#14

1.5K 188 34
                                    


ピンク

pembe



"Gerçekten hırsız mısın?" diyerek yürüdüğümüz yolda duraksayıp koluma yapıştı. Hastaneden az önce çıkış yapmıştık. Bakışlarımı ona çevirdim başımla onaylayarak.

Kolumu bırakır bırakmaz yürümeğe başladım. Taehyung arkamda kaldı ama birkaç saniye sonra uzun bacaklarıyla yanıma varmıştı. "O zaman patronun falan var mı? Mafya falan mısın? Yoksa sadece kapkaççı mısın?" diye gülümsedi masum yüzündeki hatlar belirginleşirken.

Dudağından havaya savrulan sözler duraksamama neden olmuştu. Dolgun kaşlarımı çatarak ciddi ifademi takındım.

"Kapkaççı mı? Hey sen profesyonel bir hırsızla konuşuyorsun şu an. Dediklerine dikkat et." diyerek yoluma devam ettim.

O gün hasteneden kaçtığımdan beri hiç görmemiştim Taehyung'u. Onu öpmemin sebebini nasıl açıklayacaktım? Ben bile cevabı daha bulamamışken hem de?

Süpermarketin önüne gelince durdum ve arkamdan sessizce gelen Taehyung'a doğru döndüm. Aniden karşımda belirince kafamı onun göğüsüne çarpmıştım. Küçük parmaklarımla alnımı tutarak sinirli şekilde ona baktım. "Silahımın tadına bakmak ister misin Tae?!" diye haykırdım ona doğru.

Cidden bu çocuk..

"Silah mı taşıyorsun?" diyerek gözlerini büyüttü kahkaha atarak. Ama anlaşılıyordu be Taehyung hâlâ canın yanıyordu. Vicdanımın dürtüleriyle birlikte arkamı döndüm ve markete attım kendimi.

Tezgahların arasında gezinirken benimle birlikte yürüyordu o da. Parmağımla tezgahtaki yiyecekleri göstererek sordum. "Bunlardan ister misin?"

Gözlerini ciddi şekilde devirip. "Bir hırsızın çalacağı şeyleri yemem. Ben alırım ikimizede." dedi. Uzun elleriyle tezgahtaki yiyecekleri aldı ve yürümeğe yeltenirken kucağındaki yiyecekleri çekip aldım.

"Sana çalacağımı kim söyledi? Ben sana çalıntı yiyecek yedirmem. Beni ne sanıyorsun sen?!" diyerek kasaya doğru yol aldım cevabını beklemeden.

Kasaya vardığımda zaman kaybetmeden yiyecekleri bırakarak parayı çıkardım. Yanıma gelen Taehyung'u fark ettiğimde ona sertçe baktım ve parayı kasiyerin masasına bıraktım.

Sol elimle kaküllerimi havalı bir şekilde arkaya savurarak konuştum. "Üstü kalsın." diye ama karizmam kasiyerin konuşmasıyla çizildi.

"Hanımefendi zaten fazlanız yok 10 won eksiğiniz var." omuzlarımı indirerek bakışlarımı Taehyung'dan çektim. Lanet olası başka param yoktu.

Taehyung'a kaçamak bakış atarken, o eksik parayı kasiyere ödedi ve yiyecekleri alarak yandaki sandalyeye doğru yürüdü. İçimde çizilmiş karizmama küfür ederken kafamı kaldırarak kasiyere sertçe baktım. Ama ayni dakkada sertliğim çözüldü.

Jimin?

Burası senin çalıştığın yer olduğunu unutmuşum. Gözlerinde hala aynı kırgınlık vardı değil mi bana karşı? Meleğim, gözlerine bile bakamıyorum yarattığım kırgınlığı görmeyeyim diye. Ama senden gidemiyorumda.

Sana söz vermiştim. Ve tutmamayı o kadar çok istiyorum ki.

O gün Jimin'in benimle yatmağı kabul ettiğini duyunca oradan koşarak uzaklaşmıştım. Hiçbir şey demeden, hiçbir şey yapmadan. Beni artık görmek istemeyeceğini sanmıştım ama hikayem başka bir boyuta taşınıyordu. Ve ben yeni evimi sevmeme rağmen orada yaşamak istemiyordum.

possibility; if you love me, jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin