Nefise elini boğazına koyarak derin bir nefes almaya çalıştı ama nafileydi. Ne yaparsa yapsın bu hastalık yakasını bırakmayacaktı. Her karanlıkta kaldığında,o berbat geceye dönecek,annesinin onu korumak için dolaba sakladığı sahne canlanıcaktı gözünde.
Tamda şu anda aynı şey oluyor,o geceyi,o anı yeniden yaşıyor gibi geliyordu. Durumu git-gide daha da kötüleşiyordu,öyle ki deminden beri Muzafferin yüzündeki ellerinin farkında bile değildi.
"Nefise sakin ol! Birazdan kurtulacağız" Muzaffer deminden beri aynı şeyi tekrarlıyordu fakat Nefise onu duymuyordu. Biraz sonra ışıklar gelmezse Nefise için hiçte iyi olmayacaktı.
"Be-ben dayanamıyorum" sözleri zar-zor toparlayıp konuşmaya çalıştı. Ama olmuyordu,beceremiyordu.
Muzaffer aklına gelen bütün yöntemleri denemişti ama hiç biri Nefise üzerinde etkili olmamıştı. Sadece tek bir yol kalmıştı. Ve Muzaffer bu yola başvurmanın ne kadar doğru olduğunu bilmiyordu.
Ama şu anki durumdan sonra doğruluk payı önemli değildi artık. Bir şeyler yapması gerekiyordu. Hem de acilen.Derin bir nefes alıp, belinden tutup kendine çekti Nefiseyi Muzaffer. Nefisenin daha olanları idrak etmesine izin vermeden,hızlı bir şekilde dudaklarını onun dudaklarına kapattı.Nefise dudaklarının üzerinde hissettiği dudaklarla donup kalmıştı adeta.
İlk önce karşılık vermemek için direndi fakat bu bir kaç saniye sürdü. Ellerini Muzafferin göğsüne koyarak,öpüşüne karşılık verdi. Bunu niye yaptığını bilmiyordu ama içinde bir şeyler onu buna itmişti sanki. Bu hiss harikaydı.
Muzaffer,onu sakinleştirmek için bu yola baş vurmuştu,fakat şu anda aklındaki her şey uçup gitmişti. Şu an sadece onun için Nefise ve öpüşünü koparmak istemediği dudakları vardı.
Dakikalar sonra dudakları ayrılırken,ikisininde gözleri kapalı,aralarındaki sessizliğin ilk kimin bozacağını bekliyorlardı. Her zaman olduğu gibi bu sefer de o sessizliği Muzaffer bozdu. Açıklama yapmanın zamanı gelmişti çünkü.
"Üzgünüm,sakinleşmen için yapılacak en son yol buydu" Muzaffer hızla atan kalbinin sesini bastırıp konuşa bilmişti sonunda. Hala bu öpücüğün etkisinde çıkamamıştı ve kalbinin hızla artan ritminden de anlayacağı üzre uzunca bir sürede çıkmayacaktı.
"Ö-önemli değil" diye bilmişti sadece Nefise. Aynı Muzaffer gibi onunda kalbi boğazında atıyordu sanki. Daha önce,yani karanlıkta ve ya kapalı bir yerde kaldığı zaman bu kadar çabuk sakinleşmemişti. Ama şimdi sadece bir öpücükle her şeyi unutmuştu. Bu hiss bedenine,kalbine yabancıydı. Ve Nefise korkmuyor değildi. Ama olacakların da karşısına geçemezdi.
Tek kelime etmeden bir-birlerini izlediler bır süre. Fakat en sonunda Nefise ayaklarının daha fazla onu taşımayacağını anladığında sırtını asansörün soğuk demir duvarına yasladı. İlk başta ürperse de zamanla alıştıktan sonra yavaşça yere oturdu. Muzaffer de aynı işlemi gerçekleşdirdikten sonra uzunca bir süre bir-birlerine bakmamaya gayret ettiler.
Muzafferin sorusuyla ortamdaki gergin hava biraz da olsa dağıldı.''Ben... Az önceki'' sözleri bir araya toplamak Muzaffer için hiç bu kadar zor olmamıştı. Ne söyleyeceği hakkında hiç bir fikri yoktu ama kendini ifade etmek istiyordu. Nedense Nefisenin onu yanlış tanımasını istemiyordu. Aslında içinde bir yerlerde o soruya bir cevabı vardı. Cevap çok derinlerdeydi ve Muzafferin onu ordan çıkarmaya hiç niyeti yoktu.''Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Yani son çare bu kalmıştı yoksa panik atak geçirecektin'' Başını çevirip hala ona bakmayan Nefiseye baktı Muzaffer.
Nefise utandığı için başını aşağı doğru indirmişti. Normal de ona kızması gerekiyordu sonuçta hiç bir kız ilk öpücüğünü böyle hayal etmezdi fakat tam aksine o bu durumdan hiç rahatsızlık duymuyordu. Evet bu onun ilk öpücüküydü. İlk kez biri onu öpmüştü ve o ilk kez karşılık vermişti.''Gerçekten önemli değil. Suçlu hissetmene gerek yok, hem baksana senin sayende normal nefes ala biliyorum'' Yüzünde hafif tebessümle başını Muzaffere çevirdi Nefıse. Onun böyle düşünmesine sevinen Muzaffer küçük bir gülümsemeyle tebessümüne karşılık verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilmezdim
Fanfictionİki insanı bir araya ne getirir? Hayat? Kader? Aşk? Bu sorunun cevabını sadece yaşayarak bulacaklardı