5. Bölüm: Sadece Bir Arkadaş

32 0 0
                                    

D A M A R I S

blue

bluː/

1. colour of determination, power.

"BAYAN ROBERTS!"

Baygın gözlerle bakışlarımı oturduğum masanın üstüne ellerini bastırmış, bakışları üzerime kenetlenmiş edebiyat öğretmeni olacak yaşlı bunağa çevirdim.

Ağzımda çiğnediğim naneli sakızı patlatarak "Ne var ?" dercesine kadına baktım. Bu bile kadının sanki mümkünmüşcesine daha da kızarmasına ve kırışıklarla kaplı yüzündeki damarların daha da belirginleşmesine sebep oldu.

Sınıfta gergin bir atmosfer vardı. Herkes yapabileceklerimden korkuyordu.

"Damaris Roberts! Ne hakla dersimde telefonunuzla oynarsınız? Üstelik bu saygısız davranışlarınız ve-"

Ayaklarımı sıradan çektim ve telefonumu masaya sert bir şekilde bıraktım. Bu bile adını hatırlamadığım kadının susmasına yetmişti.

Bıkkın bir şekilde ayağa kalktım ve kadına yaklaştım:

"Yaptıysam ne olmuş?" dedim eğlendiğimi belirten bir ses tonuyla. Birkaç kişinin olayı çekmek için çıkardıkları telefonları gördüm.

Onlara bakıp hayal kırıklığı ile iç çektim:

"Çocuklar, kameraları halledin. Söylediklerimin böyle ineklerin telefonlarında ezberlenmek üzere durmasından nefret ediyorum.

Arka sıralardan birkaç kişi ayağa kalktı ve telefonları hızlıca topladılar.

Her şeyin temizlendiğinden emin olunca saate baktım. Dersin bitmesine on üç dakika kalmıştı. Tüm şovu ona göre ayarlanmalıydım.

Hoca, şaşkınlıktan kurtulunca bağırdı:

"Ne yaptığını sanıyorsun terbiyesiz!"

Bunun üzerine gözlerimi kadına doğru çevirdim.

"Sen bana az evvel ne dedin ?"

Hoca ona sen diye hitap ettiğim için epey sinirlenmişti.

"Damaris! Kendine çeki düzen ver hemen!"

Kollarımı birleştirdim ve ağzımdaki sakızı patlatarak:

"Bana ismimle hitap etmenize sebep olan şey nedir peki?"

Kadının sinirden köpürmek üzere olduğu aşikardı. Son dokuz dakika...

Başımla öğretmenin arkasında duran ve benim işaretimi bekleyen Kyle'a baktım.

Başımı hafifçe salladım. İşaretimi almıştı ve kamerayı hafifçe kaldırdı. Kayda hazır bekliyordu.

Kadın daha fazla dayanamayarak kolumu yakaladı. Ben bu arada sakızı damağıma yapıştırdım ve ağlamaya başladım.

Gözlerimden birkaç damla yaş damlarken çığlık attım:

"Lütfen efendim, bana neden bunu yaptığınızı bilmiyorum ama canımı acıtmayı kesin lütfen. "

"Bana bak, bir de rol yaparmış. Sen kendini ne sanıyorsun be?! Sırf Bay Roberts'ın kızısın diye sana daha fazla katlanamam anlıyor musun?"

Şaşkın şaşkın gözlerimi kırpıştırdım. Dışarıdan biri benim kurban olduğumu sanabilirdi ama aslında her şey tam tersiydi.

Kadın, öfke saçan gözlerle bana baktı ve beni hafifçe itti. Ben de bundan faydalanarak sendeleyip yere düştüm ve daha da şiddetli ağlamaya başladım.

7Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin