Bölüm günlerimizde herhangi bir değişiklik yok canımın içleri. Geçen Pazartesi özel bir durumdan dolayı bölümü ekleyemedim ama bu Perşembe bir bölüm daha ekleyerek geçen haftayı telafi edeceğim, merak etmeyin. ♥ Keyifle okursunuz umarım.
Yorumlarınızı eksik etmeyin bu arada. Özellikle bazı kısımlardaki tepkilerinizi çok merak ediyorum. ♥
8
"Vay canına Hera! Yarım kollu tişört giyiyorsun..." Masaya oturduğumdan beri susmayan ve sürekli kollarıma bakan arkadaşım durulacak gibi görünmüyordu. "Tenin ne kadar pürüzsüz. Morluklarını geçirmek için ne yaptın? Bu kadar çabuk geçmesi mümkün mü?"
"Doktor etkili bir krem verdi." Ataman kremi. Morlukları geçirmek için kendimi havlu tankına attığımı nasıl anlatabilirdim ona? "Kolay geçtiler bu sefer. Arada böyle olabiliyormuş. Sürekli bir durum değil."
Uzanıp elimi tuttuğunda gülümsedim ama o kadar sahte bir gülüştü ki Gizem bile fark etti. Keyfim yoktu. Esas konudan gitgide uzaklaştığım yetmezmiş gibi saçma sapan görüşler görmeye başlamıştım. Çalıştığımdan beri bir arpa boyu bile yol gidememiş gibi hissetmek enerjimi sömürüyordu.
Bir an önce kazanın ne zaman olacağını görmem ve müdahale etmem gerekiyordu artık. Etrafımda çok fazla insan vardı ve geri çekilmenin de zamanı gelmişti. Hala alışamamıştım sürekli dışarıda olmaya. Başka birilerinden gelebilecek herhangi bir görüş ihtimali bir sürekli taşıdığım tedirginliğin boyutlarını arttırmaya yetiyordu.
"İş nasıl gidiyor peki?" diye sorduğunda aynı bıkkınlıkla gözlerimi devirdim.
"Biraz yoğunuz. Önümüzdeki hafta maçlar başlıyor. Sıkı antrenman ve sıkı takipler canıma okuyor. O yüzden seni buraya çağırdım. Bir saatim var sadece. Burası komplekse en yakın mekan." Antrenmanlar ve takip süreci yetmiyormuş gibi harcadığım ekstra efor yakında bitirecekti bataryamı. "Gizem..." diye mırıldandım. "Bir rüya gördüm." Tek başıma üstesinden gelemiyorsam, değiştirerek anlatmamdan ne olurdu ki?
"Nasıl bir rüya?" Dirseklerini masaya koyup iyice eğildiğinde çok tatlı bir görüntüsü vardı. Konuşmaya başladığım an karşımda gerçekten dinlemeye hazır biri olduğu için fazladan enerji olarak yansıdı bu bana.
"Gerçekleşeceğinden endişelendiğim bir rüya. Çağlar Ataman'ın kötü duruma düşeceği bir rüya. Ve benim rüyalarım hep çıkar." Direkt olarak gelecekten parçalar gördüğümü söylemek isteyen yanım biraz bile tatmin olmamıştı.
"Rüyaların üzerinde çok durmamak lazım. Bir şeyden etkilenmişsindir kesin." Dediğinde olumsuzca kafamı salladım.
"Gizem, benim rüyalarım hep çıkar diyorum sana. Test edilmiş bir şey." İlgisini çekmiş olacak ki daha da eğildi masaya doğru. Biraz daha eğilse kahvesine girecekti çenesi. Üzerine kremayla şekiller yapılan kahveleri sevdiği için hep kocaman fincanlarda içerdi kahvesini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çemberin Altında | Kitap
Fiksi RemajaÖğrendiğim şeylerden biri daha, hiçbir şey sonsuza kadar iyi ya da sonsuza kadar kötü devam etmez. * Görüşüm sadece saniyeler sürse de aynı on numara gibi nefes nefese kalmıştım. O çoktan maçına geri dönüp tüm yeteneklerini konuşturmaya devam ediyo...