Bu hikayenin bu ve daha sonraki tüm bölümleri biebs_JileyForever 'a ithafen yazılmıştır.
*
"Anne lütfen!"
Anneme her ne kadar yalvarsam da beni dinlememekte ısrarcıydı. Doğum günü gecemden sonra onunla görüşmemek için kaçıyordum. Yaptığı teklifi kabul etmeme rağmen bu hareketlerim onu eğlendiriyor olmalı ki sesini çıkartmıyordu. Ailelerimiz bu havada tatile çıkmaya karar vermişti. Miami'deki yazlığımıza gitme kararı almışlardı ve ne zaman oraya gitsek Justin ile aynı odada kalıyorduk. Anneme gitmek istemediğimi söylememe rağmen kabul etmiyordu.
"Miley Ray Cyrus, odana gidiyorsun ve bavulunu topluyorsun!"
Havaalanına kadar Justin'i görmemiştim. Uçağa binme vaktimiz geldiğinde onu gördüm ve kalp krizi geçirdiğimi sandım. Başını kaldırdı ve gözleri beni bulduğunda güldü. Beni süzdüğünde istemsizce gözlerim üzerime kaymıştı. Giydiğim tayt ve kazak çok da kötü gözükmüyordu.
Uçağa binene kadar bir şey söylememişti fakat yanıma oturduğunda kolunu omzuma atmış ve beni kendine çekmişti.
"Merhaba bebeğim."
Cevap vermediğimde benimle bir süre dalga geçmişti ve daha sonra omzumda uyuyakalmıştı. Bu tatil biraz uzun geçeceğe benziyordu.
*
Ritmik bir şekilde masaya vurduğum kalemin sesini dinlerken düşüncelerimde kendimi kaybetmiştim. Bundan sonra elimden daha ne gelirdi bilmiyordum. İyi bir zamanda olmasa bile onu sevdiğimi öğrenmişti ama öğrenmemiş gibi davranıyordu. Ya da hislerimi görmezden geliyordu. Kapım gürültü ile çaldığında irkildim ve elimdeki kalem yere düştü.
Kapı açıldı ve Zayn içeriye girdi. Beyaz bir gömleği, siyah pantolonu ve siyah, uzun bir montu üzerindeydi. Benim aksime çok mutlu gözüküyordu. Masanın etradından dolaşıp yanıma geldiğinde ayağa kalkıp kollarımı boynuna doladım. Elleri anında sırtımı bulduğunda yüzünü boynuma gömerek derin bir defes aldı.
"Üzgünüm, sabah acil bir işim çıkmıştı."
Bir şey demeden beni kendisiyle beraber deri ve büyük koltuğa çektiğinde başımı omzuna yasladım. "Zayn." Dedim eli elime dolanırken. "Efendim?" Ellerinden biri saçlarımda dolaşıyordu ve ben ağlamak üzereydim. Yutkundum ve kollarımı bedenine sıkıca sardım.
"Miley, neden teklifime hala bir cevap vermedin?"
Sorduğu soruyu beklediğim için şaşırmamıştım fakat hâlâ ne diyeceğimi bilmiyordum. "Ben, bilmiyorum Zayn."
Derin bir nefes aldığında göğsünde olan başım onunla birlikte hareket etti. "Seni zorlamıyorum ama sadece.. ah, bilmiyorum."
"Zayn?"
"Hm?" Saçlarımda gezinen elleri duraksamıştı. "Özür dilerim."
Daha sonra uzun bir süre konuşmadık.
*
Soğuk su bedenimi yakıyorken sabahki hislerimde bir değişiklik olmamıştı. Hala yemek yiyemiyordum ve sürekli kusmaya çalışıyordum ayrıca adet de olmamıştım. Saat akşam altıya geliyordu ve yedi de hastahanede randevum vardı.
Suyu kapattığımda sessizleşen evimdeki ilk ses çıplak ayaklarımın çıkarttığı ses oldu.
Havlularıma sarınarak odama geçtim ve büyük odamın büyük yatağına bedenimi bıraktım. Çok fazla toplantı ve projeyi kişisel problemlerim ile birlikte yürütmem çok zor oluyordu. Çevremdeki herkesten bıkmış durumdaydım ve hiçbir suçu olmayan Zayn'e bile kötü davranıyordum.
Şimdilik her şeyi bir kenarıya bırakarak hazırlanmaya karar verdim. Nasıl olsa düşünecek çok fazla vaktim vardı.