@murdermuke thank you for your permission
*Allie'nin Ağzından*
Dolabımı kapattım ve matematik sınıfımda olan fakat daha önce hiç konuşmadığım çocuğu görmek için etrafımda döndüm. Uzundu, sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Dudağının kenarında, onda oldukça iyi duran bir pirsing vardı.
"Merhaba" diyerek gülümsedi.
"Merhaba" dedim gülümsemesine karşılık vererek.
"Ben Luke, sen Allie'sin, değil mi?" diye sordu.
"Evet, benim." Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.
"Burayı sevdin mi? Yani, hâlâ burada yeni olduğunu biliyorum."
"Evet, neredeyse üç hafta oldu ama sorun yok. Buna alıştım. Buradaki insanlar kibarlar." Gülümsedim ve bakışlarımı köşeye çevirdiğimde, Michael'ın bize baktığını gördüm.
"Gerçekten mi? Okuldaki çoğu kişinin daima sürtük olduğunu düşünmüşümdür." Luke güldü.
"Belki de sadece iyileriyle tanışıyorum." diyerek omuz silktim.
"Sanırım en iyisiyle tanıştım," dedi sırıtarak. Yüzüm kızarmıştı.
Bir elin kolumu çektiğini hissettim ve döndüğümde Michael'ı gördüm.
"Hadi, Allie." dedi çok zor duyulabilen bir sesle. Ona garip bir bakış attım. Asla yanıma gelip eve gitmemiz gerektiğini söylemezdi.
"Tamam, Luke ile konuşuyorum, Michael. Biraz bekle." dedim Michael'a.
"Ah, sorun yok, Allie. Otobüse binmem lazım." dedi Luke gülerek. "Ama bunu al," dedi ve çantasından ufak bir kağıt parçası ve kalem çıkararak bir şeyler karaladı ve elime tutuşturdu. "Bana daha sonra mesaj at, tamam mı?"
"Elbette." Kağıda baktım ve yazdığı numarayı gördüm.
"Hoşçakal, Allie." diyerek el salladı ve yürümeye başladı.
Luke gittiğinde, "O da neydi, Michael?" diye sordum sinirle.
"Eve gitmeliyiz." diyerek omuz silkti.
Michael bana karşı geçtiğimiz haftalardan daha açıktı. Normalde konuştuğundan daha fazla konuşuyordu ve bunu sevmiştim.
"Ama Luke ile konuştuğumu görmedin mi?" diye sordum.
"Onunla konuşmana gerek yok." dedi Michael.
"Nedenmiş o? Yoksa o kızlarla oynamayı seven, egoist bir göt mü?" diye sordum.
"Hayır ama-"
"O zaman onunla konuşmamak için bir neden göremiyorum."
Michael'ın yüzü kızarmıştı. "Peki."
Beş dakikadır sessizlik içinde eve doğru yürümeye başlamıştık.
"Fen projemizin teslim tarihi Cuma günü." dedim.
"Yani?" diye sordu. Sinirli olduğu açıkça belliydi.
"Yani Çarşamba günündeyiz ve henüz başlamadık bile." dedim. Pazartesi günü fen projemiz için eş seçilmiştik ve Michael bundan haberi yokmuş gibi davranıyordu.
"Pekala ne yapmamız gerekiyor?" diye sordu kısaca.
"Evime gelebilirsin ve bunun için çalışabiliriz, tamam mı?" diyerek güldüm. Somurtmasını yok etmeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
different ▸ m.c. ▸ türkçe
Fanfiction@murdermuke thank you for your permission Onunla tanıştığı andan itibaren Michael'da bir şeyler olduğunu biliyordu.