#27

1.3K 176 107
                                    


さようなら

elveda



Karşımda birleştirdiğim ellerime baktım. Bakışlarımı tedirgin parmaklarımdan çekerek ağaçların ordaki bankta oturan Jimin'e çevirdim. Daha sonra ise elimin tersiyle gözyaşlarımı silerek Taehyung'un çalıştığı binaya girdim.

Seni paramparça etmeye geliyorum, kırıklıklarını benimle toplamaya çalışan adam.

Asansöre doğru giderek düğmesini bastım ve beklemeye başladım. Herşey başladığı yerde son bulmayacaktı belki ama yinede başladığı gibi son bulacaktı. Ona büyükannesini öldürdüğümü sonrada onu kandırarak yalan söylediğimi söyleyecektim. Ama ona bunu yanlışlıkla yaptığımı ve onu sürekli tamir etmeye çalıştığımızda söyleyecektim. Bilmeye hakkı vardı. Biraz geç olsada.

Asansörün kapısı açıldığında karşımda onu görmemle birkaç adım arkaya attım.

Gözlerini yine mi kırmızıya boyamıştın Taehyung? Sana yakışmadığını söylemiştim. Beni hiç dinlemiyorsun.

Kirpikleri okyanusla karışmıştı ve boğularak ölüyordu. Gözlerine gömdüğü ceset gülümsemesi miydi?

Üzerindeki kıyafetler sana o kadar yakışmıştı ki sarılasım vardı. Yanlış anlama seni özlediğim için değil kıyafetlerinin çok güzel olduğundan.

Galiba yalan söyledim Taehyung..

Gözlerim onun hüzünlü bakışlarıyla tekrardan dolduğunda aniden beni kolumdan çekerek asansörün içine soktu. Sendeleyerek asansörün duvarlarından tutunduğumda ona arkamı çevirdim. Yapma Taehyung.. Çocuksu halin hala gözlerimin önünden gitmemişken olgun olduğun gerçeğini zihnime düşürme.

"Ağrın var mı hâlâ hırsız?" diye fısıldadı yaslandığı duvardan ayrıldığında. Sesi alaydan çok endişeliydi. Hep olduğu gibi. Kafamı iki yana sallamakla yetindim.

Cevap vermedi.

Taehyung sessizdi. Tuhaf değildi hiç olmaması kadar. O garip, tam bir uzaylı gibi olmalıydı. O Taehyung'du.

Ama değildi.

Belki bir daha asla olmayacaktı..

Asansörün kapıları açıldığında çıkmaya yeltendi. Hiçbir şey sormadı bana. Buraya neden geldiğimi bile merak etmedi. Çıkarken onun yaralı sırtına bakmakla yetindim son sözlerini duyduğumda.

"Kolye yakışmış."

Ellerim Jimin'in bana verdiği melek madalyalı kolyeyi sıkıca tuttu. Asansörün kapısında yürümeğe yeltenen Taehyung'un kolundan hızla tutarak onu asansöre geri tıktım. Kapıların uzun süre kapalı kalması için düğmeye bastığımda konuştum.

"Buraya seninle birşey konuşmak için geldim Taehyung" dedim ağlamaklı çıkan sesimle. "Ama sen neden geldiğimi bile sormadın."

Aniden üzerime geldiğinde arkaya doğru adımlar atarak sırtımı asansörün kapılarına yasladım. Parmaklarıyla sessizce yanaklarımdaki yaşı sildi. "Neden ağlıyorsun?" dedi düz çıkan sesiyle. Yapma Tae. Daha da zorlaştırıyorsun.

"Sadece beni dinlesen olmaz mı?" diyerek fısıldadım. Kafasını iki yana salladı ve yerde oturdu. Onun karşısına geçerek oturdum. Kan çukuru olmuş gözlerin Taehyung.. geçmişe ne kadarsa benziyor.

"Sana birşey itiraf edeceğim Taehyung" diye lafa başladığımda gözü boynumdaki kolyedeydi. "O mu verdi?" dedi soran bakışlarını gözlerime çıkararak. Kafamı sallamakla yetindim.

"Taehyung. Senin büyükannenin katilinin kim olduğunu biliyorum.." dediğimde hala gözleri kolyedeydi. Derinden nefes alarak konuşmaya başladım. "..O kişi benim"

Bakışları hızla kolyemden gözlerime çıktığında duygu çarpışması yüzüne imzasını atmıştı. "Kasıtlı yapmadım Taehyung. İnşaattaydık MinHo onu öldürecekti. Ben onu kurtarmaya çalışırken yanlışlıkla ittim ve o düştü. Özür dilerim, özür dilerim. Bunları senden sakladığım sana oyun oynadığım için üzgünüm.." diyerek ağlamaya başladım. "Sonra MinHo heykeli çaldığımız yerde tuzağa düşünce onu kurtarmak istemedim. Onu ölüme terk ettim yaptığının cezasını bulsun diye. Ama sonra onu kurtarmak istedim. Onu sana teslim edecektim. Onunla birlikte bende yanacaktım biliyorum ama o öldü. Onu bile kurtaramadım. Büyükanneni kurtaramayıp öldürdüğüm gibi-"

"Biliyorum Turuncu, herşeyi biliyorum" diyerek sözümü kesti. Bakışlarımı hızla onun gözlerine çıkararak sustum.

"Biliyordum.. bende oradaydım. Bende neredeyse ölecektim. Ama Jimin kurtardı. Seni neden sürekli ona gitmen için itiyorum sanıyorsun? Seni ona gönderdim çünkü seni benden iyi o koruyabilir. Büyükannemide kendimide koruyamadım ben güzelim. Seni nasıl koruyabilirim ki?" dedi fısıltı karışık sesiyle ayağa kalktığında. Hemen bende ayağa kalkarak kollarından tuttum. "Neden bildiğini söylemedin bana?" dedim.

"Eğer söyleseydim giderdin. Sen benim hayallerimin kurtarıcısıydın. Gitmeni hiç istemedimki ben." diyerek bana yaklaştı birkaç adım. Gözyaşların durmuyordu Taehyung.. en acısıysa onları silemiyordum.

"Sen masumdun güzelim. Sen hep masumdun zaten. Şimdi git. Birisinin sana daha ihtiyacı var. Birisinin daha kurtarıcısı olmalısın.." diyerek dahada yaklaştı yüzüme doğru. "..onun gökyüzüsü olmayan kırık yıldızlarını kurtar. Sana ihtiyacı var" dedi burnunu burnuma sürterken.

"Peki sen?" dedim titreyen sesimle.

"Ben iyileştim. Hayallerimi kurtararak bana verdin. Onları yaşamama yardım ettin. Daha fazlasını istemek bencillik olur."

Yüzümü avuçları arasına alarak alnıma küçük bir öpücük kondurdu. "Dudakların artık benim değil küçük Turuncum. Biliyor musun burası daha güzel ama."

Asansörün düğmesine basarak kapıları açtı. Sonra gülümseyerek yanımdan ayrıldı.

Gitti..

Taehyung gitti..

Hayallerini kurtardım sanıyordum ama onları birlikte yaşamışız aslında.

Yalnız kuş..

..o sendin



🃏

Taehyung kendini güç bela odasına atarak kapını kapattı. Sırtını yalayıp geçen duvarı umursamadan kayarak yere oturdu. Gözyaşı ona aşık olmuştu. Hiç bırakmıyordu onu. Bırakmayacaktıda. Aşktı bu kolayca vazgeçilmezdi.

Hıçkırıklarla ağlamaya başladığında cebinden Turuncu için kendi hazırladığı bilekliği çıkartarak ona acıyla baktı. Gecelerini vermişti bu ucuz şeyi hazırlamak için ama yinede onu mutlu etmişti. Çünkü bunu kendi yapmıştı, emek vermişti, sevdiği kadın için.

Şimdiyse onu sonsuza kadar bırakmayacaktı bu bileklik. Çünkü sahibine verilmemiş her ne olursa olsun yapışırdı yakanıza hesap sormak için.

Gülümsedi Taehyung..

Öyle bir gülümsemeydiki bu insanın inanası geliyordu..

Ama Turuncu olsa inanmazdı. En iyi o tanıyordu onu çünkü.

Bilekliğine bakarak fısıldadı.

"Elveda güzelim. Seni koruyamam. Kurtarıcın olamam. Sahte Kahraman'ın olduğum için özür dilerim" diyerek sessizleşti.

"Elveda" dedi..

possibility; if you love me, jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin