@murdermuke thank you for your permission
*Allie'nin Ağzından*
"Caddenin karşısındaki komşularımızı biliyor musun?" diye sordu annem, ben merdivenlerden aşağıya doğru inerken.
"Evet, Michael'la aynı sınıftayız." dedim anneme.
"Pekala, bu iyi çünkü bu akşam bize yemeğe geliyorlar." diyerek gülümsedi.
"Ne zaman?" diye sordum.
"Aslında, on dakika içinde burada olmalılar," dedi ve kafamı salladım.
Dürüst olmak gerekirse, tatlı çocuklar evimize geldiğinde, oldukça gergin oluyordum. Onlardan hoşlanıp hoşlanmamam önemli değildi, daima gergin olurdum. Michael'dan hoşlanmıyordum. Onunla zoraki bir konuşma yapmıştım ve onun çekici biri olduğunu inkar etmiyordum.
Hızlıca üst kata, odama koştum ve bir tarak kapıp koyu kahverengimsi saçlarımı taramadan hemen önce, telefonumu cebime koydum. Kıyafetlerimi düzelttim ve alt kata inmeden önce aynada son bir kez daha kendime baktım.
Kapı zili çaldı ve açmak için koştum.
"Merhaba!" diyerek, Michael ve annesine yanıt verdim.
"Merhaba, sen Allie olmalısın," dedi annesi gülümseyerek.
"Evet, benim," diyerek gülümsemesine karşılık verdim. "İçeriye geçin,"
"Bu Michael," dedi annesi bizi tanıştırırken.
"Evet, Michael'ı biliyorum. Labaratuvar partneriyiz." dedim.
"Mikey, bana bunu söylemedin!" Annesi ona baktı ve Michael gözlerini devirdi. "Her neyse, Ben Karen. Bana Bayan Clifford falan diyebilirsin, tamam mı?"
"Elbette!" diyerek gülümsedim. "Anne, mutfaktan çık! Geldiler!"
"Ah, merhaba!" dedi annem kapıdan bize doğru yürürken.
"Hey, Eve," Karen anneme gülümsedikten sonra Michael'a döndü. "Ben Eve'e yemekler için yardım edeceğim, tamam mı Michael?"
Michael karşılık olarak kafasını salladı.
Annem bana doğru döndü. "Siz ikiniz odana çıkmaya ne dersiniz? Eğlenceyi abartmayın," diyerek kahkaha attı.
"Anne!" diyerek inledim ama o sadece kahkaha attı ve Karen ile birlikte mutfağa geri döndü.
"Ee, odama çıkmak ister misin?" diyerek Michael'a sordum ve omuzlarını umrumda değil dermiş gibi yukarı kaldırdı. Sırıttım ve onu odama götürdüm.
"Radyoyu açmaya çalışacağım ve bu garip sessizliği önlemeye çalışacağım, tamam mı?" Ona gülümsedim ve o hafifçe gülümseyerek, omuzlarını silkti.
Michael, odamdaki sandalyede otururken aşırı derecede gergin görünüyordu. Titriyor gibiydi ve bakışlarını odanın etrafında gezdiriyordu.
"Sakin ol Michael. Sana zarar vermeyeceğim." diyerek sırıttım. "Konuşacak mısın?" diye sordum radyoyu açarken.
"Belki." dediğini duydum ve ona baktığımda sırıttığını gördüm.
"Pekala, yani birileri şımarık değil?" diyerek kahkaha attım ve yatağıma oturdum. "Nasılsın?"
"İyiyim, ya sen?" dedi, geçen gün okuldan eve doğru yürürken yaptığı gibi.
"Aslında harikayım. Yavaş yavaş buraya alışmaya başlıyorum." dedim. "Ama sen neden sadece iyisin?"
"Her zaman böyleyim." Omuzlarını silkti ve derin bir nefes çekmeme sebep oldu.
"Michael benden korkuyor musun?" diye sordum.
Michael kafasını kaldırdı. Şok olmuş gibiydi fakat yanıtladı. "Hayır."
"Sana zarar vereceğimi düşünüyor musun?"
"Hayır."
"Seni rahatsız ediyor muyum?"
"Hayır."
"Öyleyse neden bu kadar kapalı ve benim etrafımdayken gergin görünüyorsun?"
Gözlerini kocaman açarak bana baktı ve sonra odaya göz gezdirdi. Yavaşça sakinleşiyordu. "İnsanlarla iyi değilimdir," diye cevap verdi sonunda.
"Pekala, garip biri olman veya olmaman umurumda değil. Havalı bir çocuk gibi gözüküyorsun."
Akşam yemeği düşündüğüm kadar garip değildi. Michael kapalı bir kutu gibiydi ve utanıyordu ama Karen böyle değildi. Sürekli konuşuyor ve kahkaha atıyordu ve ondan gerçekten hoşlanmıştım. Annem için iyi bir arkadaş olabilecek gibi gözüküyordu. Keşke aynı şeyi Michael ve ben için de söyleyebilseydim.
Onunla gerçekten arkadaş olmak istiyordum. Onun da bir tane arkadaşa ihtiyacı varmış gibi gözüküyordu ama onunla arkadaş olmama izin vermiyordu.
Her şey sadece bundan ibaretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
different ▸ m.c. ▸ türkçe
Fanfiction@murdermuke thank you for your permission Onunla tanıştığı andan itibaren Michael'da bir şeyler olduğunu biliyordu.