Ortamdakilerin çığlık ve ıslık sesleri daha da artarken Yasin kendine açılan yoldan sahneye ilerledi. Yanında konuştuğu kişi ise arkadaşı Emir den başkası değildi.
Yerden biraz yüksek olan sahneye çıktığında elimi hemen yüzüme siper ederek arkamı döndüm. Kalbimin atışı onu gördüğüm andan itibaren orantısız bir şekilde artarken ellerim titremekten geri kalmadı. Zorla çektiğim sandalyeye oturup sakinleşmeye çalıştım. Onu görmenin bende yaratacağı etkinin böyle olmaması gerekiyordu. İçimde ona karşı sadece saf öfke varken bu halim de neydi böyle?
Hayatıma bir anda girip bir ay sonra hiç bir açıklama yapmadan girdiği gibi bir anda çıkıp gitmişti. Beni bıraktığı cenderenin ortasında can çekişirken ruhumda bıraktığı izlerden kurtulduğumu sanıyordum. Ama şimdi onu tekrar gördüğümde hissettiğim bu heyecan... Bu yürek çarpıntısı...
Ellerimi dizlerime sürtüp titremesini gidermeye çalışırken ışıklar değişti. Aydınlık beyaz ışık yerine diskoları andıran spot lambalar müzik ile uyum içinde yanıp sönmeye başladı.
Hiç düşünmeden az önce Burağın getirdiği kadehi alıp kafama diktim. Fakat sadece küçük bir yudum alabildim. Daha önce hiç içmediğim için boğazımı yakarak akan sıvı içimdeki ateşi söndürmek yerine daha da harladı. Kulağıma dolan müzik gözümde bir yıl önceki anıları canlandırınca bir yudum daha aldım içkimden. "Bu şarkı benim en sevdiğim şarkıkardan biri" diye söylemiştim ona. Müzik kızgın bir cımbız olup geçmişin açtığı yaraların kabuğunu koparıyordu sanki. Yine aynı acıları çekiyordum.
Tamam... Daha fazla bu saçma yerde kalmayacaktım. Sandalyeden kalkıp nefes alış verişlerimi düzene sokarken hızlıca ceketi üzerime geçirdim. Sahneye bakmamak için kendimle iç savaş versemde yine dayanamayıp gözlerimi sahneye çevirdim. Yasin bir eliyle kulaklığını tutarken diğer eliyle önündeki aletlerle müziğin ritmini ayarlıyordu. Kendisi de ritmin hızının aksine yerinde daha yavaş hareketlerle dans ediyordu. Gözleri hep önündeki aletlerdeydi. Ne kadar eğlenceli olsada o bu işi ciddiye alarak yaptığı belliydi. İki siyah yılan gibi kaşlarını kaldırıp dans edenlerin üzerinde gezdirdi gözlerini. Birini arıyormuş gibi değil de insanların müziğe olan tepkilerini değerlendirir gibiydi. Müziğin ritmini biraz daha artırınca insanlarda aynı oranda dans ritimlerini hızlandırdılar. Yasin bu işte gerçekten iyiydi.
Bakışlarımı sahneden çekip evden bir an önce çıkmak için hareketlendim. Her yerde çılgınca dans eden insanlar yürümemi engellerken yanıp sönen ışıklar da önümü görmeme hiç yardımcı olmuyordu. Kendimi sıkarak dans eden bir kaç kişinin arasından geçip ilerlerken "Yapma" diye yüksek sesle bağıran bir kız sesi beni kendime getirdi. Kendi derdime düşüp küçük kızı unutmuştum.
Müzik hala yüksek seste devam ederken dans eden onca insandan hiç biri kızın çığlığına kulak asmıyordu. Herkes kendi eğlencesinde kendi dalgasına bakıyordu. İçimden hepsine lanet okuyarak geri dönüp kızı aramaya başladım. Yanıp sönen spotlar işimi daha da güçleştiriyordu. Müzik daha da hızlanırken amaçsızca bağırarak eğlendiğini sanan insanların, sesini bastırdığı küçük kızı nihayet gördüm. Duvar ile hayvan arasında kalan kız adamı itmeye çalışıssada başarılı olamıyordu. Hayvan adamın elleri kızın kalçasına indiğini gördüğümde bir şey yapmak için geç daha fazla geç kalmadan nerden elime aldığımı bile hatırlamadığım kadehi bir anda adamın kafasına geçirdim. Hayvan herif sendeleyerek geri çekilince kızı kolundan tutup çekerek adamdan uzaklaştırdım. Bu arada müzik durmuş ışıklar yanmıştı.
Kızı uzaklaştırırken kolumu tutan adama arkamı dönüp yüzünün ortasına bir yumruk daha geçirdim. İçimdeki öfke soğumuyordu. Karnına sert bir tekme atıp yere düşürdüğüm. Bütün sinirimi bu adamın üzerinde atmak istiyordum fakat beni durdurmaya çalışan bir kaç çocuk buna izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR KURŞUN
ChickLit☆☆☆ "Yaşamak, umudu olan insanlar için her zaman daha ilgi çeken bir eylemdir." ☆☆☆ "O da Yasin" Salonun diğer ucunda arkası dönük olan Yasin'i gösterdi. Sesimi biraz yükselterek onun duyacağı şekilde "Yasin Sancak" dedim. Onu zaten tanıyordum. "...