Monoton

1.6K 50 23
                                    

                                                                                      

Uzaklaşmak istiyordu artık buralardan çok sıkılmıştı çevresindekilerden  ama bunu yapacak cesareti bulamıyordu kendinde. Her boş anında nasıl yaparım fikri dolaşıyordu kafasında. Günler geçtikçe daha fazla artıyordu isteği ama nasıl yapabilirdi bilmiyordu...

 Kahvesini alıp sandalyesine oturmuş manzarayı seyrediyordu ki bir kadın ona seslendi,

''Hey Aras orada mısın?''

Hiç bir tepki vermemişti Aras. Kahvesinden bir yudum daha aldı ve manzarayı seyretmeye devam etti. Tam kendini her şeyden soyutlaştırmışken ayak sesleri duyuldu. Kahvesini masaya bıraktı ve sesin geldiği yöne doğru baktı. Annesi onu ziyarete gelmişti.

''Sonunda buldum seni'' cümlesi çıktı annesinin ağzından. Kısa bir sohbet geçti aralarında ve geldiği şekilde geri gitti annesi. Akşam yemeği için bir davet almıştı annesinden ama elbette ki gitmeyi düşünmüyordu. Onun kafasında çok daha önemli konular vardı. Bir yolculuk istiyordu ve içten içe gerçekleşme ihtimalini düşünüyordu. Aras düşüncelere dalmışken saat oldukça geç olmuştu. Havanın da soğuduğunu hissederek yatağına yöneldi. Her zaman ki gibi toplanmamış yatağına uzandı ve uykunun kollarına bıraktı kendini.

Günler çok hızlı geçiyordu ama sanki aynı gün için de takılıp kalmıştı Aras. Mevsimlerden sonbahardı, hüzün mevsimi diye düşünürdü kendi kendine. En çok bu mevsim de mutsuz olurdu. Ağaçlar bile dayanamaz dökerdi yapraklarını. Çok doğru demiş ''Halil Sezai'' diye mırıldandı.

''Derdi nedir bu sonbaharın , 

 Neden soldurur gülleri , 

 Nerden bulur bu insanlar ben mutsuzken gülünecek şeyleri ..''

to be continued...

Her bölümden sonra yorumlarınızı bekliyorum. Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın. Bu sayede iletişim içinde olabiliriz.

Okyanus MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin