kısa oldu ama ben yorum istiyorum çünkü ben kötü bir yazarım
*
Senin hayatın, senin seçimin.
*
Üzerimdeki yorgana biraz daha sarılırken elimdeki telefona art arda gelen mesajları açmaya tenezzül etmiyordum.
Justin beni yeniden aldatmıştı.
İlk seferi kadar acıtmamıştı fakat kaşbim yeniden kırılmıştı.
Camıma çarpan minik taşın sesi ile aniden arkama baktım. Yorganın içinden çıkarak korkak adımlarla yaklaştığım camdan aşağı baktığımda dikilen Zayn'i görünce hüzünle gülümsedim.
Zayn'in sevgisini hakedecek bir şey yapmayıp, hala benim sevgimi haketmeyen birinin peşinde koşmama rağmen Zayn beni yalnız bırakmıyordu.
"Zayn tırmanma sakın, düşeceksin!"
Boğuk sesimle konuşarak beklemesini işaret ettim ve aşağı indim.
"Zayn burada ne işin var?"
"Biliyorum bazen rahatsız edici olabiliyorum ama seni yalnız bırakmak istemedim."
Şirince gülümseyip arkada sakladığı ellerinde tuttuğu çiçekleri bana uzattı. "Çikolata çiçekler, seveceğini düşündüm."
Parmak uçlarıma yükselerek boynuna sarıldım.
"Zayn, neden vazgeçmiyorsun? Ben iğrenç bir insanım."
Zayn güldü ve omuz silkti. "Sürünmekten zevk alıyorum diyelim."
*
"Öncelikle gelen herkese teşekkür ederim."
Kokteyl davetlerinin klasik konuşma başlangıcı, adını bile hatırlamadığım şirket sahibinin mikrafona vurup dikkatleri üzerine toplamasının ardından başladığında önümdeki beyaz şarap ile bakışıyordum.
Elleri cebinde konuşmayı dinleyen Zayn ona olan bir kaç saniyelik bakışlarımı yakaladığında bana dönerek küçük bir gülümseme verdi.
Git gide canım sıkılmaya başlamıştı. İşime olan düşkünlüğüm ise git gide soluyordu. Sorumluluk almaktan kaçmaya başlamıştım, önemli olmayan şeyler dışında dikkat etmiyordum. Çektiğim baş ağrıları bazrk katlanılmaz hale geliyordu ve en önemlisi gitmeye korktuğum kadın doğum doktoruydu.
Artık üzerimde olan yükü taşımak istemiyordum.
"Zayn ben biraz hava alacağım."
*
Zayn'e attığım mesajda eve gideceğimi söylemiş ve kendimi doldurduğum küvetin içinde otururken bulmuştum.
Suyun içinde çözülmesine izin verdiğim bathbomb un suya bıraktığı pembe ve kırmızı renkleri izlerken gelen baş ağrısı kafamı duvarlara vurma isteğimi kabartıyordu.
Durmadan çalan telefonumu açmak istemiyordum. Zayn olmadığından emin olduğum için geriye tek bir seçenek kalıyordu. Enseme yapışan saçlarımı suyun içine biraz daha gömerek elime aldığım makas ile ortasından kestiğim saçların da suya karışmasına izin verdim.
Kendime bunlara değmeyeceğini yıllardır anlatmaya çalışsam da olmuyordu.
Şimdi ise elimdeki tek şey dakikalardır gözümü üzerinden ayırmadığım parlak jiletti.
*
"Hey Miley, sen beni dinliyor musun?"
Bella ellerini gözümün önünde salladı ve dikkatimi üzerine çekti. "Üzgünüm, dalmışım."
Derin bir nefes alıp verdi. "Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum. Sonunda Victoria's Secret için yürüyeceğim ama Abel da orada olacak. Onu gördüğümde ağlamaya başlamaktan korkuyorum."
Abel ve Bella ayrılmışlardı, Abel artık onunla devam etmek istemediğini söylemişti. Buna hala inanamıyordum. Bella'nın VS için yürüyeceği haberini görmeme rağmen kendi sorunlarımdan vakit bulup arayamamıştım. Şimdi o Londra'daydı ve biz buluşmuştuk.
Dediklerinden sonra saatlerce ona teselli vermiştim.
"Bella." Kucağımdaki başını bana çevirdi ve cevap beklercesine bana baktı. "Ben," kaşlarını çattı ve elimi tuttu. "Kötü bir şey mi oldu?"
Gözlerimi duvara çevirdim. "İyi mi kötü mü bilmiyorum. Hatta senin ne tepki vereceğini de bilmiyorum ama söyleyebileceğim tek arkadaşım sensin."
"Söyle artık." Dedi.
"Bella ben hamileyim."
Bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra kucağımdan kalktı ve kahkaha atmaya başladı. "Hemen Zayn'i arayıp tebrik etmeliyim! Teyze mi oluyorum ya-"
"Bella, onun kimden olduğunu bilmiyorum."
Ağzını araladı fakat bir şey söyleyemedi. "Bu ne demek oluyor yani? Yoksa Justin mi?"
"Bak bilmiyorum tamam mı, nasıl test yaptıracağım hakkında da bir fikrim yok."
"Zayn'in evlenme teklifini kabul etmedin mi? Ettin. Evraklar sırasında ikinizden de kan alınacak. Doktorlarla konuş ve Zayn'in kanını test için kullanmalarını söyle." Bir kaç saniye bekledi. "Ya da ne bileyim, Zayn'den saç örneği falan almaya çalış."
"Tamam. Bunu yapacağım."
Aramıza bir sessizlik girmişti. Ona intihar eşiğinden döndüğümü de söylemek istemiştim fakat yapamamıştım.
"Sadece," gözlerini gözlerime çevirdi. "bebeğin Zayn'den olmasını umuyorum."
*