#21

1.3K 184 71
                                    


地獄

cehennem




"Neden birden çok işin var Jimin?" diye sordum cebinde tuttuğum elimi gevşeterek. Elini tutmayı bıraktığımı fark ettiğinde daha sıkı tutundu elime ve duraksayıp bana baktı.

"Elimi bırakma. Burası karanlık kaybolmak istemiyorum." dedi. Konuşmadım. Yaşamıyordum sanki.

Kalbim neden ölü taklidi yapıyorsun?

Gerçekten ölecek cesaretin yok mu?

Elimle onun elini sıkıca tuttum. Tekrardan yürümeğe başladığında konuştu. "Annem mide kanseri ameliyatı için para gerekiyor. Onu toplamaya çalışıyorum. Bu yüzden birden fazla işim var."

Seni küçük prens sanmıştım ama büyümüşsün. O kadar büyümüşsünki insanlar ruhunun görebilse sana yaşlı derdi herhalde Jimin.

Parkın sonundaki banka doğru yürüyerek orada oturacaktık ama tekrardan yürümeğe başladık. "Bir şeyi merak ediyorum," diyerek lafa başladığında onun sözünü keserek konuştum.

"Merak ettiğim şey sana 'benden uzak dur, üzülürsün' dememe rağmen hâlâ yanımda kalıp bana neden gülümsediğin." diyerek cesaretimi toplayıp sertçe sordum. Yüzümü ezberlemeye çalışan gözlerinin altında ezilerek bakışlarımı ondan kaçırdım.

"Sen neden olduğunu düşünüyorsun?" diyerek kelime oyunu oynadı bana.

"Bir ihtimal,"dedim ve duraksamak zorunda hissettim kendimi. "Bana acıdığın için mi?" lafımı tamamlayıp derin nefes aldım.

"Sana acımıyorum," diyerek beni yanıtladı düz sesiyle.

"Benden intikam almak için mi?" diye sordum kaşlarımı havalandırıp ona biraz yaklaşırken. "Hayır," diyerek gülümsedi. "Senden intikam almıyorum."

Yürüdüğümüz yolda duraksayıp sırtını duvara yaslayarak beklemeye başladı. Merak göz çukurlarımı ele geçirip kendi hükümetini kurarken tekrardan konuştum "Beni korumak için mi?" Kafasını iki yana salladı. Düşünceler birbirine düğümlendiğinde tekrardan sorularımı ona yönlendirdim.

Aslında cevabı biliyordum ama duymak istiyordum. Belki kalbim o zaman yaşam belirtisi gösterirdi "Benden nefret mi ediyorsun? Bana kızgın olduğun için mi? Benimle yatmak istediğin için mi?" diyerek sorduğumda sırtını dayadığı yerden hızla doğrularak bileğimi kavradı ve onu sırtımla birlikte duvara yasladı.

Cebindeki elim refleks olarak çıkarak göğüsüne tutunmuştu. Küçük bir inilti dudaklarımdan koptuğunda bakışlarını gözlerimden çekerek dudaklarıma sabitledi. Bir nefes ötemdeydi ve kalbim hala ölü taklidi yapıyordu. Tekrardan gözlerime baktığında konuştu sert sesiyle.

"Çünkü sana aşığım aptal!"

Heyecanın kanıma aşıladığı sıvıyla yapıştığım duvarın biraz daha içine girmek için çabaladım. Aptallığıma güldü ve biraz daha yaklaştı bana. Yakınlığından endişelenerek kendimi arkaya çektiğimde gülümsedi.

"Korkma seni yemeyeceğim kırmızı başlıklı kız." dediğinde gözlerinin güldüğüne tanık oldum. Bir cennetin yansımasıydı gözleri ve cennet bana gülümsemişti.

"Ama seni öpeceğim." diyerek aniden dudaklarıma yaklaştı.

Tam dudaklarıma dokunacakken duraksadı ve tekrardan fısıldadı. "Yalancı olduğunu biliyorum. Beni görmediğin hakkındada yalan söylemiştin zaten. Biliyor musun? Keşke otobüste olduğumuzda bu kadar içini dökmeseydin bana."

Nefesinin dudaklarıma her değişinde heyecan kanımı damgalıyordu esareti altında. "Bana sadece doğruyu söyle lütfen." diyerek fısıldadı.

"Şimdi beni görebiliyor musun?" dedi fısıltı karışık sesiyle. Başımla onu onayladım. Elimden başka ne gelirdiki?

"O zaman yanında kalıp seni korumama izin ver. Ve başka adamlarla öpüşme. Çünkü artık orası bana ait." diyerek dudağını dudağıma dokundurdu.

Bunu yapma Jimin. Eğer beni öptüysen bir daha iyileşemem. Daha kendimi Taehyung'u sevdiğime yeni inandırdım. Hayatımı dahada zorlaştırma küçük prensim. Hızla kendimi arkaya çekerek konuştum.

"Jimin, orası senin olamayacak kadar kirli. Beni sevmemen için elimden geleni yaptım. Ama anlaşılan başaramadım. Ben kötüyüm." dedim ağlamaklı sesimle. Bir adım attı bana doğru ve fısıldadı. "Sen bir meleksin."

"Hayır. Bu hikayedeki en kötü karakter benim! Bir melek olan sensin Jimin! Ben bir hırsızım." dedim gözyaşlarımı tutamadan. "Seni iyileştirebilirim." dedi bir adım daha attığında.

"Yapamazsın, ben dokununca bile batacağın bir kara deliğim." Ne kadar masumdun sen. Gerçek yüzümü bile görünce hala beni iyileştirmek istiyordun.

"Jimin ben katilim." dedim fısıldayarak. "Lütfen artık git." diye ilave ettim. Arkamı dönerek yürümeğe yeltendiğimde güçlü kollarının karın boşluğumdan bedenimi yakalayarak sıkıca sarıldığını fark ettim. Kafasını usulca enseme yatırıp konuştu.

"Bir hırsız olabilirsin, yada fark etmez bir katil. Dünyaca ünlü bir dolandırıcı bile olabilirsin. Bunlar içinde yatan meleği öldürmeğe yetmez Turuncu. Sadece o meleğin kanatlarını kırırlar. Uçamaz, bu yüzden meleğin öldü sanarsın. Ama o yaşıyor. Hala nefes alıyor hissediyorum ben. Öyle bile olsa senin bir melek olmak için kanatlara ihtiyacın yok ki. Ben senin kanatların olurum. Biraz paslı belkide biraz eskiyim ama önce kırıklıklarımı tamir eder sonra senin için en güçlü kanatlar olurum. Herkes senin masumiyetini kıskanır. Yanlışlarını birbir hayallerini astığın tavandan asarız ve hayallerini indirerek onlara var olma şanslarını veririz. Ne dersin? Karanlığını aydınlatamasam da orada seninle kalırım ve yalnızlığı terk edersin. Olmaz mı? Yetmez mi?"

Yavaşça belimdeki kollarını gevşettiğinde ona doğru çevrildim. Küçük parmaklarıyla yanağımdaki yaşları sildi. "Jimin," diye fısıldadım. Yanaklarımı avuçlayarak burnumun üzerine küçük bir öpücük kondurdu. "Efendim meleğim?"

"Taehyung'la yattım" dedim.

Gülümsemesi bir anda donarak soldu. Yanağımdaki elleri tenimden sıyrılarak düştü ansızın.

Yüzünde kırılmışlık vardı..

Yüzünde cehennem vardı, hiç görmeği istemediğim cehennem.

Yüzünde bakışlarını gizleyen acı vardı.



"Y"

possibility; if you love me, jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin