#8

2.1K 235 51
                                    


孤独

yalnız

"Gökyüzü yalnızların biliyor muydun meleğim?"

İnanamayacağınız hayallerim var benim. Hiç dokunulmamış düşlerim ve hiç göremediğiniz umutlarım var.

Çocukça mı? Sahnede parlayan birisine aşık olmak imkansız mı? Kalbinin, seni hiç tanımayan ve tanımayacak olan birisi için atması gülünç mü? Gerçekçi değil miyim? Bırakın o zaman beni, ben hayalperestim belki. Sizi neden bu kadar ilgilendiriyor?

Bir yıldızı sevmek mümkün, bir yıldızı uzaktan izlemek normal, bir yıldızın seni gülümsetebilmesi inanılmaz değil.

O bir yıldız çünkü..

Yıldızlar imkansız değildir, gökyüzü bizim olduktan sonra.

Bırakın beni, ben böyle mutluyum. Benim gökyüzüm, samimi. Beni sever. Sahte değil, o mavi.

Karanlıktan korktuğum için geceleri yıldızları asar. Mesela asla onu izlerken yıldız kaydırmaz. Dilek tutacak kadar aptal olduğumu bilir çünkü. Umutlarımın suya düşmesine dayanamaz ki. Benim gökyüzüm beni sever. Çünkü onun yıldızlarına aşığım. Çünkü onun mavisine inanıyorum.

Benim hayallerim herkes gibi pembe değil, onlar mavi.

Hayallerimde uçmuyorum mesela. Yere daha sağlam basıyorum. Bir yıldıza sahip olmuyorum ama bir yıldız yaratıyorum. Büyüttüğüm çiçek ondan güç alsın diye.

Bak ben aslında mutluyum. Çünkü gökyüzü bir gün beni sevecek.

Eminim.


Ve şimdi yine.

Sindiğim duvarın arkasından onu izliyordum. Ellerini karşısında birleştirmiş çaresizlik tutunmuş bakışlarını yere dikmişti. Cezalandırılıyordu. Pembe saçları ne kadar saklasada gözlerini, ıslak yanakları ele veriyordu onu.

Kır çiçekleri gibiydin Jimin, gökyüzü bile seviyordu seni.

Birşeyi çok merak ediyordum meleğim. Cehennemin kapısından kovulmuş bir gardiyan cennete girebilir miydi? Yoksa seni uzaktan izlemek bile uzaktı bana?

Karşısındaki adam acımasızlıkla azarlıyordu onu. Ağlıyordun Jimin. Çocuk gibi hıçkırıyordun. Ağır haraketle elimi kalbimin üzerine koydum.

Acaba, göğüsümü parçalayan şey kalbim miydi?

Bedenimin üşümesine rağmen, ruhum cayır cayır yanıyordu.

Jimin'in karşısındaki adam elindeki kalın kitapla onun kafasına vurdu acımasızca. Darbenin etkisiyle birkaç adım arkaya giderek kafasını tuttu. Endişe sıvısı öfkeyle karıştırılıp bel boşluğuma çöreklenmişti. Ona ben bile dokunamazken sen nasıl vurmaya cüret edersin pislik? Ruhuma atılmış imzayla ayağa fırladım.

O adamın ben..

Öfkeli bakışlarım onu mahv ederken adam dilinin altında küfürler savurarak Market'e geri girdi. Adımlarıma yapışmış ağırlık kendini çaresizce hatırlattı. Kilitlendiğim zaman diliminden geleceğe adımlayan ona bakmıştım sadece. Küçük parmaklarıyla yüzünü kapatarak ağlamaya başladı.

possibility; if you love me, jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin