and, if i find you

2.6K 178 126
                                    




Elimdeki poşeti bir ileri bir geri sallayarak karanlık sokakta yürüyordum. Gecenin bir vakti markete gitmemin ise çok acınacaklı bir hikayesi vardı. Kadın olmak gerçekten zordu.

Aslında Jimin'i gönderecektim alması için ama geçen sefer gittiğinde bebek bezi alarak gelmişti.

Eve giden yolun üzerindeki parka saparak yolu uzattım. Hava almak iyi geliyordu ve göğüsümün üzerindeki büyük bir boşluk dört duvar arasında rahat oturmamı engelliyordu.

Adımlarım birbirinin arkasına takılarak devam ettiğinde hayatımdaki her şeyi film şeriti gibi gözlerimin önünden geçirdim.

Hayatımda çok kötülük yapmıştım, çok insanın kalbini kırmıştım ve çok fazla kendim olmayı unutmuştum. Yaptıklarımı yabancı bedenlere giren bir sefil ruh gibi yaparak kim olduğumu unutmuştum.

Her şeye rağmen hayatıma giren iki kişi bana kim olmadığımı fark ettirmişti. Ve ben yine de onları yaralamıştım. İkisini birden.

Boş ve karanlık sokaktaki adımlarım gittikçe yavaşladı ve bir süre sonra tamamen kesildi. Elimdeki poşetin kulpunu daha sıkı kavradığımda bedenimin bütün kirliliği ruhumun üzerine devrildi. Geçmiş kanlı bıçağını kalbime saplamış gibi iki büklüm kaldım orada öylece.

"Taehyung," diye koca bir boşlukla fısıldadım.

Kamelyanın orada tek başına oturan ve kapüşonunu kafasına geçirmiş bu adam dört metre öteden bile tanıdıktı bana. Oturma şekli, ellerini ceplerine koyması, kafasını geriye yatırarak yıldızları izlemesi.. her şeyiyle Kim Taehyung'tu.

Sesimi duymuş olacak ki, bakışlarını bana çevirdi. Kaşları şaşkınlıkla yukarı doğru kalkmıştı. Taehyung oturduğu yerden doğruldu ve beni süzdü.

"Uzun zaman oldu." dedi gülümsemeye çalışarak. Ama bu gülümseme samimiyetten uzaktı. Daha çok bir maskeydi sanki.

"Evet," diyerek onu onayladım. "Uzun zaman oldu."

Taehyung neşeli olmaya çalışarak yanıma geldi ve beni aniden kendine çekerek sıkıca sarıldı. "Mutlu musun?" diye sordu sakince.

Cevap veremedim.

Ben de ona sarılmak istiyordum. Poşeti tutmadığım diğer elimi havaya kaldırarak sırtına dokunmak için yeltendim ama elim havada asılı kaldı. Bunu yapamadım. Ona yaşattığım her şey boğazıma yapışmış gibiydi.

Eziyet ediyorlardı bana.

Taehyung bir süre daha öyle kaldıktan sonra geri çekildi ve tekrardan gülümsedi. "İyi bakıyorlar sanırım sana. Kilo almışsın." dedi yanaklarımı sıkarak. Ben ise ifadesizce sadece onu izliyordum.

"Seni ilk gördüğümde ipinceciktin. Hasta insanlar gibi zayıftın. Rengin falan da kendinde." dedi bakışlarını benden kaçırarak ve ellerini önünde birleştirdi.

"Niye bu saatte dışarıdasın?" Tekrardan konuştuğunda kendimi ağlamamak için kastım.

"Markete gitmiştim." dedim fısıltıdan farksız.

"Hımm," diye bir mırıltı çıkararak ellerini kot pantolonuna sürdü. "Oturmak ister misin? Ya da acelen varsa gidebilirsin."

possibility; if you love me, jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin