Chapter|2

261 24 30
                                    

"Ne demek yeni evden çıkıyorum?"

Elimdeki iPad'i sıkmayı sürdürerek gözlerimi kapattım. "Bilirsin gece bir-"

"Kes sesini. Senin sevgilinde sevişmen umrumda değil bu şirkette tek sen yoksun. Kafana göre davranamazsın. Bu toplantı ne kadar önemli haberin var mı?"
Biraz sesli söylemiş olacağım ki sekreterim ve bir kaç çalışan bana dönmüştü. "Her neyse söylenmeyi kes geliyorum." Telefonu yüzüme kapattığında sinirden titreyen ellerimi yumruk yaptım. Telefonumu ceketimin cebine atarak odama girdim ve kapıyı çarparak kapattım.

Fakat toplantı odasına gitmem gerektiği aklıma geldiğinde oflayarak ayağımı yere vurdum.

-

"Merhaba."

Gülümsemeye çalışıyorken elini uzatan adamın elini kavradım. Bay Manson yerine oturmadan önce bana kısa bir süre baktı. "Bay Bieber nerede?" Avuç içlerim terlerken yutkundum.

"Ufak bir işi var hemen gelecek."

Aceleyle iPad'i açtım ve projeksiyona bağlayarak beyaz tahtaya yansıttım. Umarım çabuk gelirdi.

-

Ihaleyi alamamıştık.

Kendimi ağlamamaya zorlayarak herkesi uğurladığımda sandalyelerden birini çekerek oturdum. Ellerimi gözlerime bastırarak ağlamaya başladım. Bu proje için aylardır uğraşıyordum. Bunu kesinlikle almalıydım ama Justin'in aptal zevkleri yüzünden kaybetmiştim.

Hıçkırıklarımı durdurmaya çalışırken elime bulaşan rimeli beyaz pantolonuma sürttüm. Neden onunla ortak bir şirket kurduğuma dair bir fikrim yoktu fakat böyle devam ederse kendi hisselerimi satarak kendime yeni bir şirket açacaktım.

Ben gecelerce çalışıp şirketimize bir şeyler katmaya çabalarken o gönül eğlendiriyordu. Bu kolay bir iş değildi. Her konuda fiziksel ve tuhsal olarak en çok yorulan taraf ben oluyordum.

"Üzgünüm biraz- Hey ne oldu?"

Gözlerimi açmadan derin bir nefes aldım. Gözlerimin acıdığını hissediyordum. Yanımdaki sandalyenin çekildiğini hissederken içimi bir ürperti sardı. Bedeninin yakınlığını hissederken sandalyeyi geri çektim.

"Ne oldu?"

Gözlerimi aralayarak yüzüne baktım. Bir şey söylemeden ayağa kalkarak iPadi ve çantamı aldım. Bir şey söylemesine izin vermeden odadan çıktım. Odama giderken sekreterim Karla'nın yanına uğramaya karar vermiştim.

"Hey, bugün ve yarınki toplantıları Pazartesiye erteler misin?"

Karla yerinde zıpladı ve 'Yüce İsa' diye küçük bir çığlık attı. Biraz sakinleştikten sonra planlama defterini buldu. Defterini karıştırırken telefon çalmaya başladı. Bir yandan telefonla konuşuyordu. Telefonu kapatarak elini yarının toplantılarının üzerinde gezdirdi.

"Ama Bayan Cyrus, Pazar günü saat 9.30'da BMW'den yetkililer gelecekti. Reklamda ürün yerleştirme için. Bu önemli."

Boşta kalan elimle yüzümü avuçladım. "Tamam, ona geleceğim. Diğerlerini aktar lütfen. Şirkete gelmeyeceğim 2 gün. Son projeleri çizer sana e mail olarak gönderirim."

"Peki Bayan Cyrus."

Bir an önce odama dönmeli ve çizimleri alarak biradan ayrılmalıydım. Odama sonunda ulaşabildiğimde bilgisayarıma takılı flash belleği aldım. iPad'imle beraber çantama attıktan sonra kentsel dönüşüm planlarından bazılarını da çantama atarak bilgisayarımı kapattım.

It's You|JileyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin