-12-

942 60 42
                                    

Elindeki kahvelerle salona girdiğinde karısının uykuya daldığını gördü Muzaffer. Küçük bir tebessüm takındıktan sonra sakin adımlarla ilerleyip kahveleri sehpaya bıraktı.

Diğer koltuktaki battaniyeyi alıp üzerini örttü. Daha sonra yere çöküp meleği andıran karısını izlemeye başladı. Yüzünün her çizgisini ezberlemek istercesine daldırdı bakışlarını.

Yaşadığı o şeyden sonra bir daha asla aşkı tadamayacağına emindi. Ama hayat "bir kez daha" diye fısıldamıştı ona. Muzafferse bu fısıltıyı kulak ardı edememişti. İyi ki etmemişti. Çünkü böyle huzurlu hissetmiyeli uzun zaman oluyordu.

Nefisenin kıpırdanması Muzafferi kendine getirdi. Nefise uykusuna devam ederken,Muzaffer hafif bir şekilde Nefisenin yüzüne düşen saçlarını geriye attı. Karısının yüzü aydınlanırken, Muzafferin gözleri pembe dudaklara kaydı.
Eğildi ve dudağının kenarına minicik bir öpücük kondurdu.

Daha sonra aklına sabahtan beri hiç bir şey yemedikleri geldiğin de ayaklandı ve mutfağa doğru adımlarını yöneltti.

****

Nefise burnuna gelen kokularla göz kapaklarını araladı. Yavaşça doğruldu ve etrafına bakmaya başladı. İlk önce her şey yabancılaşırken,daha sonra buraya nasıl ve neden geldikleri bir-bir aklına doldu. Yüzünde aniden bir gülümseme belirdi.

Ayaklarını kanepeden aşağı sarkıttı. Bir süre kendine gelmeyi bekledikten sonra,kokunun geldiği yöne doğru ilerlemeye karar verdi.

Sessiz adımlarla mutfağa adımlarını yöneltti. Mutfağa vardığında karşısında çok tatlı bir manzara vardı. Muzaffer yemek yapıyor,bir o tarafa bir bu tarafa koşuyordu. Yemeğe o kadar yoğunlaşmıştı ki, Nefisenin kapıya yaslanıp yüzünde gülücüklerle onu izlediğinin farkında bile değildi.

Muzaffer bu haliyle o kadar tatlı görünüyordu ki, Nefise en sonunda dayanamadı ve ilerleyip Muzafferin beline sarılıp,başını sırtına dayadı.

"Canımm" göbeğinde birleşen elleri hissettiğinde yüzünde gülücükler açtı Muzafferin.

"Efendim" gözleri kapalı bir şekilde, başı halen Muzafferin sırtındayken cevap verdi Nefise.

Muzaffer yüzünden tebessümünü silmeden Nefiseye dönüp,ellerini karısının beline doladı. Nefise de ellerini Muzafferin göğsüne koyarken,Muzaffer biraz ileri gelip Nefisenin alnına masum bir öpücük kondurdu.

"Ne zaman uyandın?" Dudaklarını Nefiseden ayırıp yüzüne baktı Muzaffer.

"Çok olmadı. Ama-" mutfağa göz gezdirdikten sonra tekrar Muzaffere döndü Nefise "Anlaşılan sen uyanalı çok olmuş"

"Eee hanımefendi,biz sizin gibi tembel değiliz" Muzaffer alaycı bir şekilde Nefiseye baktı.

"Bak ya, tembel? Ben?" Yalancı bir sinirle Muzafferin göğsüne vurdu Nefise.

Muzaffer gülümseyerek Nefisenin elini alıp dudaklarına götürdü ve nazik bir öpücük kondurdu.

"Sen bu hayatta gördüğüm en çalışkan,en zeki,en güzel kadınsın.Sadece-" son kelimeyi söyleyip-söylememekte kararsız kaldı Muzaffer.

"Sadece ne?" Kaşları havada bir şekilde Muzaffer baktı Nefise.

Muzaffer eli hala Nefisenin elindeyken kulağına yaklaşıp fısıldadı "Bazen çok huysuz ve inatçı ola biliyorsun"

"Bak seen? Ne oldu Muzaffer bey? Beğenemediniz mi?" Diyerek sinirle yanından ayrılmak istedi Muzafferin Nefise.

Ama tabi ki Muzaffer izin vermeyip onu kendine biraz daha çekip ellerini beline doladı ve dudaklarına gömüldü.

BilmezdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin