17 - Sarhoş

63.2K 2.2K 617
                                    

Koşar adımlarla okuldan çıkmış ve şuan ıssız, karanlık bir sokakta bir taksi durağını arıyordum. Sabah okula gelirken arabada benzin kalmamıştı. Ve derse o kadar geç kalmıştım ki, yolda arabama benzin dolduramamıştım ama bende nerden bilebilirdim ceza alacağımı ve cezamın akşama kadar süreceğini..

Okula gelirken birkaç kere okul civarında taksi durağını görmüştüm. Ve neredeyse yarım saattir o taksi durağını arıyordum.

Issız sokaklarda yürürken birden Ateş geldi aklıma ve yüzümdeki aptal sırıtışa engel olamadım. Bugün kütüphaneye gelmişti. Şimdi bunu Didem'e anlatsam kesin inanmazdı ama o gelmişti hemde üstüme merdiven düşeceği sırada beni kurtarmıştı.

Evet benden nefret eden çocuk.. Ateş Hancı beni korumuştu ve benim için endişelenmişti. Hem bana sonradan kalan rafları düzeltmeme yardım etmişti.

'Kimse bana istemediğim bir şeyi zorla yaptırmaz.' Diyen Ateş bana yardım etmişti. Bide ne demişti 'ya gelmek istediğim yerdeysem..' demişti. Bununla acaba ne kastetmişti. . Gelmek istediği yer benim yanım mıydı?
Ateş'i düşünürken kalbim göğüs kafesime sığamıyordu sanki . Hatta şuan domates gibi kızardığımdan adım kadar emindim.

Neden sürekli Ateş'i düşünüp duruyordum ah hadi ama Hazan neden düşünüyorsun bunları. Biran önce araba bulmam gerektiğini kendine hatırlattım ve adımlarımı hızlandırdım.

Hava gitgide kararırken, korkum da artıyordu. Hani ne diye okulu bu kadar ıssız bir yere yapmışlardı ki .
'Issız mı?' Dedi iç sesim.
Evet aslında ıssız olmayabilirdi ama sonuç olarak şuan çok sessizdi her yer . Gündüzleri bu sokaklar tıklım tıklım iken şuan ise tek bir Allah'ın kulu yoktu. Şuan etraf ölüm sessizliği kokuyordu adeta. Ve bu sessizlik ödümü koparmaya yetiyordu.

Biraz ileride Alasya taksi yazan tabelayı gördüm mutluluktan yerimden zıplayıp 'oleyyyyy nihayet' diye sevinçten çığlık attım ve hemen vakit kaybetmeden o tabelanın olduğu yine doğru gittim.
Daha birkaç adım atmıştım ki karsımdakileri görmem ile yerimde dona kaldım .

Ha siktir...

Karşımda üç sarhoş vardı.

Aklım çalışmıyor ne düşündüğümü yada ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum.
Kendimin farkında değildim, yolumu kaybettiğimi hissediyordum sadece kalbim sadece o görevini yerine getiriyordu deli gibi atıyordu.

Ne yapmam gerekiyor evet Hazan düşün, düşün..

En iyisi onları görmemiş gibi davranıp arkama dahi bakmadan son hız koşmak.
Tam arkamı dönmüştüm ki, bir elin omzuma ilişmesi ile olduğum yerde dona kaldım.

"Hey, yavrum nereden çıktın böyle." Dedi biri pis pis sırıtarak. Arkamı döndüm. Omzumdan tutan adam kıvırcık saçlıydı ve bir eli hala omzumdayken diğer elinde ise bira şişesi vardı .

Omurgamdan aşağı soğuk bir his inerken gerginlikle avuç içimi cimcikledim. Avuç içim acımıştı ama umursamadım

"Gökten düştü bu güzel melek" herifin pis sırıtışına gözlerimi devirip kolunu omzumdan çekip onu var gücümle ittim. "Çok güzel anasını satayım. Hayatım boyunca böyle güzel bir melek görmedim," dedi. Beyaz tişörtlü kilolu adam bana bir adım atarak . Duyduklarım karşısında dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken bunlardan nasıl kurtulabileceğimi düşündüm. Düşüncelerimi bölen en arkalarında duran adamdı.
"Çok zevkli bir ziyafet olacak" dedi bir diğer kaslı adam. O kadar içmişti ki nefesi leş gibi kokuyordu. Bu sözler karşısında gözlerim kocaman olmuş, tedirginliğim git gide artmıştı.

"Pekala polisi arayacağım," dedim uyarırcasına.
Kıvırcık saçlı adam, büyük bir umursuzlukla omuz silkti. "Ara hadi, hiç durma."

Kayıtsızlığı karşısında gözlerimi kırpıştırdım, kahretsin tehdidimden zerre kadar etkilenmemişlerdi. Hareket etmeyip ona bön bön baktığımı görünce alaycı bir ifadeyle kaslarını kaldırdı. "Sen polisi aramayacak mıydın?"

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin