diyerek Park Jimin'e bağırmıştı. Park Jimin kocaman açtığı gözleriyle ona bakıyordu. Bu çocuk çok tatlıydı. Min Yoongi onun tatlılığını görmemek için bakışlarını kaçırdı.
"Ama- ama hyung. Ben seninle oynamak istiyorum." ağlamaklı bir sesle çocuğun sesini duyduğu ilk zamandı. Ona baktı. Gözleri dolmuştu ve alt dudağını ısırıyordu.
"Ağlama." dedi Min Yoongi sertçe.
"Ağlamıyorum." dedi Park Jimin dik durmaya çalıştı ve gözlerini gizledi. Min Yoongi'nin suratında hafif bir gülümseme oluştu. Elini onun omzuna attı. Park Jimin hissettiği elle şaşırdı.
"Pekala benimle oynamana izin vereceğim, mochi. Ama çok az bir süreliğine." Min Yoongi'nin soğuk kalbini eriten çocuk, sevinçle zıpladı. Min Yoongi'nin dediği gibi az bir süre oynadılar sonra Min Yoongi onunla oynamanın eğlenceli olduğuna karar verdi. Ve daha fazla süre oynadılar.
Min Yoongi, o gün yatağa yattığında Jimin'i, yani tanıştığı ilk arkadaşını düşündü. Çok tatlı bir çocuktu, çok güzeldi ayrıca. Min Yoongi bir an onun bir daha gelmemesinden korktu.
Ama öyle olmadı. Aileleri her dışarda karşılaştıklarında birbirlerinin evine gitmek için sözleşmişlerdi. Böylece aralıklarla da olsa, Min Yoongi ile Park Jimin birlikte büyümüştü. Çok yakın arkadaş olmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shots [bangtan]
Fanfiction[bangtanxbangtan] Bu şey; kütüphanene ekle canın sıkılınca, feels geçirmek istiyorsan, ağlamak istiyorsan aç oku kitabı.