37 - Sana Özel

51.5K 1.7K 164
                                    

Önümde ileri geri sallanan kum torbasına, kendi etrafımda dönüp öldürücü sertlikte bir tekme daha indirdim.

Sanki kum torbası, dünkü beni tehdit eden çocuktu, dün aklıma gelince dişlerimi sıkıp, sol kroşemi var gücümle hayali katile geçirdim.

Ardından bir tekme daha, birtane daha ve bir tane daha...

Dün olanlardan sonra hiç uyumamış, geceden beri kendi evimdeki spor salonunda sinirlerimi dağıtmaya çalışıyordum.

Beni tehdit eden kişinin kim olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu.

Kimdi o ?

Ve ne ihalesinden bahsediyordu ?

Dünden beri beynimi meşgul eden sorulardan kendimi alamıyordum. Daha birkaç haftalarda takip edildiğim kanısına varmıştım ve hayal falan gördüğümü düşünüp bu tezi çürütmüştüm kafamdan, ama dünkü tehdit olayından sonra artık emindim birileri fena halde bana kafayı takmıştı.

Acaba Tamer abim iyi miydi? Benim onunla biran önce konuşmam gerekiyordu.

Sinirle homurdanıp tam bir yumruk daha savuruyordum ki, duyduğum sesle duraksadım.

"Seni bu kadar sinirlendiren şey ne?"

Spor odamın duvarına dayanmış elleri cebinde, sırıtan ve oldukça keyifli olan Doğan'a ters bir bakış attım.

Doğan benim öğretmenim, onun yanı sıra sağ kolumdu. Daha doğrusu hala da öyle. Evimizdeki koruma ve şirketteki korumalar onun kontrolünde olurdu genelde.

Şimdi ise abim almanya da olduğu için onu beni korumakla görevlendirmişti.

"Sana ne?" Dedim ona ters ters bakarak. Doğan ile yıldızımız hiç barışmazdı. Genelde gölge misali ya peşimde olup beni korur yada koruma bozuntulularını peşime takarak sinirlerimi had safaya çıkarırdı. Onunla en son bu korumalardan dolayı kavga etmiştik. O ise uzun zamandır ortalıkta yoktu taki şimdiye kadar.

Bir savaş nidası alıp, son tekmemi de kum torbasına geçirdim.

"Kimin yerine koyuyorsun onu?" Işte şimdi dikkatimi çekmeyi başarmıştı.

Kaşlarımı çattıp yavaşça Doğan'a doğru döndüm.

Doğan her zamanki gibi takım elbise giymiş siyah olağanüstü güzel saçlarını arkaya doğru taramış karizmatik bir şekilde bana bakıyordu.

"Ne?"

Doğan doğrulup, kanepedeki havluyu aldı ve bana doğru fırlattı.

"Diyorum ki; zavalı kum torbasını kim olarak hayal ediyorsun, seni fena kızdırmış olmalı."

Birşey itiraf etmeliyim ki Doğan çok zeki biriydi. Ve bu benim sinirimi aşırı derece bozuyordu.

Havluyu havada yakalayıp yüzümdeki terleri silerken; "bak kendimi tekrarlamayı sevmediğimi en iyi sen bilirsin ama sana bir ayrıcalık yapabilirim." Elimdeki havluyu yere fırlatıp, su şişemi aldım. "Yeniliyorum cümlemi; sana ne? "

Doğan başını geriye attıp tebessüm etti. Siyah gözlerinde muziplik pırıltıları vardı.

"Fazla açık sözlü olmanı seviyorum."

Ona ters bir bakış atarken; "ama ben seni sevmiyorum," dedim.

"Hmm," diye mırıldandı. Birkaç adım attıp aramızdaki mesafeyi azaltırken.

"Senin evimde ne işin var?" Diye sordum şüpheyle bir kaşım havaya kalkarken.

Doğuş alt dudağını üst dudağının altına alarak kısa bir süre düşünüyor gibi yaptı. "Tamer bey aradı beni, sana bakmamı istedi. Seni bir hayli merak etmiş."

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin