Merak ettiğin şeyin -nesnenin- yanına varıca 1-2 saniye ona baktım.
"Gerizekalı mısın? Al şunu!" Diyerekten elime almıştım merak ettiğim cismi.
Elimi aldığımda pek kitaba pek de deftere benzemediğini anladım.
Bir günlüğe benziyordu..
Siyah olan günlüğü ellerinin arasına alıp inceledim.
Simsiyah ve deriydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Deri olduğunu düşünün)
Dışına biraz daha baktıktan sonra bembeyaz olan sayfalara gitmiştim. İki zıt renk...
Dışı ve içi çok farklıydı. Jungkook gibi...
İlk sayfayı açtığımda ise orada yazan yazı dikkatimi çekmişti.
Bembeyaz kağıdın üstüne yine simsiyah bir yazı.. Yazıyı okuduktan sonra gözlerim büsbüyük olmuş ve Jungkook'un neden böyle yazmış olabilir diye düşündüm.
Diğer sayfayı açtığımda ise tekrar kısa bir yazı yazıyordu.
Teşekkür ederim hayatı bana yaşattırmadığın için. Teşekkür ederim berbat olan hayatımı daha da zehir ettiğin için. Teşekkür ederim..... Her yattığımda seni hatırladığım için. Beni ağlattığın için teşekkür ederim hyung..... Sevmeyi bana yaşattığın için teşekkür ederim.
Ama birşeyde özür diliyorum. Seni sevdiğim için özür dilerim.
Ve birşey daha... Katilim olduğun için teşekkür ederim.
Ah, bildiğimiz ergen sözleriydi bunlar. Diğer sayfayı çevirdim.
Ben senden özür dileyim ama sen benden özür dileme. Özür... Benim gibi kişilere yakışıyor. Benim gibi kişilere. Ben nasıl birisi miyim? Bunu anlatmaya en kötü kelimeler bile yetmez.
En kötü kelime? Buda neydi böyle?
İçimde kötü bir duygu oluşmuş ve benim merakım artmıştı.
Diğer sayfa
Seni birisiyle gördüm. Bir...bir kızla. Gülüyordun,bana o kadar güzel gülmemiştin. Yalan değil kıskandım hyung. O kızın yerinde olmak isterdim. Yada o gülümsemeyi sadece bana sundaydın? Sadece bana o gülüşü sundan da olurdu. O kızın yerinde olmaya da bilirim. Gülümsemen bana yeterdi.
