"Medyada Doğuş var.."Ateş'in cevap vermesine fırsat vermeden hemen sınıftan çıktım. Didem de hemen arkamdan gelerek kolumdan sürükleyip beni bahçeye götürdü. Dışarı çıktığımızda ışıl ışıl bir hava bizi karşıladı. Hafifçe esen rüzgar yüzüme vuruyordu. Güneş açık renkli bulutların arasından neşeyle süzülerek kendini gösteriyordu. gerçekten güneşli havaları çok seviyordum bana yaşadığımı hissettiriyordu.
Didem ile ağaçların arasına çimlere oturduk.
Doğuş'ta karşıdan üç kola ile yanımıza gülümseyerek geliyordu.
Didem omuzuma vurarak "seninki geliyor" dedi. Eğlendiğini belli eden bir ses tonuyla.
Gözlerimle hemen Doğuş'u buldum. Utanarak gülümsedim. Oda bana gülümseyip yanımıza kadar geldi.
Didem'e "abartmayı çok seviyorsun" diye mırıldandım "sadece arkadaşız," diye belirtim arkadaşın üstünü vurgulayarak.
"Valla bana pek de öyle gelmedi. Cilveli bakışlarıyla kuzenimi etkin altına almayı başarmışsın," deyip usulca güldü.
"Ah Abartma istersen," deyip onu cimcikledim.
Didem'in dudağından önce küçük bir inilti çıktı sonra yüzüne sevecen bir gülümseme belirdi. "Tamam kızım ya şaka yapmıştım sadece" dedi."Şaka yaparken artık iki kez düşün," dedim Didem'e göz devirirken.
"Sevimli şey, aman şakaya da gelmez" deyip sessizce homurdandı.
Didem'in bu haline kıkırdarken yanımıza gelen Doğuş'a baktım.
"Selam kızlar" dedi, Doğuş sevecen sesiyle.
Didem ile aynı anda tebessüm ederek "merhaba" dedik."Hava çok sıcak değil mi ya ?" Diye devam etti utangaç bir sesle.
"Evet ya sıcaktan kavrulacağız resmen," dedi Didem, Doğuş'a tebessüm ederek.
Doğuş yanımızda oturarak bizlere aldığı kolalardan uzattı. Doğuş'a teşekkür ederek uzattığı kolayı alıp en samimi gülümsememi yolladım.
Doğuş'un esprileri yine bizi gülmekten kırıyordu. Doğuş da olmasa bizi kim güldürecekti ki. Doğuş'un esprileri ile sabah sınıfta olan tatsız olayı hemen unutturmuştu bana ancak Ateş'in unutmayacağı da biliyordum. Kesin yine aklı sıra intikam alacaktı aman şuan onu düşünerek bütün teneffüsümü ziyan etmeyecektim.
...
Okulun bahçesine giren grubu görmem ile yüzümdeki gülümseme anında yok oldu. Gelen egoist Ateş ve muhteşem arkadaşlarıydı. Kesin yine tatsız bir şey çıkaracaktı. Allahım ne olur şimdi olmaz lütfen şimdi hazır değilim. İçimden dualarım sürerken, Didem'in ağzındaki kolayı püskürtmesi bir oldu. Didem'in baktığı yöne baktığımda pür dikkat Burak'a bakıyordu. Sanki ilk defa Burak görmüş gibiydi. Yoksa Didem Burak'tan mı hoşlanıyordu? Ne kadar Didem ile Burak'ı karşı karşıya gördüğümde bu izlenime kapılıyordum ama eğer öyle bir şey olsaydı Didem bana söylerdi. Evet belki yeni tanışmıştık ama birbirimize güvenecek kadar da vakit geçirmiştik.
Didem, "pardon birden öksürük tuttu" deyip dikkatimizi dağıtmaya çalıştı ama yüzündeki heyecan duygusunu gizlemeyi başaramamıştı.
Doğuş, Didem'in sırtına vurarak "helal, helal" dedi.Ateşler önümüzden geçip karşımızdaki banklardan birine oturdular. "Aman çimlere otursanız havanız bozulurdu zaten." Didemle hem fikirdim çimlere otursalardı sanki havaları bozulurdu.
Bahçedeki bütün gözler onlara çevrilmişti. Sanki uzaylı görmüş gibi pür dikkat bütün her kesin görgüsüz bakışları oklardaydı.
Ateş'in öfke dolu gözleri ise üzerimizdeydi, sınıftaki o tatsız olaydan sonra onunla yüzleşmeden direk kendimi bahçeye atmıştım ama adım gibi emindim ki Ateş buna kayıtsız kalmayacaktı yine ne planlıyordu Allah bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ [ TAMAMLANDI ]
Ficção AdolescenteBir adam, beni yangına çevirmişti. Bir adam, benliğimi bozmuştu tereddütsüz. Ve bir adam benim cennetimin ateşi olmaya ant içmişti ansızın... O adam acımasızdı. Acımasızlığın zirvesini yaşıyordu. O adam, karanlığın elli tonunda nefes alıyordu, acıy...