Kendime geldigimde oglen olmustu ve ben saatlerdir oldugum yerde oylece oturup dusunuyordum. Cansuyu aradim: "Cansu nasilsin" konusmaya mecalim yoktu "Iyiyiiimm hemde gayett iyiiiii" onu boyle mutlu bilmek cok guzeldi ama benim acim bana yetiyorken ona haber verip keyfini kacirmaya hakkim yoktu. "Arada ara beni merakta biraktin" sesimi duzeltmeye calisiyordum. Cansu hemen anlardi yoksa "tamam hayatim simdi kapatmaliyim en yakin zamanda donuyorum seni seviyorum optum" telefon aniden kapaninca sasirmistim. Cansu sevgilisinin yaninda beni hic onemsememisti. Bir nasilsin dahi dememisti. Ben annemi kaybetmisken yanimda olmaliydi. Ama halimi hatrimi sorma gereginde bile bulunmamisti. Murati aradigimda acmamisti. Gece calistigi icin yorgun olmaliydi. Son care Eren'i aradigimda: "Eren nasilsin" sesim zorla cikiyordu. "Ben iyiyimde sen iyi degilsin belli. Ne olmus benim birtanemee" korkulu ve merakli sekilde sormustu bense konusamiyordum sanki dilimi yutmustum. "Heey sana diyorumm" kendimi toparlayip "Ben iyi degilim Eren bize gel" diyebildim sadece. "Hemen geliyorum" telefon kapanmisti. Ardindanda 5 dakika sonra zil caldi ve gelen Erendi. Simsiki sarilmistik. Her seyi birbir anlatmistim ona. Daha sonra Halami arayip haber verdim.
Cenaze gunu Cansu Eren Murat ve Halam vardi sadece. Gereken ne varsa yapilmisti. Birak sevdigin insani Anneni o topragin altinada oylece birakip gitmek kelimelerle anlatilacak bir duygu degildi. Anne sevgisi cok baskaydi. Haliyle onun kaybida bambaska bir aciydi. Dayanilmaz gibi geliyordu ama bir sekilde dayaniyordun.
Derince kazilmis yere bembeyaz kefenin icindeki 'Annem'i tasidiklarinda gozumden akan yaslari durdurmadim. Bu kadar guclu durmak bana agir geliyordu. Sonra kurekle toprak atmaya basladiklarinda onlari durdurmak istedim. Yeter diye bagirmak istedim. O topragi kazip annemi icinden cikarmak istedim. Ona doyasiya sarilmak. Kokusunu icime cekmek. Ama yapamadim. Tek yaptigim sey dizlerimin uzerine cokup aglamak oldu. Sonra topragini kokladigimda icimde atesler yanmaya basladi. Iste o an koru korune yaniyordum. O topragi kokladikca icimdeki atesler alevleniyordu. Yaklasık bir saat kadar mezarin basinda kaldigimda Erenin babasi bizi alip eve birakti.
Bir kac saat uyumusum. Ne eren ne Murat ne de Cansu bir an olsun yanimdan ayrilmadilar. Murak donup dolasip "Ben senin her istedigin an bir nefes kadar uzaginda olucam ve buna inan" diyordu. Cansu surekli sarilip duruyordu bana cunku Anne acisinin ne oldugunu az cok biliyordu. Ve o gun onu aradigimdaki konusmalarimizdan oldukca pismandi. Uzatmadim affettim zaten hemen. Erense surekli guldurmeye calisiyordu. Ama calismakla kalmiyor gulduruyordu da.
Onlar benim artik ailemdi. Iyi ki varlardi. Iyi ki hayatima girmislerdide iyiki simdi yanimdalardi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutkanlığın Alışkanlığı
Short StoryEn ufak bir unutkanlıgın devamlı hatırlatmalara nedendir bazen.. Ve kalp öyle bencildir ki sadece sahip oldugu kisiyi düşündürür sana..